BAŞMÜFETTİŞ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
BAŞMÜFETTİŞ harflerini içeren 4 harfli 37 kelime bulunuyor. 4 harfli BAŞMÜFETTİŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Başmüfettiş ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Başmüfettiş olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
BÜFE14,
AMİT (Kelime Kökeni: Fransızca amide)
- Amonyağın hidrojeni yerine bir asit kökünün geçmesiyle oluşan birleşiklerin sınıf adı
İTME
-
İtmek işi
Bir ayağıyla koltukları itmeyi sürdürürken bir yandan da oğlunun beslenme çantasını hazırlıyordu. - Elif Şafak
Birleşik Kelimeler: öz itme
MİAT (Kelime Kökeni: Arapça mīʿād)
- Bir şeyin yapılması için tanınan süre
-
Bir şeyin yerine yenisinin verilebilmesi için kabul edilmiş bulunan süre, kullanma süresi
Asker ayakkabısının miadı altı aydır.
Ata Sözleri ve Deyimler
- miadı dolmak
- miadı gelmek
META (Kelime Kökeni: Arapça metāʿ)
- Mal, ticaret malı
-
Sermaye
Batı'dan aldığımız öteberi arasında en kıymetli meta kendi memleketimizi karış karış dolaşma arzusu olmalıdır. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
TEMA (Kelime Kökeni: İtalyanca tema)
-
Asıl konu, temel motif, ana konu
Anıtın teması, Kurtuluş Savaşı'ydı. Tablonun teması.
- Öğretici veya edebî bir eserde işlenen konu, düşünce, görüş, tem, ana konu
- Bir besteyi oluşturan temel motif, ana konu
BATİ (Kelime Kökeni: Arapça baṭī)
- Yavaş, ağır
BİAT (Kelime Kökeni: Arapça beyʿat)
- Bir kimsenin egemenliğini tanıma
- Osmanlı Devleti'nde padişah öldüğünde tahta geçecek oğlunun devlet yönetimindeki etkili gruplarca kabul edilip onaylanması
Ata Sözleri ve Deyimler
- biat etmek
BETİ
- Resim ve heykel sanatlarında varlıkların biçimi
BETA (Kelime Kökeni: Fransızca béta)
- Yunan alfabesinin ikinci harfi
Birleşik Kelimeler: beta ışınları
EBAT (Kelime Kökeni: Arapça ebʿād)
- Boyut
ETÜT (Kelime Kökeni: Fransızca étude)
- Herhangi bir konuda yapılan inceleme, araştırma
- Ön çalışma
- Belli bir konuyu inceleyen, araştıran eser veya yazı
-
Öğrencilerin, bir belletmenin gözetimi, denetimi altında ders çalışmaları, mütalaa, müzakere
Dersleri yarım kulak dinliyor, etütlerde uzun uzun mektuplar yazıyordu. - Çetin Altan
Ata Sözleri ve Deyimler
- etüt etmek
Birleşik Kelimeler: etüt odası
TABİ (Kelime Kökeni: Arapça tābiʿ)
-
Bağımlı
Sanki bütün kamara, bütün halk, onlara tabi, onlara mahkûmdu. - Peyami Safa
Ata Sözleri ve Deyimler
- tabi kılmak
- tabi olmak
- tabi tutmak
- Basıcı
- Yayımcı
ATEŞ (Kelime Kökeni: Farsça āteş)
-
Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr
Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi. - Hamdullah Suphi Tanrıöver
- Tutuşmuş olan cisim
-
Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç
Yemeği ateşten indirdim.
-
Patlayıcı silahların atılması
Top ateşi geceye kadar sürdü.
-
Genellikle hastalık etkisiyle artan vücut sıcaklığı, kızdırma
Ateşi kırktan aşağıya düşmezdi. - Sait Faik Abasıyanık
-
Öfke, hırs, hınç
Fırlayıp ayağa kalkmış, bir duvara yaslanarak ateş fışkıran gözlerle onu seyre başlamıştı. - Tarık Buğra
-
Coşkunluk
Nejat Efendi'nin çalışında Peregrini'nin ihtirası, ateşi yoktu. - Halide Edip Adıvar
-
Tehlike, felaket
Kendinizi ateşe atıyorsunuz.
-
Büyük üzüntü, acı
İçimin ateşi hiç küllenmedi. Seneler geçtikçe daha alevleniyor. Evlat acısı bu. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
Ata Sözleri ve Deyimler
- ateş!
- ateş açmak
- ateş almak
- ateş almaya mı geldin?
- ateş bacayı (veya saçağı) sarmak
- ateş basmak
- ateş çıkmak
- ateş demekle ağız yanmaz
- ateş düştüğü yeri yakar
- ateş etmek
- ateşe tutmak
- ateşe vermek
- ateşe vurmak
- ateşe vursa duman vermez
- ateş gibi
- ateş gibi kesilmek
- ateş gibi yanmak
- ateşi başına vurmak
- ateşi çıkmak (veya yükselmek)
- ateşi düşmek
- ateşine yanmak
- ateşini almak
- ateşi uyandırmak
- ateş kesilmek
- ateş kesmek
- ateşle barut bir yerde durmaz
- ateşle oynamak
- ateşler içinde yanmak
- ateş olmayan yerden duman çıkmaz
- ateş olsa cirmi kadar yer yakar
- ateş püskürmek
- ateş saçmak
- ateş vermek
- ateş yağdırmak
Birleşik Kelimeler: ateş balığı, ateş böceği, ateş çiçeği, ateş düşürücü, ateş gecesi, ateş gemisi, ateş hattı, ateş kayığı, ateşkes, ateş kırmızısı, ateş küre, ateş pahası, ateş parçası, ateş tuğlası, ateşten gömlek, alabanda ateş, çapraz ateş, bar ateşi, baraj ateşi, batarya ateşi, fındık ateşi, imha ateşi, Rum ateşi, taciz ateşi, yaylım ateşi
EŞİT
-
Yapı, değer, boyut, nicelik ve nitelik bakımından birbirinden ne artık ne eksik olmayan (iki veya daha çok şey), müsavi
Bunlar bastonlarına dayanarak hep eşit adımlarla yürürler. - Salâh Birsel
-
Aynı haklardan yararlanan, aynı düzeyde olan (kimse)
Herkes ... kanun önünde eşittir. - Anayasa
Birleşik Kelimeler: eşit çenetli
İŞTE
-
Bir şey gösterilirken veya bir şeye işaret edilirken söylenen bir söz, aha, ahacık
İşte bu iki adam bir aralık göz göze geldiler. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu
-
Anlatılan bir sözün sonucuna gelindiğini gösterir
İşte bütün manzara budur! - Ruşen Eşref Ünaydın
-
Anlatılan şeye dikkat çekmek için kullanılan bir söz
Ekmek, peynir, yumurta, marul, limon, ne bulursan al işte. - Necati Cumalı