BAŞKALDIRMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

BAŞKALDIRMAK harflerini içeren 8 harfli 47 kelime bulunuyor. 8 harfli BAŞKALDIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BARIŞMAK15, BAKIŞMAK15, DIRLAŞMA15, DIŞLAMAK15, ADLAŞMAK14, BAŞARMAK14, BAŞKALIK14, BAŞLAMAK14, DARLAŞMA14, DALAŞMAK14, DARAŞLIK14, ŞAKILDAK14, ARILAŞMA13, AŞILAMAK13, AKŞAMLIK13, BALDIRAK13, KIRLAŞMA13, KIŞLAMAK13, KALKIŞMA13, KARIŞMAK13, KARKAMIŞ13, KARMAŞIK13, ŞIRLAMAK13, ARDILMAK12, ALDIRMAK12, AKLAŞMAK12, BIRAKMAK12, BALKIMAK12, BAKILMAK12, DARILMAK12, KALDIRMA12, KAŞLAMAK12, ŞAKRAMAK12, ŞAKLAMAK12, ŞARLAMAK12, ARABALIK11, DARALMAK11, KABARALI11, KABARMAK11, ARILAMAK10, ARIKLAMA10, IRALAMAK10, KIRKLAMA10, KARILMAK10, KARMALIK10, MAKARALI10, KARLAMAK9

KARLAMAK

[nesnesiz]

  • Kar yağmak

    Grip salgınının, göğse bir taş gibi oturan bronşitin bütün sebebi havanın bir türlü karlayamamasında, karın yağmamasındaymış. - Nazım Hikmet

ARILAMAK

[-i]

  • Bir şeyde herhangi bir ayıp veya kusur bulunmadığını bildirmek, tenzih etmek

ARIKLAMA

[isim]

  • Arıklamak işi

IRALAMAK

[-i]

  • Belirli bir ıra ile belirtmek, karakterize etmek

    Düşkünlere yardım Türk'ü ıralayan bir erdemdir.

KIRKLAMA

[isim]

  • Kırklamak işi

KARILMAK

[nesnesiz]

  • Karma işi yapılmak, karışmak

[halk ağzında]

  • Hayvan çiftleşmek

KARMALIK

[isim]

  • Karma olma durumu

    Meclisin bütün karmalığı bu yuvarlak sofranın etrafında idi. - Falih Rıfkı Atay

MAKARALI

[sıfat]

  • Makarası olan, makara ile çalışan

Birleşik Kelimeler: makaralı kuş

ARABALIK

[isim]

  • Garaj

    Odasının tam altına tesadüf eden bu arabalığa girince. - Ercüment Ekrem Talu

[sıfat]

  • Araba dolduracak miktarda olan

    Bir arabalık odun.

DARALMAK

[nesnesiz]

  • Dar duruma gelmek, küçülmek

    İleride yolun daraldığını göre göre gaza yüklendi. - Elif Şafak

  • Azalmak

    Yıllar geçer, bir gün bakarsınız vakitler daralmış. - Reşat Nuri Güntekin

  • Zayıflamak

    Hafızası o kadar daralmış, bir sene evvelini hatırlamıyor gibi. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

  • Güçleşmek, zorlaşmak

    Geçimi daraldı.

[mecaz]

  • Sıkışmak

    Daralan soluğu ile çıkamayacağı merdivenleri oğlunun da çıkmasını yasaklıyordu. - Necati Cumalı

[mecaz]

  • Başı dara gelmek, bunalmak

KABARALI

[sıfat]

  • Kabara çakılmış olan

    Erkekler kabaralı ayakkabılarıyla birer ikişer evlerine döndüler. - Necati Cumalı

KABARMAK

[nesnesiz]

  • Ağırlığı artmadan hacmi büyümek

    Ekmek iyi kabardı.

  • Yağışlardan veya kaynamaktan taşmaya yüz tutmak

    Çay birdenbire kabararak şosenin rampalarını aşar ve epeyce zararlara sebep olur. - Reşat Nuri Güntekin

  • Niceliği artmak, büyümek

    Masraf kabardı.

  • Şişmek, genişlemek

    İhtiyarın zayıf damarları kabarmış kıllı elleri dizlerinin üstündeydi. - Peyami Safa

  • Hayvanların tüyleri dikilmek
  • Kumaş üzerinde tüyler oluşmak, havlanmak

    Bu kumaş çabuk kabardı.

  • Islanıp veya ısınıp yerinden kurtulmak

    Masanın kaplaması kabardı.

    Dolabın boyası kabardı.

  • Deniz dalgalanmak, büyük dalgalar oluşmak

[mecaz]

  • Bulanmak

[mecaz]

  • Öfke, sevgi vb. duygular gittikçe güçlenmek

    Bu olayı duyunca delikanlının yüreği öç alma duygusuyla kabarır. - Necati Cumalı

[-e]

[nesnesiz]

[mecaz]

  • Kafa tutmak, öfkelenip üstüne yürüyecek gibi davranmak

[mecaz]

  • Böbürlenmek, gururlanmak

    Kumandan, atını şahlandırarak hurra hurra diye kendisini alkışlayan keyifli halka boyun kırarak kabarıyordu. - Ömer Seyfettin

ARDILMAK

[-e]

[halk ağzında]

  • Birisinin sırtına asılmak
  • Sataşmak, çatmak

[mecaz]

  • Musallat olmak, asılmak, takılmak

ALDIRMAK

[nesnesiz]

  • Alma işini yaptırmak

    Söyledim, söyledim, bir urgan aldıramadım. - Necati Cumalı

[-e]

[-i]

  • Getirtmek

    Ne yaptı yaptı, nişanlısını oraya aldırdı. - Cahit Uçuk

  • Vücuttan herhangi bir parçayı veya organı sağlık sebebiyle çıkarttırmak

    Bademcik aldırmak. Çocuk aldırmak.

[-den]

  • Başkasına kaptırmak

    Elimden aldırdım gül yüzlü yâri / Ben bir daha buldum ellere nispet - Emrah

[-e]

[-i]

  • Sığdırmak

    Bunca eşyayı bu küçücük eve nasıl aldırdınız.

[-e]

[mecaz]

  • Önem vermek, değer vermek

    Aldırma sen hemen çalış ki biraz / Çalışan ilerler, yerinde kalmaz - Enis Behiç Koryürek

AKLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Ak duruma gelmek, ağarmak, beyazlaşmak