BAŞMUALLİMLİK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

BAŞMUALLİMLİK harflerini içeren 6 harfli 22 kelime bulunuyor. 6 harfli BAŞMUALLİMLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BİLMİŞ12, BAŞMAL12, BAŞMAK12, MAŞUKA11, ULAŞMA11, ALŞİMİ10, BULMAK10, BULAMA10, MAKBUL10, ŞİMALİ10, ŞAKULİ10, ABLUKA9, MABLAK9, ŞALLAK9, ŞALAKİ9, MUALLA8, ULAMAK8, LİMAKİ7, MİKAİL7, MALİKİ7, ALKALİ6, İLLAKİ6

ALKALİ (Kelime Kökeni: Fransızca alcali)

[isim]

[kimya]

  • Alkali metallerin hidroksitleriyle amonyum hidroksitin genel adı

Birleşik Kelimeler: alkali metaller, alkalimetre

İLLAKİ (Kelime Kökeni: Arapça illā + Farsça ki)

[zarf]

  • İlla

    Bildiğimiz şeyleri bilebilmek için illaki bir alamet bekleriz. - Elif Şafak

LİMAKİ (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Ayakkabıcılıkta kullanılan küçük eğe

MİKÂİL (Kelime Kökeni: Arapça mīkāʾīl)

[isim]

[din bilgisi]

  • Tanrı buyruğu ile, insanların rızkını dağıtmakla ve doğa olaylarının gerçekleşmesini sağlamakla görevli melek

MALİKİ (Kelime Kökeni: Arapça mālikī)

[isim]

[din bilgisi]

  • İslamiyette dört Sünni mezhepten biri
  • Bu mezhepten olan kimse

MUALLA (Kelime Kökeni: Arapça muʿallā)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Yüksek, yüce

ULAMAK

[-e]

[-i]

  • Eklemek, katmak, ilave etmek

ABLUKA (Kelime Kökeni: İtalyanca abloco)

[isim]

[askerlik]

  • Kuşatma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • abluka altında tutmak
  • abluka etmek (veya ablukaya almak)
  • ablukayı kaldırmak
  • ablukayı yarmak

MABLAK (Kelime Kökeni: Arapça miblaʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Hamur, merhem, boya vb. şeyleri ezip karıştırarak yoğurmak için kullanılan ve bir ucu ele alınacak biçimde saplı, öbür ucu yassı olan alet
  • Aşure kazanlarını karıştırmakta kullanılan, uzun saplı ve yayvan uçlu tahta kepçe

ŞALLAK

[sıfat]

  • Çıplak

[isim]

[halk ağzında]

  • Giyimine özen göstermeyen kimse

Birleşik Kelimeler: şallak mallak

ŞALAKİ (Kelime Kökeni: Farsça şāl + Yunanca)

[isim]

[eskimiş]

  • Şal taklidi kumaş

ALŞİMİ (Kelime Kökeni: Fransızca alchimie)

[isim]

[eskimiş]

  • Elementleri altına çevirmek isteyen bir iş alanı, simya

    Alşimi birtakım metallerin bulunmasına yol açtığı için kimyanın gelişmesine katkıda bulunmuştur.

BULMAK

[-i]

  • Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak

    Kafam her an bir konu bulmak için binbir çeşit şeye müracaat ediyor. - Halide Edip Adıvar

  • Bir şeyi elde etmek
  • Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek

    Paramı buldum.

  • Varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, keşfetmek

    Şu kuvvetin, cevherin sırrını bulmaya çalışıyorum. - Sait Faik Abasıyanık

  • İlk kez yeni bir şey yaratmak, icat etmek
  • İstenilen şeye kavuşmak, nail olmak

    Kadınlık namına düşündüğüm şeylerin hiçbirini karımda bulamadım. - Ömer Seyfettin

  • Bir yere, bir noktaya erişmek, ulaşmak

    Böylece yılın ortasını bulduk. - Refik Halit Karay

  • Herhangi bir görüşe, bir yargıya varmak

    Ben de bunu akıllıca buldum. - Memduh Şevket Esendal

  • Seçmek

    Bazen onlara yeni ve güzel kıyafetler buluyor. - Halide Edip Adıvar

  • Sağlamak, temin etmek

    Sen otur ye, ben yatarken, kendim bir şeyler bulur, yerim. - Sait Faik Abasıyanık

[nesnesiz]

  • Cezaya uğramak

    Eden bulur.

  • Hatırlamak

    Bir türlü bulamadım caminin ismini dersem inanır mısınız? - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bula bula bunu (onu veya bir şeyi veya birini) bulmak
  • buldukça bunar (veya bulmuş da bunuyor)
  • buldum bilemedim, bildim bulamadım
  • bulup buluşturmak

Birleşik Kelimeler: bultak, yolbul, yönbul, ara bulmak

BULAMA

[isim]

  • Bulamak işi
  • Genellikle üzüm şırasının kaynatılması ile yapılan koyu pekmez

    Atlar, arabalar, dalkavuklar arasında geçen debdebelerle şimdiki kırk paralık bulama, altmış paralık peynir müşterilerine meram anlatmak arasında ne büyük tezat vardı. - Ömer Seyfettin

MAKBUL (Kelime Kökeni: Arapça maḳbūl)

[sıfat]

  • Kabul edilen
  • Beğenilen, hoş karşılanan

    Kahvenin dibekte dövüleni her zaman daha makbul ve içimi şöhretliydi. - Samiha Ayverdi

  • Geçer, geçerli

Ata Sözleri ve Deyimler

  • makbule geçmek
  • makbul olmak