BAŞKOMUTANLIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

BAŞKOMUTANLIK harflerini içeren 5 harfli 209 kelime bulunuyor. 5 harfli BAŞKOMUTANLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BUŞON12, ABAŞO11, BAKIŞ11, BATIŞ11, BAŞLI11, KOMŞU11, KOŞUM11, OLMUŞ11, ŞUBAT11, AKBAŞ10, BAŞTA10, BAŞKA10, BAŞAT10, BAŞAK10, KOKUŞ10, KOŞAM10, KOŞMA10, KOŞUL10, KOŞUN10, KOŞUT10, KOŞUK10, KONUŞ10, KUMAŞ10, KAMIŞ10, MUŞTA10, MAŞUK10, ŞABAN10, TAŞIM10, AŞKIN9, AŞLIK9, AŞMAK9, ALKIŞ9, ALMAŞ9, AKKUŞ9, AKŞIN9, AKŞAM9, BOKLU9, BIKMA9, BUTON9, BUNMA9, BULMA9, BAKIM9, KIŞLA9, KUŞAK9, KANIŞ9, KAŞIK9, KAŞLI9, KALIŞ9, KAKIŞ9, LOBUT9, MABUT9, MATBU9, NAKIŞ9, ŞANLI9, ŞAMAN9, ŞAKUL9, TUMBA9, TANIŞ9, TAŞLI9, TAŞIL9, TAŞMA9, ABALI8, AKTAŞ8, BUNAK8, BULAK8, BANMA8, BANKO8, BALON8, BALKI8, BALIK8, BAKMA8, BAKAM8, BATMA8, BATKI8, BATIN8, BATIL8, BATIK8, KOMUT8, KONUM8, KUBAT8, KAŞAN8, KABLO8, KABUK8, KABUL8, LOKUM8, LAMBA8, MABAT8, OKUMA8, ŞALAK8, ŞAKAK8, TAŞAK8, TABLO8, TALAŞ8, ATMIK7, ABLAK7, ALKIM7, BANKA7, BANAL7, BANAK7, BALTA7, BALAT7, BAKLA7, BAKAN7, BATAK7, KONMA7, KOKMA7, KONUK7, KONUT7, KUMAN7, KUMLA7, KATIM7, KABAK7, KABAN7, KALIM7, KAKIM7, KILMA7, LOKMA7, MONAT7, MANTO7, MANTI7, MAKUL7, MAKTU7, NOTAM7, NAMLI7, NAMLU7, OTLUK7, OTAMA7, OKLUK7, ONMAK7, ONLUK7, ONAMA7, OLMAK7, TABAK7, TOMAK7, TOKLU7, TONLU7, TINMA7, TIKMA7, TUMAN7, TANIM7, TABLA7, TABAN7, TAKIM7, UTMAK7, ULAMA7, ANMAK6, ANLIK6, ANLAM6, ANTLI6, ATMAK6, ANALI6, ALMAN6, ALMAK6, ALTIN6, ALTIK6, AKLIK6, AKMAK6, AKMAN6, AKONT6, ITLAK6, KONAK6, KOLAN6, KOTAN6, KITAL6, KUTAN6, KOALA6, KULAK6, KUKLA6, KANTO6, KANIK6, KANIT6, KANLI6, KANMA6, KATIK6, KATKI6, KATLI6, KATMA6, KAMAN6, KALIN6, KALIT6, KALMA6, KALIK6, KAKAO6, KAKMA6, MANAT6, MALAK6, MAKTA6, MAKAT6, MAKAK6, MATLA6, NOKTA6, NATUK6, OTLAK6, OKTAN6, TONLA6, TANIK6, TAKMA6, UKALA6, ANLAK5, ALKAN5, AKLAN5, KANAL5, KANAT5, KANKA5, KALAN5, KALAK5, TALAN5, TALAK5, TAKLA5

ANLAK

[isim]

[ruh bilimi]

  • Zekâ

ALKAN (Kelime Kökeni: Fransızca alcane)

[isim]

[kimya]

  • Doymuş alifatik hidrokarbonların genel adı, parafin

AKLAN

[isim]

[coğrafya]

  • Sularını bir denize veya göle gönderen bölge, maile

    Karadeniz aklanı.

  • Bir dağ sırasının yamaçlarından her biri

KANAL (Kelime Kökeni: Fransızca canal)

[isim]

  • Bazı bölgeleri sulamak, kurutmak amacıyla veya gemilerin işlemesine elverişli, insan eliyle açılmış su yolu

    Süveyş Kanalı.

    Panama Kanalı.

  • Telefon, telgraf, radyo, televizyon vb. araçlarla iletişimi sağlayan yol, hat

    Bir kanaldan ötekine geçerken aldığı yüklü transfer bedelini nasıl ödeyecekti bu kadın? - İnci Aral

  • Tahtanın liflerine dik yönde açılan kırlangıç kuyruğu biçimli girinti

[anatomi]

  • İçinden damar, sinir veya bir sıvı geçen yol

[coğrafya]

  • İki kıyı arasındaki dar ve derin deniz

    Mozambik Kanalı.

Birleşik Kelimeler: atmık kanalı, hava kanalı, öd kanalı, reçine kanalı, yarım daire kanalları

KANAT

[isim]

  • Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan organ

    Bir daldan hızla geçip gitti bir kuş kanadı / Sessizlik bir tüy gibi bir dakika sallandı / Pırıldadı bir ateş böceği sarmaşıkta - Halit Fahri Ozansoy

  • Balıklarda yüzgeç
  • Bir uçağın havada durmasını sağlayan taşıyıcı aerodinamik güçlerin etkilediği yatay yüzey
  • Kapı, pencere, dolap gibi dikine açılıp kapanan şeylerin kapağı

    Bir müddet kapı kanatlarının kenarlarını okşarcasına yokladı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Yan, taraf

    Perde kanadı.

  • Meclis, parti vb. topluluklarda düşünce yönünden özellik gösteren taraflardan her biri

    Partinin sol kanadı.

  • Fırıldak biçiminde olan şeylerde kol

    Yel değirmeni kanadı.

    Pervane kanadı.

  • Angıç

[askerlik]

  • Savaş düzenindeki ordunun iki yanından her biri, cenah

    Ordunun sağ kanadı.

[spor]

  • Futbol, hentbol vb. takım oyunlarında hücum hattının sağ ve sol bölümü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kanadı altına almak
  • kanat açmak
  • kanat alıştırmak
  • kanat çırpmak
  • kanat germek

Birleşik Kelimeler: çakırkanat, kın kanat, kızılkanat, sağ kanat, sarıkanat, yelkenkanat, burun kanadı, kazkanadı, kuşkanadı, pencere kanadı

KANKA

[isim]

[teklifsiz konuşmada]

  • Kardeş kadar yakın olan kimse

KALAN

[sıfat]

  • Kalma işini yapan
  • Artan, mütebaki

    Kalan on lirayı Aliş'e verdim. - Halikarnas Balıkçısı

[isim]

[matematik]

  • Bir çıkarmanın sonucu

[isim]

[matematik]

  • Bölme işleminde bölünenden artan sayı

KALAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Burun, burun ucu
  • Gelin tacı
  • Tezek yığını

TALAN

[isim]

  • Yağma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • talandan geçmek
  • talan etmek

Birleşik Kelimeler: alan talan

TALAK (Kelime Kökeni: Arapça ṭalāḳ)

[isim]

[eskimiş]

[hukuk]

  • Evliliğin sona ermesi, erkeğin karısını boşaması

Birleşik Kelimeler: talakıselase

TAKLA

[isim]

  • Elleri yere koyduktan sonra ayakları kaldırıp vücudu üstten aşırtarak öne veya arkaya yapılan dönme hareketi
  • Otomobil, kamyon vb. devrilip yuvarlanma
  • Uçak, güvercin vb.nin uzunlamasına veya yanlamasına dönme hareketi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takla atmak
  • takla attırmak

Birleşik Kelimeler: takla böcekleri, tepetakla, yıldırım takla

ANMAK

[-i]

  • Birini veya bir şeyi akla getirerek sözünü etmek veya onu düşünmek, zikretmek, hatırlamak

    Onun bu fedakârlığını her yerde, her zaman minnetle anacağım. - Peyami Safa

[-i]

[-le]

  • Bir armağanla birinin gönlünü almak
  • Adlandırmak

    Onu, başka Tahirlerden ayırt etmek için `Temiz Tahir` diye anarlardı.

ANLIK

[sıfat]

  • Kısa süren, bir an içinde olan, enstantane

    Beni hatırlatıyor, benimle olmayı anlık bir duygu hâlinde olsa da istiyor muydu? - Tarık Buğra

  • Bir anda oluşan, gelişen, spontane

[isim]

[ruh bilimi]

  • Duyu ve iradeden ayrı olarak düşünülen bilme yetisi

[isim]

[ruh bilimi]

  • Anlama gücü, usa vurma, yargılama, müdrike, entelekt

Birleşik Kelimeler: bir anlık

ANLAM

[isim]

[dil bilimi]

  • Bir kelimeden, bir sözden, bir davranış veya olgudan anlaşılan şey, bunların hatırlattığı düşünce veya nesne, mana, meal, fehva, deme, mazmun, medlul, valör

[mantık]

  • Bir önermenin, bir tasarının, bir düşüncenin veya eserin anlatmak istediği şey

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anlam çıkarmak
  • anlamına gelmek
  • anlam vermek

Birleşik Kelimeler: anlam aykırılığı, anlam bayağılaşması, anlam bilimi, anlam bilimsel, anlam daralması, anlam değişmesi, anlam genişlemesi, anlam iyileşmesi, anlam kayması, anlam kötüleşmesi, bağlamsal anlam, eş anlam, ikiz anlam, bir anlamda

ANTLI

[sıfat]

  • Ant içmiş
  • Ant içirilmiş