BAŞDENETÇİ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

BAŞDENETÇİ harflerini içeren 4 harfli 52 kelime bulunuyor. 4 harfli BAŞDENETÇİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Başdenetçi ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Başdenetçi olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

DİNÇ9, İŞBA9, BADİ8, BADE8, BİDE8, DİBA8, DEBİ8, İBDA8, ATEŞ7, ÇİNE7, ÇİTA7, ÇENE7, ÇETE7, EŞİT7, ETÇİ7, İNŞA7, İNEÇ7, İTÇE7, İŞTE7, İAŞE7, NEŞE7, NAŞİ7, ŞİTA7, ŞENİ7, ADET6, BANT6, BANİ6, BATİ6, BİNA6, BİAT6, BETİ6, BETA6, BENT6, DİNE6, DANE6, DENİ6, EBAT6, EDNA6, EDAT6, EBET6, İADE6, İDEA6, İBNE6, NİDA6, NEBİ6, TABİ6, ETEN4, İNAT4, İANE4, NİTE4, TANE4, TEİN4

ETEN

[isim]

[halk ağzında]

  • Etene
  • Yemişlerin yenilen bölümü

İNAT (Kelime Kökeni: Arapça ʿinād)

[isim]

  • Bir konuda direnme, ayak direme, diretme, direnim

    Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından biri ve ilkidir. - Tarık Buğra

  • Birine karşı çıkma, karşı düşünce ileri sürme

    İddia kızışmış, âdeta inat hâlini almıştı. - Ömer Seyfettin

[sıfat]

[halk ağzında]

  • İnatçı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • inadım inat olmak
  • inadı tutmak
  • inat etmek

Birleşik Kelimeler: eşek inadı, gâvur inadı, katır inadı, keçi inadı

İANE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāne)

[isim]

[eskimiş]

  • Yardım

    Sen birkaç kuruş iane verirsen belki bir şey olur. - Memduh Şevket Esendal

NİTE

[zarf]

[eskimiş]

  • Nasıl, niçin

TANE (Kelime Kökeni: Farsça dāne)

[isim]

  • Herhangi bir sayıda olan şey, adet
  • Bazı bitkilerin tohumu

    İşçiler buğdayı savurmakta ve taneyi samandan ayırmaktadır. - Necip Fazıl Kısakürek

[bitki bilimi]

  • Çekirdekli küçük meyve

    Üzüm tanesi. Nar tanesi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tane bağlamak

Birleşik Kelimeler: tane tane, bir tane, buğdaysı tane

TEİN (Kelime Kökeni: Fransızca théine)

[isim]

  • Çayda bulunan ve kafein niteliğinde olan etkili madde

ÂDET (Kelime Kökeni: Arapça ʿādet)

[isim]

[toplum bilimi]

  • Görenek

    Bayram tebriği bir güzel âdettir. - Burhan Felek

  • Alışkanlık

    Başka karı kocalar gibi ikide bir atışma âdetimiz yoktur. - Refik Erduran

  • Topluluk içinde eskiden beri uyulan kural, töre
  • Aybaşı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • âdet edinmek
  • âdet görmek
  • âdet olduğu üzere
  • âdet olmak
  • âdet yerini bulsun diye

Birleşik Kelimeler: âdetgörmezlik

[isim]

[matematik]

  • Sayı

    İşe giren kadınların adedi günden güne çoğalıyor. - Nazım Hikmet

  • Tane

Birleşik Kelimeler: adedimürettep

BANT (Kelime Kökeni: Fransızca bande)

[isim]

  • Yapılış özelliğine göre sarma, yapıştırma vb. işlerde kullanılan düz, ensiz, yassı bağ, şerit, izole bant
  • Yara üzerine yapıştırılan özel olarak hazırlanmış ilaçlı küçük şerit
  • Ses alma aygıtlarında seslerin kaydı için kullanılan manyetik oksitli plastik veya selüloz şerit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • banda almak
  • bant çözmek
  • bant doldurmak
  • banttan vermek

Birleşik Kelimeler: bant zımpara, izole bant, videobant, dalga bandı, koşu bandı, üretim bandı, yara bandı, yürüyüş bandı

BANİ (Kelime Kökeni: Arapça bānī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Kurucu (kimse)
  • Yapan (kimse)

    Her eserin banisi son sözünü şaire bırakmıştı. - Asaf Halet Çelebi

BATİ (Kelime Kökeni: Arapça baṭī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Yavaş, ağır

BİNA (Kelime Kökeni: Arapça binā)

[isim]

  • Yapı

    Yalı, çok pencereli, iki katlı, yayvan bir binadır. - Burhan Felek

[eskimiş]

[dil bilgisi]

  • Arapça fiil çatısını konu edinen bilim veya kitap

    Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur.

[eskimiş]

[dil bilgisi]

  • Çatı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bina etmek

Birleşik Kelimeler: yığma bina, şalt binası, vilayet binası

BİAT (Kelime Kökeni: Arapça beyʿat)

[isim]

[eskimiş]

  • Bir kimsenin egemenliğini tanıma

[tarih]

  • Osmanlı Devleti'nde padişah öldüğünde tahta geçecek oğlunun devlet yönetimindeki etkili gruplarca kabul edilip onaylanması

Ata Sözleri ve Deyimler

  • biat etmek

BETİ

[isim]

  • Resim ve heykel sanatlarında varlıkların biçimi

BETA (Kelime Kökeni: Fransızca béta)

[isim]

  • Yunan alfabesinin ikinci harfi

Birleşik Kelimeler: beta ışınları

BENT (Kelime Kökeni: Farsça bend)

[isim]

[eskimiş]

  • Bağ, rabıt
  • Kitaplarda kendi içinde bütünlük oluşturan bölüm
  • Su biriktirmek için akan suyun önüne yapılan set, büğet

    Bentler, hakikaten Osmanlı medeniyeti eserlerinden örnek verecek heybetli tesislerden imiş. - Ahmet Rasim

  • Gazete yazısı

[edebiyat]

  • Bir şiirdeki dörtlüklerin her biri, bağlam

[hukuk]

  • Kanun maddesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bent etmek
  • bent olmak

Birleşik Kelimeler: aselbent, cilbent, kalebent, köşebent, pazubent, terciibent, terkibibent, tülbent