BAŞVURDURMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
BAŞVURDURMA harflerini içeren 5 harfli 25 kelime bulunuyor. 5 harfli BAŞVURDURMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Başvurdurma ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Başvurdurma olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
VURUŞ16,
RADAR (Kelime Kökeni: İngilizce radar)
- Radyo dalgalarının yankısını alarak cisimlerin yerini ve uzaklığını bulabilen, genellikle uçak ve gemilerde kullanılan cihaz
- Trafik polisleri tarafından kullanılan, taşıtların hızını saptamaya yarayan aygıt
-
İçgüdü, seziş
Büyük yurt sevgisinin yüce boyutlarını analık radarı ile pek iyi sezebilmektedir. - Haldun Taner
AMBAR (Kelime Kökeni: Farsça anbār)
-
Genellikle tahıl saklanan yer
Asker ambarlarında buğday var. - Halide Edip Adıvar
- Yiyecek ve bazı eşyanın saklandığı yer
-
Geminin yük koymaya ayrılmış yeri
Hakaretlerle bağırarak haşlıyor ve onlara ambarda ve güvertedeki yerlerini gösteriyordu. - Yahya Kemal Beyatlı
-
Genellikle tahılın çok üretildiği yer, bölge
Buğday ambarımız Konya.
-
Kum, çakıl vb. yapı malzemesini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75 santimetre olan küp ölçek
Şu dört yüz elli dört kuruş, iki ambar kum. - Halit Fahri Ozansoy
- Eşya taşıma işleri yapan kurum veya ortaklık
Birleşik Kelimeler: ambar memuru, ambarda kurutma, kırkambar, tahıl ambarı
DRAMA (Kelime Kökeni: Latince)
- Dram
DAMAR
-
Canlı varlıklarda kanın veya besleyici sıvıların dolaştığı kanal
Alnında ve şakaklarında şişen damarlar ağrıyordu. - Peyami Safa
- Mermerde, bazı taşlarda ve tahta kesitlerinde renk ayrılığı gösteren dalgalı çizgi
-
Başka türden katmanların arasında bulunan sıvı, maden veya mineral katmanı
Zengin bir altın damarı.
- Soy, yaradılış
-
Huy
Cimrilik damarı. Şairlik damarı.
- İçinde ongun besi suyunun dolaştığı odunsu dokudan boru
- Böceklerde kanat zarını dik tutmaya yarayan organ
Ata Sözleri ve Deyimler
- damardan girmek
- damarı (veya damarları) kabarmak
- damarı kurusun!
- damarına (veya damarlarına) işlemek
- damarına basmak
- damarına çekmek
- damarına girmek
- damarını bulmak
- damarı tutmak
Birleşik Kelimeler: damar aktarma, damar damar, damardaraltan, damargenişleten, damar görüntüleme, damar sertliği, damar tabaka, damar tıkanıklığı, atardamar, halkalı damar, kılcal damar, orta damar, toplardamar, damarı bozuk, bilek damarı, can damarı, cin damarı, gazel damarı, korku damarı, maden damarı, su damarı, şah damarı, iletken damarlar
MARDA (Kelime Kökeni: Rumca)
- Iskarta mal
BURMA
-
Burmak işi
Ani bir diş ağrısı gibi, manevi bir sancı ruhumu burmaya başladı. - Hüseyin Cahit Yalçın
- Sarığıburma
- Burularak yapılmış altın bilezik
-
Burulmuş, burularak yapılmış, kıvrılmış
Yoksa ben hiç de aptal, tutsak ruhlu, herhangi maskara herifin burma bıyıklarına hayran olan dişilerden değilim. - Halide Edip Adıvar
- Hadım etme, iğdiş etme
- Musluk
- Eğrilmek için bükülmüş yün
-
Yaşken burularak kurutulan ot
Arabacılık, sararsın burmayı, çalarsın kamçıyı, haylarsın hayvanı geçer gidersin. - Ahmet Rasim
- Kuru incir
Birleşik Kelimeler: sarığıburma
BARDA
- Dam ustalarının kullandığı, başının bir ucu çember parçası biçiminde eğri, öbür ucu keskin çekiç
- Fıçıcı keseri
DURMA
-
Durmak işi
Bu rakkasın durmasına hiçbirimiz alışık değilizdir bu evde, o hep aynı ahenkle sallanmalı. - Ahmet Muhip Dranas
RUMBA (Kelime Kökeni: Fransızca rumba)
- Küba'dan Amerika ve Avrupa'ya yayılan bir dans
-
Bu dansın müziği
Caz, o yıl çok yayılan bir rumbayı çalıyor. - Necati Cumalı
ŞUARA (Kelime Kökeni: Arapça şuʿarā)
- Şairler
Birleşik Kelimeler: kalem şuarası
ŞAMAR
-
Açık elle yüze vurulan tokat, beşkardeş
İzzetinefsime yediğim bu şamardan sersemledim. - Aka Gündüz
Ata Sözleri ve Deyimler
- şamar atmak (veya indirmek)
- şamar patlatmak
Birleşik Kelimeler: şamaroğlanı
ABRAŞ (Kelime Kökeni: Arapça abrāş)
-
Alaca benekli
Abraş at.
- Klorofil azlığından dolayı açık renkte lekeleri olan (bitki yaprağı)
- Çarpık, eğri, düzgün olmayan
- Ters, kaba, görgüsüz (kimse)
- Çilli, çopur yüzlü, gözleri açık renk olan (kimse)
- Atın tüysüz yerlerinde görülen uyuza benzer bir hastalık
- Cildin rengini bozup beyaz benekler ve lekeler yapan hastalık
- Deseni ve atkısı bozuk halı
DUMUR (Kelime Kökeni: Arapça dumūr)
- Körelme
Ata Sözleri ve Deyimler
- dumura uğramak
DUBAR
- Kefalgillerden, 30-40 santimetre uzunluğunda, eti lezzetli bir tür balık (Mugil cephalus)
DURUM
-
Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon
Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı. - Reşat Nuri Güntekin
- Duruş biçimi, konum, tavır
- Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri
-
Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl
Yalın durum. Belirtme durumu. Kalma durumu.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ... durumuna düşmek
- ... durumunda olmak (veya bulunmak)
- durum almak
- durumdan ders çıkarmak
- durumdan vazife çıkarmak
- durumu bozulmak
- durumu düzelmek
Birleşik Kelimeler: durum eki, durum ortacı, durum ulacı, açık durum, coğrafi durum, geçerli durum, istenmeyen durum, seferî durum, süredurum, sürer durum, üç durum yasası, yalın durum, ad durumu, ayrılma durumu, belirtme durumu, bulunma durumu, çıkma durumu, çiçek durumu, dış çizgiler durumu, gün durumu, hava durumu, isim durumu, kalma durumu, tamlayan durumu, yönelme durumu, yükleme durumu