BAŞMUBASSIR Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
BAŞMUBASSIR harflerini içeren 5 harfli 31 kelime bulunuyor. 5 harfli BAŞMUBASSIR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
BASIŞ12,
IRAMA
- Iramak işi
SARMA
-
Sarmak işi
Evlerindeki düzensizliğin, yozlaşmanın ve erinçsizliğin her yanı sarmasının yaratıcısı annesiydi. - Muzaffer Uyguner
- Saran, içine alan şey, zarf
- Çevirme
- Lahana, pazı ve üzüm yaprağının hazırlanan içle sarılmasıyla yapılan etli veya zeytinyağlı yemek
- Bir ayakta alınan, paralel veya dik olarak dikmelerin üzerine yerleştirilen direk
-
Sarılarak yapılan
Sarma yay.
Birleşik Kelimeler: sarma kafiye, ciğer sarma, kilit sarma, zeytinyağlı sarma, lahana sarması, tavuk sarması, yaprak sarması
AMBAR (Kelime Kökeni: Farsça anbār)
-
Genellikle tahıl saklanan yer
Asker ambarlarında buğday var. - Halide Edip Adıvar
- Yiyecek ve bazı eşyanın saklandığı yer
-
Geminin yük koymaya ayrılmış yeri
Hakaretlerle bağırarak haşlıyor ve onlara ambarda ve güvertedeki yerlerini gösteriyordu. - Yahya Kemal Beyatlı
-
Genellikle tahılın çok üretildiği yer, bölge
Buğday ambarımız Konya.
-
Kum, çakıl vb. yapı malzemesini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75 santimetre olan küp ölçek
Şu dört yüz elli dört kuruş, iki ambar kum. - Halit Fahri Ozansoy
- Eşya taşıma işleri yapan kurum veya ortaklık
Birleşik Kelimeler: ambar memuru, ambarda kurutma, kırkambar, tahıl ambarı
BASAR (Kelime Kökeni: Arapça baṣar)
- Göz
- İleriyi görme, algılama yetisi
- Merdivenin ayakla basılan yüzeyi
MISRA (Kelime Kökeni: Arapça miṣrāʿ)
- Dize
SIRMA
-
Altın yaldızlı veya yaldızsız ince gümüş tel
Açık gri etrafı iki parmak kalınlığında sarı sırma işlemeli, gayet zarif bir kumaş. - Refik Halit Karay
-
Bu telden yapılmış veya bu tel gibi olan
Altın yaldızlı ve siyah çiçekli aynalar duvarlara sırma kordonlarla asılıdır. - Salâh Birsel
- Rütbe gösteren şerit
Birleşik Kelimeler: sırma saç
SAMUR (Kelime Kökeni: Arapça semmūr)
- Sansargillerden, Kuzey Avrupa'da yaşayan, çok yumuşak ve ince tüyleri olan, postu için avlanan küçük hayvan (Martes zibellina)
- Bu hayvanın postundan yapılan
Birleşik Kelimeler: samur kaşlı, samur kürk, su samuru
SAMSA
- Baklavaya benzeyen bir tür hamur tatlısı
SARIM
- Sarma işi
- Bir şeyi bir kez saracak miktar
- Elektromıknatıslarda makara biçiminde sarılan iletken telin her bir halkası
BURSA
- Türkiye'nin Marmara Bölgesi'nde yer alan illerinden biri
BURMA
-
Burmak işi
Ani bir diş ağrısı gibi, manevi bir sancı ruhumu burmaya başladı. - Hüseyin Cahit Yalçın
- Sarığıburma
- Burularak yapılmış altın bilezik
-
Burulmuş, burularak yapılmış, kıvrılmış
Yoksa ben hiç de aptal, tutsak ruhlu, herhangi maskara herifin burma bıyıklarına hayran olan dişilerden değilim. - Halide Edip Adıvar
- Hadım etme, iğdiş etme
- Musluk
- Eğrilmek için bükülmüş yün
-
Yaşken burularak kurutulan ot
Arabacılık, sararsın burmayı, çalarsın kamçıyı, haylarsın hayvanı geçer gidersin. - Ahmet Rasim
- Kuru incir
Birleşik Kelimeler: sarığıburma
BARBA (Kelime Kökeni: İtalyanca barba)
-
İhtiyar Rum meyhanecisi
Barba, şuradan bize yarım okka rakı doldur. - Mahmut Yesari
BASMA
-
Basmak işi
Eşyanın üstüne çıkıp basmaya, üstünde zıplamaya başladık. - Ayla Kutlu
- Gazete, dergi, kitap vb. bası ile hazırlanmış yazılı şeyler, matbua
- İskambil kâğıdı ile oynanan bir oyun
-
Üzerinde bası ile yapılmış renkli biçimler bulunan pamuklu kumaş
O güne kadar bir okka üzüm, bir arşın basma almamış idim. - Memduh Şevket Esendal
-
Bu kumaştan yapılan
Üzerine basma bir elbise ile örme bir ceket giymişti. - Peyami Safa
- Yerin alçalmasıyla bu yeri örten deniz sularının yükselmesi, çekilme karşıtı
- Basılmış, matbu
- Gübre, tezek
Birleşik Kelimeler: basmahane, basma kalıbı, basmakalıp, basmayazı, akbasma, albasma, emme basma tulumba, para basma, taban basma, deniz basması, kırk basması, taş basması
BASUR (Kelime Kökeni: Arapça bāsūr)
- Kalın bağırsağın alt bölümünde ve anüste toplardamarların genişlemesiyle oluşan varis, hemoroit
Birleşik Kelimeler: basur memesi, basur otu
MUSIR (Kelime Kökeni: Arapça muṣirr)
- Bir söz veya düşüncede direnen, ayak direyen (kimse)