BAŞHEMŞİRE Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
BAŞHEMŞİRE harflerini içeren 4 harfli 46 kelime bulunuyor. 4 harfli BAŞHEMŞİRE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Başhemşire ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Başhemşire olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
ŞERH11,
İARE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāre)
-
Eğreti, ödünç
Bu iare tuvaletiyle kendi güzelliğinin gururunu da feda ederek bahçeye çıktı. - Peyami Safa
- Eğreti verme, ödünç verme
AMİR (Kelime Kökeni: Arapça āmir)
-
Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse, mir
Akıl öğrettiğim herif şimdi bana amir oldu. - Burhan Felek
- Buyuran, buyurucu
- Satıcı veya ihracatçının gönderdiği malların bedelini almak üzere gerekli belgeleri göstererek bankaya başvuran kimse
Birleşik Kelimeler: amir hüküm, amiriita, emniyet amiri, idare amiri, ita amiri, kabin amiri, mülki idare amiri, saha amiri
ERME
- Ermek işi
ERİM
-
Bir şeyin erebileceği uzaklık, menzil
El erimi. Göz erimi.
Birleşik Kelimeler: el erimi, göz erimi, kulak erimi, kurşun erimi
- Muştu
EMİR (Kelime Kökeni: Arapça emr)
- Buyruk, komut, talimat, ferman
-
İstek
İkide birde dönüp benden bir emrim olup olmadığını soruyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Orta Anadolu'da şarap yapımı için üretilen, orta kalın kabuklu, beyaz renkli, kısa ve karışık budanan bir tür üzüm
Ata Sözleri ve Deyimler
- emir almak
- emir altına almak
- emir vermek
- emrine girmek
- emrine vermek
Birleşik Kelimeler: emir cümlesi, emir eri, emir kipi, emir kulu, emir komuta zinciri, emirname, emir subayı, emretmek, emreylemek, emrihak, emrivaki, emre muharrer senet, yazılı emir, evvelemirde, arama emri, ita emri, ödeme emri, ölüm emri, tediye emri, verile emri
- Araplarda ve bazı Müslüman ülkelerde bir kavim, şehir veya ülkenin başı
İMAR (Kelime Kökeni: Arapça iʿmār)
- Bayındırlık
Ata Sözleri ve Deyimler
- imara açılmak
- imar etmek
MİRA (Kelime Kökeni: İtalyanca mira)
- Arazi üzerinde seçilmiş bir işaret noktasının düşeyini gösteren, yön belirtmek için uzaktan gözlenen, geometrik biçimli tahta lata
MERİ (Kelime Kökeni: Arapça merʿī)
-
Geçerli
Fethi Bey hükûmeti, meri olan bu maddeyi tatbik ettiği için kürsüden izahat vermek ıztırarında kalıyor. - Yahya Kemal Beyatlı
MERA (Kelime Kökeni: Arapça merʿā)
-
Otlak
Yağmurun altında çobanıyla beraber meraya çıktı, birdenbire şaşırdı. - Ömer Seyfettin
Birleşik Kelimeler: mera bitkileri, mutlak mera, besi merası, dağ merası
RAMİ (Kelime Kökeni: İngilizce ramee)
- Isırgangillerden, Çin, Vietnam ve Malezya'da yetişen değerli bir bitki (Boehmeria nivea)
- Bu bitkinin dokumacılıkta kullanılan lifi
REMİ (Kelime Kökeni: Fransızca rami)
- Genellikle dört kişi arasında elli kâğıtlık bir deste ve iki jokerle oynanan bir iskambil oyunu
BİRA (Kelime Kökeni: İtalyanca birra)
-
Arpa ile şerbetçi otunun mayalandırılmasıyla yapılan bir içki, arpa suyu
Masadakilerin kimi rakı, kimi de bira içiyordu. - Ayşe Kulin
Birleşik Kelimeler: bira bardağı, birahane, bira mayası
BARİ (Kelime Kökeni: Farsça bārī)
-
Hiç olmazsa, hiç değilse, o hâlde, öyleyse
Hepsini at bir yana / Bari o günlerin bana / Şiirini söyle tatlı su - Mustafa Seyit Sutüven
-
Keşke
Bu bari doğru çıksaydı, yazarlığıma geçmişte bir ipucu bulacaktım. - Adalet Ağaoğlu
BERİ
-
Konuşanın önündeki iki uzaklıktan kendisine daha yakın olanı, öte karşıtı
Biraz beriye geliniz.
-
Bu uzaklıkta bulunan
Ağaçlardan, karanlığın beri tarafına doğru bir nehir akışı var. - Sait Faik Abasıyanık
-
-den bu yana
Altı ayı aşkın bir zamandan beri hazırlanıyordu bu yolculuk. - Abidin Dino
Birleşik Kelimeler: enberi, çekberi, deminden beri, gelberi, günberi, öteberi, öteden beri, tez beri, yerberi, öteden beriden, ötesi berisi, öteye beriye
BERE
- Bir yere çarpma, incitme veya vurma sonucu vücudun herhangi bir yerinde oluşan çürük
- Herhangi bir şeyde görülen ezik, çizik
-
Yuvarlak, yassı ve sipersiz başlık
Lacivert beresini sallayarak bir fırtına gibi içeriye girdi. - Abdülhak Şinasi Hisar