BAŞLAYICILIK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

BAŞLAYICILIK harflerini içeren 6 harfli 37 kelime bulunuyor. 6 harfli BAŞLAYICILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ACIYIŞ16, AYBAŞI14, ACIKIŞ14, KIYICI14, YIKICI14, BAKICI13, KIYACI13, ŞAKACI13, YAKICI13, ABLACI12, ALAYCI12, BAŞLIK12, IŞIKLI12, YAŞLIK12, AŞIKLI11, ACILIK11, ACIKLI11, ALIŞKI11, ALIŞIK11, AKIŞLI11, AKILCI11, BALAYI11, IŞILAK11, ILICAK11, KALICI11, ŞILLIK11, AYILIK10, KILCAL10, LAKACI10, YILLIK10, CAKALI10, AYAKLI9, ALAYLI9, BALLIK9, ŞALLAK9, YAKALI9, AKILLI8

AKILLI

[sıfat]

  • Gerçeği iyi gören ve ona göre davranan, akil

    İkisi de zeki adamdı, akıllı adamdı, yapıcı adamdı. - Yusuf Ziya Ortaç

[ünlem]

  • Karşısındakini küçümseme amacıyla söylenen bir söz

[alay yollu]

  • Uyanık geçinen

    Akıllıya bak, bu işten kendisine bir pay çıkarmak istiyor.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akıllı düşününceye kadar deli çocuğunu (veya oğlunu) everir
  • akıllı geçinmek
  • akıllı köprü arayıncaya dek deli suyu geçer
  • akıllım
  • akıllı olmak

Birleşik Kelimeler: akıllı başlı, akıllı uslu, adamakıllı, horoz akıllı, sivri akıllı, uslu akıllı, yarım akıllı

AYAKLI

[sıfat]

  • Ayağı olan

    Odanın ortasına üç ayaklı masayı koymuş, etrafına sandalyeleri diziyordu. - Peyami Safa

  • Bir destekle yere dayanan

    Ayaklı kadeh.

  • Ayakla işletilen

    Ayaklı dikiş makinesi.

Birleşik Kelimeler: ayaklı ansiklopedi, ayaklı canavar, ayaklı gazete, ayaklı koşma, ayaklı kütüphane, ayaklı mâni, iki ayaklı, kan ayaklı, kanı ayaklı, çift ayaklılar, çok ayaklılar, dört ayaklılar, karından ayaklılar, kolsu ayaklılar, kürek ayaklılar, on ayaklılar, perde ayaklılar, yüzgeç ayaklılar

ALAYLI

[isim]

[askerlik]

  • Erlikten yetişmiş, askerî okullarda okumadan başarı gösterip rütbe alan ve yükselen subay

[sıfat]

[mecaz]

  • Gerekli okul eğitimini görmeden kendini yetiştirmiş olan (kimse), mektepli karşıtı

[sıfat]

  • Alay edici, küçümseyici, müstehzi

    Sesi alaylı bir ahenkle kadının kulaklarına çarptı. - Mithat Cemal Kuntay

[sıfat]

  • Gösterişli, görkemli, debdebeli

    Düriye'min güğümleri kalaylı / Fistan giymiş, etekleri alaylı - Halk türküsü

BALLIK

[isim]

  • Bal konulan kap
  • Bağlarda görülen külleme hastalığı

[bitki bilimi]

  • Ballıbaba

Birleşik Kelimeler: karaballık

ŞALLAK

[sıfat]

  • Çıplak

[isim]

[halk ağzında]

  • Giyimine özen göstermeyen kimse

Birleşik Kelimeler: şallak mallak

YAKALI

[sıfat]

  • Herhangi bir biçimde yakası olan

    Damat orta yaşlı bir zat olup kadife yakalı lacivert bir palto giymişti. - Haldun Taner

Birleşik Kelimeler: yakalı kamçılılar, altın yakalı, beyaz yakalı, çelik yakalı, mavi yakalı, pembe yakalı, yeşil yakalı

[isim]

[halk ağzında]

  • Boynu üzerinde manto yakasına benzeyen tüyleri bulunan bir tür güvercin

AYILIK

[isim]

  • Kabalık, kaba davranış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayılık etmek

KILCAL

[sıfat]

  • Kıl gibi olan, çok ince

Birleşik Kelimeler: kılcal boru, kılcal damar, kılcal etki, kılcal kök

LAKACI

[isim]

  • Lakçı

YILLIK

[sıfat]

  • Bir yıl için, senelik, senevi

    Evi yıllık tuttular.

  • Yılda bir yapılan

    Kuruluşun yıllık toplantısı.

  • Bir yıl içinde olan
  • Yapımından veya doğumundan başlayarak üzerinden bir yıl geçmiş olan

    O gün yıllık hesapları getirmişlerdi. - Falih Rıfkı Atay

[isim]

  • Yılda bir çıkan ve o yılın olaylarını anlatan kitap, bülten, dergi vb. eser, salname

[isim]

  • Yılın gün, hafta, ay vb. bölümlerinden başka, bayram, yıl dönümü gibi belli günleri ve birtakım astronomi, meteoroloji, istatistik bilgilerini gösteren kitap biçiminde takvim, almanak

[isim]

  • Bir yılda verilen ücret

    Bu evin yıllığı sekiz bin liradır.

[isim]

  • Öğretim yılı sonunda hazırlanan, öğrenci, öğretmen ve yöneticilerin özellikleriyle ilgili bilgiler ile eğlendirici konuların yer aldığı kitap

Birleşik Kelimeler: yıllık ortalama, çok yıllık, kırkyıllık, yüzyıllık

CAKALI

[sıfat]

  • Cakası olan, caka ile yapılan, gösterişli

    Formalarımız cakalı değil, sonra ne de olsa baklava börekle büyümediğimiz için ilk bakışta biraz sıskaca duruyoruz ama. - Nazım Hikmet

ÂŞIKLI

[sıfat]

  • Âşığı olan
  • Çok seven, düşkün, tutkun

ACILIK

[isim]

  • Acı olma durumu

    Göğsünde bir sızı, ağzında bir acılık duydu. - Ömer Seyfettin

[mecaz]

  • Dokunaklılık, kederlilik, yaslılık

    Henüz, yüreğimin bir yanı da söylenememiş, dışa atılamamış acılıklarla dolu. - Adalet Ağaoğlu

ACIKLI

[sıfat]

  • Acındıracak, acı verecek nitelikte olan, dokunaklı, üzücü, koygun

    Bu âdet bir fabrika sahibinin acıklı hayat hikâyesiyle birlikte kondulara yayıldı. - Lâtife Tekin

  • Acı görmüş, yaslı, kederli

    Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum. - Halide Edip Adıvar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • acıklı başta akıl olmaz

Birleşik Kelimeler: acıklı komedi

ALIŞKI

[isim]

  • Alışkanlık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alışkı edinmek