[nesnesiz]

[halk ağzında]

• Parlamak, parıldamak

• Şimşek çakmak

• Su halkalanmak, dalgalanmak

• Organ, kesik kesik ağrımak, sancımak

[-e]

[nesnesiz]

• Bakma işine konu olmak veya bakma işi yapılmak

  Uzaktan bakıldığında, asabi ve çirkin bir cadıyı andırıyordu. - Ayşe Kulin

[sıfat]

• Akşama özgü olan

[nesnesiz]

[-den]

• Usanılmak

[nesnesiz]

[halk ağzında]

• Bozulmak, yumuşamak, zedelenmek, erimek

[isim]

[sinema]

[televizyon]

• Filmin kartpostal büyüklüğünde cam bir perde üzerinde görünmesini sağlayan cihaz

[-e]

• Çakma işine konu olmak

  Çift kanatlı orta kapısını kapatan mücevher gibi süslü küçük mandal yerine bir çivi çakılmıştı. - Ayla Kutlu

• Hızla düşüp saplanmak

  Uçak dağa çakıldı.

[nesnesiz]

[argo]

• Ortaya çıkmak, farkına varılmak, anlaşılmak

Ata Sözleri ve Deyimler

• çakılıp kalmak

[isim]

[eskimiş]

• Çakmak taşı ve zemberekle ateş alan bir tüfek türü

[nesnesiz]

• Kış olmak

  Bu yıl erken kışladı.

• Kışı bir yerde geçirmek

  Armudu taşlayalım / Dibinde kışlayalım - Halk türküsü

[-i]

[halk ağzında]

• Kuş ve kümes hayvanlarını ürkütmek

[nesnesiz]

• Kaçma işi yapılmak

[halk ağzında]

• Çekilmek, savulmak

  Kaçılın, araba geliyor.

[isim]

• Kalkışmak işi

• İsyan, ayaklanma, kıyam

[sıfat]

• Akışma özelliği olan

[isim]

• Alışılana benzememe, değişik olma durumu, değişiklik

  Seninle aramda öyle bir başkalık var ki bu başkalık ateşle suyun arasında yok. - Necip Fazıl Kısakürek

[-e]

• Çıkma işine konu olmak

  En dipte ikişer ayak merdivenle çıkılan ayrı iki odada farklı aileler otururlardı. - Ayla Kutlu

[isim]

• Çıkılamak işi