BAŞYARDIMCI Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

BAŞYARDIMCI harflerini içeren 5 harfli 38 kelime bulunuyor. 5 harfli BAŞYARDIMCI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Başyardımcı ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Başyardımcı olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

CAYIŞ14, AŞICI13, AYICI12, ABACI11, BARCI11, BARIŞ11, BADYA11, IŞIMA11, MICIR11, YARIŞ11, YAŞAM11, CAYMA11, ARICI10, AŞIRI10, ABRAŞ10, ACIMA10, BAMYA10, BAYRI10, BAYMA10, BAYIR10, DARCA10, DARAŞ10, YARAŞ10, ARACI9, AYRIM9, ADAMI9, BARDA9, MACAR9, ŞAMAR9, YARDA9, YARIM9, AMBAR8, DRAMA8, DAMAR8, MARDA8, MARYA8, YARMA8, IRAMA7

IRAMA

[isim]

  • Iramak işi

AMBAR (Kelime Kökeni: Farsça anbār)

[isim]

  • Genellikle tahıl saklanan yer

    Asker ambarlarında buğday var. - Halide Edip Adıvar

  • Yiyecek ve bazı eşyanın saklandığı yer
  • Geminin yük koymaya ayrılmış yeri

    Hakaretlerle bağırarak haşlıyor ve onlara ambarda ve güvertedeki yerlerini gösteriyordu. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]

  • Genellikle tahılın çok üretildiği yer, bölge

    Buğday ambarımız Konya.

[mimarlık]

  • Kum, çakıl vb. yapı malzemesini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75 santimetre olan küp ölçek

    Şu dört yüz elli dört kuruş, iki ambar kum. - Halit Fahri Ozansoy

[ticaret]

  • Eşya taşıma işleri yapan kurum veya ortaklık

Birleşik Kelimeler: ambar memuru, ambarda kurutma, kırkambar, tahıl ambarı

DRAMA (Kelime Kökeni: Latince)

[isim]

  • Dram

DAMAR

[isim]

[anatomi]

  • Canlı varlıklarda kanın veya besleyici sıvıların dolaştığı kanal

    Alnında ve şakaklarında şişen damarlar ağrıyordu. - Peyami Safa

  • Mermerde, bazı taşlarda ve tahta kesitlerinde renk ayrılığı gösteren dalgalı çizgi
  • Başka türden katmanların arasında bulunan sıvı, maden veya mineral katmanı

    Zengin bir altın damarı.

[mecaz]

  • Soy, yaradılış

[mecaz]

  • Huy

    Cimrilik damarı. Şairlik damarı.

[bitki bilimi]

  • İçinde ongun besi suyunun dolaştığı odunsu dokudan boru

[hayvan bilimi]

  • Böceklerde kanat zarını dik tutmaya yarayan organ

Ata Sözleri ve Deyimler

  • damardan girmek
  • damarı (veya damarları) kabarmak
  • damarı kurusun!
  • damarına (veya damarlarına) işlemek
  • damarına basmak
  • damarına çekmek
  • damarına girmek
  • damarını bulmak
  • damarı tutmak

Birleşik Kelimeler: damar aktarma, damar damar, damardaraltan, damargenişleten, damar görüntüleme, damar sertliği, damar tabaka, damar tıkanıklığı, atardamar, halkalı damar, kılcal damar, orta damar, toplardamar, damarı bozuk, bilek damarı, can damarı, cin damarı, gazel damarı, korku damarı, maden damarı, su damarı, şah damarı, iletken damarlar

MARDA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Iskarta mal

MARYA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Beş yaşından büyük veya damızlık dışı bırakılmış dişi koyun
  • Dişi hayvan
  • Bir tür küçük balık

Birleşik Kelimeler: marya ağı

YARMA

[isim]

  • Yarmak işi
  • Engebeli bir yerde, herhangi bir yolu geçirmek için açılmış yer

    Demir yolu birçok yarmalardan geçer.

  • Gelişigüzel kırılmış buğday, dövme

    Yarma arpa. Yarma burçak.

  • Gelişigüzel kırılmış buğdaydan yapılan bir çorba türü

[sıfat]

  • Kolay yarılan ve çekirdeğinden ayrılan

    Yarma şeftali.

[sıfat]

[argo]

  • Kaba saba, görgüsüz (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yarma gibi

Birleşik Kelimeler: yarma aşı, yarma buğday, yarma çorbası, yarma kereste, yarma kütüğü, yarma saldırısı, yarma şeftali, yarma taarruzu, çam yarması

ARACI

[isim]

  • Ara bulucu
  • İki şey arasında bağlantı kuran kimse, vasıta

[ticaret]

  • Üretici ile tüketici arasında alım satım konusunda bağlantı kuran ve bundan kazanç sağlayan kimse, mutavassıt, komprador

[ekonomi]

  • İhracatçının ihracattan doğan alacaklarının büyük bir bölümünün malın yüklenmesinden hemen sonra, kalan kısmının ise para, malı alandan tahsil edildiğinde bir aracı banka tarafından ödenmesini sağlayan kredi veya yatırım tekniği

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aracı koymak

Birleşik Kelimeler: aracı banka, borsa aracısı

AYRIM

[isim]

  • Ayırma işi, tefrik

    Kuvvetler ayrımı.

  • Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark

    Bu arada silinen ayrımlar ve ayrımcıklar, bulanıklığı iyiden iyiye artırıyor. - Tomris Uyar

  • Alt bölüm

[mantık]

  • Cinsleri ve türleri birbirinden ayıran ana karakter, fark
  • Ayrılma noktası

    Yol ayrımı.

[sinema]

[televizyon]

  • Bir veya daha çok sahne içinde geliştirilip olayın tamamlanmış bir parçasını veren film bölüğü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayrımında olmak
  • ayrım yapmak

Birleşik Kelimeler: ince ayrım, ırk ayrımı, sönüm ayrımı, yol ayrımı

ADAMI

  • bir işi en iyi yapan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • adama benzemek (veya dönmek)
  • adam adama gerek olur
  • adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil
  • adam adamdan korkmaz, utanır
  • adam adamı bir kez aldatır
  • adam almamak
  • adam beğenmemek
  • adamdan saymak
  • adam değilim
  • adam etmek
  • adam gibi
  • adamın adı çıkacağına canı çıksın
  • adamına göre
  • adamın iyisi işbaşında (veya alışverişte) belli olur
  • adamın kötüsü olmaz, meğer züğürt ola
  • adamın yere bakanından, suyun yavaş akanından kork
  • adam içine çıkmak
  • adam içine karışmak
  • adam kullanmak
  • adam olacak çocuk bokundan belli olur
  • adam olana bir söz yeter
  • adam olana çok bile
  • adam olmak
  • adam sanmak
  • adam sen de!
  • adam sırasına geçmek (veya girmek)
  • adam yerine (veya hesabına) koymak

BARDA

[isim]

  • Dam ustalarının kullandığı, başının bir ucu çember parçası biçiminde eğri, öbür ucu keskin çekiç
  • Fıçıcı keseri

MACAR

[isim]

  • Macaristan halkından veya bu halkın soyundan olan kimse

Birleşik Kelimeler: Macar biberi, Macar ineği, Macar salamı

ŞAMAR

[isim]

  • Açık elle yüze vurulan tokat, beşkardeş

    İzzetinefsime yediğim bu şamardan sersemledim. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şamar atmak (veya indirmek)
  • şamar patlatmak

Birleşik Kelimeler: şamaroğlanı

YARDA (Kelime Kökeni: İtalyanca iarda)

[isim]

  • 91,4 santimetrelik İngiliz uzunluk ölçüsü birimi

YARIM

[sıfat]

  • Bütün bir şeyin ayrıldığı iki eşit parçadan her biri

    Bu yarım saat içinde evde neler geçti? - Yusuf Ziya Ortaç

  • Tam ve istenildiği gibi olmayan, eksik, noksan

    Ötekinde de yarım kavala benzeyen kalın bir çığırtma vardı. - Osman Cemal Kaygılı

[isim]

  • Bir bütünün yarısı olan miktar

[isim]

  • Saatte on iki otuz

[mecaz]

  • Hastalıklı, sakat, sağlıksız

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yarım elma, gönül (veya hatır) alma
  • yarım elmanın yarısı o, yarısı bu
  • yarım kalmak
  • yarım kulak dinlemek
  • yarım sağ etmek
  • yarım sol etmek

Birleşik Kelimeler: yarımada, yarım adam, yarım ağız, yarım akıllı, yarım altın, yarım asalak, yarım ay, yarım ayak, yarım baş ağrısı, yarım boy, yarım daire, yarım doğru, yarım kafiye, yarım kanatlılar, yarım kubbe, yarım küre, yarım mesai, yarım pabuçlu, yarım pansiyon, yarım seren, yarım uyak, yarım yamalak, yarım yırtık