BAŞYARDIMCI Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

BAŞYARDIMCI harflerini içeren 4 harfli 44 kelime bulunuyor. 4 harfli BAŞYARDIMCI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Başyardımcı ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Başyardımcı olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

BICI11, ADCI10, BACI10, CIDA10, CADI10, AŞIM9, AYAŞ9, ADAŞ9, BACA9, DAYI9, YAŞA9, CABA9, ARIŞ8, AŞMA8, ADIM8, ADAY8, AMCA8, MAAŞ8, MARŞ8, MAŞA8, ŞIRA8, ŞAMA8, YABA8, AŞAR7, AYMA7, AYRI7, ACAR7, ADAM7, BARI7, DRAM7, DARI7, DAMA7, MAYA7, RACA7, YAMA7, YARI7, ARYA6, ARDA6, AYAR6, ABRA6, BARA6, DARA6, YARA6, ARMA5

ARMA (Kelime Kökeni: İtalyanca arma)

[isim]

  • Bir devletin, bir hanedanın veya bir şehrin simgesi olarak kabul edilmiş resim, harf veya şekil, ongun (II)

[denizcilik]

  • Geminin yürümesine hizmet eden direk, seren, ip, halat ve yelken takımı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arma donatmak
  • arma soymak
  • arma uçurmak (veya budatmak)

ARYA (Kelime Kökeni: İtalyanca aria)

[isim]

[müzik]

  • Operalarda solistlerden birinin orkestra eşliğinde söylediği, genellikle kendi içinde bütünlüğü olan parça

ARDA

[isim]

[halk ağzında]

  • İşaret olarak yere dikilen çubuk
  • Maden üzerine kazıma yapmak ve çıkrıkta çevrilen şeyleri yontmak için kullanılan çelik kalem
  • Ardıl

AYAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿiyār)

[isim]

  • Bir aygıtın gereken işi yapabilmesi durumu

    Saatin ayarı bozuk. Televizyonun ses ayarı iyi.

  • Saatler için belli bir yere göre kabul edilmiş olan ölçü

    Memleket saat ayarı.

  • Altın, gümüş vb. madenlerden yapılmış şeylerin saflık derecesi
  • Bir iş veya bir davranışta gereken ölçü

    Kalorifercinin ayarı yok, ya çok yakıyor veya hiç yakmıyor.

[mecaz]

  • Değer, derece

    Biz, telif eser ayarında bir sanat kıymeti taşıyan tercümelere teşekkür edelim. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayar almak
  • ayar etmek
  • ayar vermek

Birleşik Kelimeler: ayarı bozuk, aklı tam ayar, balans ayarı, saat ayarı

ABRA

[isim]

[halk ağzında]

  • Dara
  • Denge
  • Bir değiş tokuşta üste verilen şey

[mecaz]

  • Angarya, yük

BARA

[isim]

[fizik]

  • Aynı gerilimdeki besleme hattı veya çıkışların toplandığı ve dağıtıldığı boru veya iletken çubuk veya lama

DARA (Kelime Kökeni: İtalyanca tara)

[isim]

  • Kabıyla birlikte tartılan bir nesnenin kabının ağırlığı
  • Terazide dengeyi sağlamak için hafif gelen kefeye ağırlık olarak konulan taş, demir, çivi vb., abra
  • İçinde yük taşınan aracın boş durumdaki ağırlığı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • darasını almak
  • darasını düşmek
  • daraya atmak (veya çıkarmak)

YARA

[isim]

  • Keskin bir şeyle veya bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik

    Yaranı tımar ettiler mi? - Nazım Hikmet

  • Bir şeyin iç veya dış yüzünde herhangi bir etki ile oluşan ve tehlikeli olabilen oyuk, gedik, yarık

    Geminin omurgasındaki yara.

  • Vücutta işlemekte olan çıban

[mecaz]

  • Dert, üzüntü, acı

    Bu yarayı deşmeyin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yara açmak
  • yara almak
  • yara işlemek
  • yara kapanmak
  • yarasını deşmek
  • yarası olan gocunur (veya gocunsun)
  • yaraya merhem olmak
  • yaraya tuz biber ekmek
  • yarayı tazelemek

Birleşik Kelimeler: yara bandı, yara bere, yara otu, açık yara, ağır yara, kızılyara, ciğer yarası, dil yarası, gönül yarası, kalp yarası, yatak yarası, yürek yarası

AŞAR (Kelime Kökeni: Arapça aʿşār)

[isim]

[eskimiş]

[ekonomi]

  • Türkiye’de 1925 yılına kadar tarımsal ürünün onda biri oranında aynî olarak alınan vergi

[matematik]

  • Ondalık

[tarih]

  • Ondalık

AYMA

[isim]

  • Aymak işi

AYRI

[sıfat]

  • Başka, başka türlü

    Sonraları herkes kondusuna ayrı bir işaret koydu. - Lâtife Tekin

  • Aynı yerde kalan

    Beraber misiniz, ayrı mısınız?

[zarf]

  • Yalnız, tek başına

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayrı baş çekmek
  • ayrı düşmek
  • ayrı eve çıkmak
  • ayrı seçi yapmak
  • ayrı tutmak

Birleşik Kelimeler: ayrı ayrı, ayrı basım, ayrı cinsten, ayrı gayrı, ayrı çanak yapraklılar, ayrı taç yapraklılar

ACAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿacar)

[sıfat]

  • Atılgan
  • Güçlü ve becerikli, çevik, enerjik

    Bunlar yarının kadın hakları savunucuları, acar avukatları olacak soydandırlar. - Haldun Taner

[halk ağzında]

  • Yeni

[isim]

  • Güneybatı Kafkasya'nın Türkiye sınırına yakın bölgesinde yaşayan bir halk, Acara

ADAM (Kelime Kökeni: Arapça ādem)

[isim]

  • İnsan
  • Erkek kişi

    İyi bir adam isterse, babası da verirse varacak. - Memduh Şevket Esendal

  • Birinin yanında bulunan ve işini yapan kimse

    Kendisi gayet kibirli, öfkeli olduğu için hizmetçileri ve adamları korkarlar. - Kemal Tahir

  • Birinin yararlandığı, kullandığı kimse

    Hemen hepsi para çevrelerinin adamlarıydı. - Cemil Meriç

  • Daima birinin yanında olan, onu destekleyen, isteklerini yerine getiren kimse

    O benim adamımdır, hiçbir ricamı geri çevirmez.

  • Görevli kimse

    Artık şunları toplatsak, dedi, kavasa söyleseniz de bir adam buluverse. - Refik Halit Karay

  • İyi huylu, güvenilir kimse
  • Bir alanı benimseyen kimse

[halk ağzında]

  • Eş, koca

Ata Sözleri ve Deyimler

  • adama benzemek (veya dönmek)
  • adam adama gerek olur
  • adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil
  • adam adamdan korkmaz, utanır
  • adam adamı bir kez aldatır
  • adam almamak
  • adam beğenmemek
  • adamdan saymak
  • adam değilim
  • adam etmek
  • adam gibi
  • adamı
  • adamın adı çıkacağına canı çıksın
  • adamına göre
  • adamın iyisi işbaşında (veya alışverişte) belli olur
  • adamın kötüsü olmaz, meğer züğürt ola
  • adamın yere bakanından, suyun yavaş akanından kork
  • adam içine çıkmak
  • adam içine karışmak
  • adam kullanmak
  • adam olacak çocuk bokundan belli olur
  • adam olana bir söz yeter
  • adam olana çok bile
  • adam olmak
  • adam sanmak
  • adam sen de!
  • adam sırasına geçmek (veya girmek)
  • adam yerine (veya hesabına) koymak

Birleşik Kelimeler: adam adama, adamakıllı, adam başı, adam boyu, adam kıtlığında, adamkökü, adamotu, adam sarrafı, adam sendeci, adam yokluğunda, altın adam, asılmışadam, baba adam, balık adam, beyaz adam, bulaşık adam, istenmeyen adam, kardan adam, kiralık adam, kötü adam, kurbağa adam, lüzumsuz adam, Müslüman adam, ömür adam, parmak adam, parmak çocuk, sokaktaki adam, son adam, tek adam, teknik adam, yarım adam, ahiret adamı, bilim adamı, dağ adamı, dava adamı, devlet adamı, din adamı, el adamı, ev adamı, fikir adamı, gemi adamı, görev adamı, gösteri adamı, günün adamı, halk adamı, hayat adamı, ilim adamı, iş adamı, kanun adamı, kavga adamı, salon adamı, sanat adamı, uzay adamı, zamane adamı

BARI

[isim]

[halk ağzında]

  • Çit

DRAM (Kelime Kökeni: Fransızca drame)

[isim]

[tiyatro]

  • Sahnede oynanmak için yazılmış oyun, drama
  • Acıklı, üzüntülü olayları, bazen güldürücü yönlerini de katarak konu alan sahne oyunu veya televizyon filmi, drama
  • Tiyatro edebiyatı

[mecaz]

  • Acıklı olay

    İhtiyarın ve umumiyetle insanın dramı nedir, bilir misiniz? - Burhan Felek