[isim]

• Japon çizgi romanı mangaların televizyon, sinema vb. için filmleştirilmiş biçimi

[isim]

[tıp]

• Kansızlık

[isim]

• Binmek işi

  Önünde bel verip binicisinin binmesini kolaylaştırırdı. - Necati Cumalı

[sıfat]

[eskimiş]

• Ezanla ilgili

[sıfat]

[eskimiş]

• Yapılmış, kurulmuş, bina olunmuş

[zarf]

• -den dolayı, -den ötürü

[isim]

[biyoloji]

• Bir kimyasal tepkimeyi gerçekleştiren ve onu hızlandıran, çoğunlukla protein yapısında olan organik madde

[isim]

• İşlenmiş koyun derisi

[sıfat]

• Bu deriden yapılan

  Meşin ciltlerin çoğu kıvrılmış, bir kısmı da arkalarından çatlamıştı. - Ahmet Hamdi Tanpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

• meşin gibi

[isim]

[eskimiş]

• Terazi

• Tartı, ölçü aleti

• Ölçü

[matematik]

• Sağlama

[ticaret]

• Bir tüccarın, ticari durumunu, işinin genel sonucunu gösteren, belirli zamanlarda yaptığı hesap özeti

[isim]

• Düzen

  Evin nizamında Türk kadınlarının vakur zarafeti göze çarpar. - Orhan Seyfi Orhon

• Kural

  Şimdi, eski sıralar bozuldu, yeni sıralar, yeni nizamlar gelinceye kadar böyle olacak! - Memduh Şevket Esendal

[isim]

• Taban, döşeme, yer

  Kırmızı bir zemin üstünde bir sürü insan, havada uçan beyaz bir kuşa bakıyorlardı. - Memduh Şevket Esendal

• Kumaş, süslü kâğıt, halı, yer muşambası, tablo vb. desenli nesnelerde, biçimlerin üzerinde yer aldığı renk

  Zemini mavi bir halı. Zemini beyaz bir basma.

[mecaz]

• Temel, dayanak

  Asıl sohbet zemini nadide yemek tarifi, köşk ve bahçe tanzimidir. - Refik Halit Karay

[mecaz]

• Ortam

  1908'den önceki zemin ve zamanı göz önüne almalı. - Yahya Kemal Beyatlı

[eskimiş]

• Yeryüzü, dünya

Ata Sözleri ve Deyimler

• zemin hazırlamak
• zemin ve zamana uygun

[isim]

• Yüz

  Benzi limon gibi sararmaya, gözleri ateş gibi parlamaya başladı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

• Yüz rengi

Ata Sözleri ve Deyimler

• benzi atmak
• benzi geçmek
• benzi kanlanmak
• benzi kül gibi olmak
• benzinde kan kalmamak
• benzine kan gelmek
• benzi sararmak
• benzi solmak
• benzi uçmak

[zarf]

• Ara sıra, kimileyin

  Bazen bir kelimenin, bir ses tonunun sevdiğimiz bir insanı kırdığını görürüz. - Mehmet Kaplan

[isim]

[eskimiş]

[kimya]

• Madenleri ergitme, sıvı durumuna getirme

[isim]

• Art düşünce

• Hile

• Eksiklik, kusur, ayıp

  Bizim efendinin indinde bundan büyük şaibe olamaz. - Ercüment Ekrem Talu

• Kir, leke

Ata Sözleri ve Deyimler

• şaibe altında kalmak (veya tutulmak)

[isim]

[eskimiş]

• Dil (II)