BAĞIŞLATILMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

BAĞIŞLATILMAK harflerini içeren 8 harfli 46 kelime bulunuyor. 8 harfli BAĞIŞLATILMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BAĞLAŞIM22, BAĞLAŞIK21, BAĞLAŞMA21, AŞAĞILIK20, AĞILAŞMA20, ATBALIĞI19, AĞLAŞMAK19, BAĞILLIK19, BAĞLILIK19, BAĞLAMAK18, BAĞLATMA18, KIĞILAMA18, AĞLAMALI17, AĞITLAMA17, AĞILAMAK17, LIĞLAMAK17, AĞLATMAK16, BAŞLIKLI15, AKIŞMALI14, ALIŞILMA14, BAŞATLIK14, BAŞLAMAK14, BAŞLATMA14, IŞILATMA14, IŞILAMAK14, IŞIKLAMA14, TAŞIMLIK14, AŞILAMAK13, AŞILATMA13, KIŞLATMA13, KITLAŞMA13, MAŞATLIK13, ŞAMATALI13, ALLAŞMAK12, LAMBALIK12, ŞAKLATMA12, TAŞLAMAK12, AKITMALI11, ALABALIK11, BALTALIK11, BALLAMAK11, TABAKALI11, TIKAMALI11, ATKILAMA10, MALTALIK10, ALTLAMAK9

ALTLAMAK

[-i]

[mantık]

  • Özel diye alınan bir şeye, genel bir kavramın altında yer vermek

ATKILAMA

[isim]

  • Atkılamak işi, argaçlama

MALTALIK

[isim]

  • Malta taşı ile kaplı sofa, avlu

    Bu üç kadın loşça bir maltalığa girdiler. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

AKITMALI

[sıfat]

  • Alnında akıtması olan (hayvan)

ALABALIK

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Alabalıkgillerden, soğuk ve duru sularda yaşayan, eti turuncu ve lezzetli bir tatlı su balığı, ala (Trutta faris)

Birleşik Kelimeler: alabalık yağı

BALTALIK

[isim]

  • Sık sık kesimi yapılan orman
  • Bir köyün odun gereksinimini sağlamasına izin verilen koruluk veya orman bölgesi

Birleşik Kelimeler: deli baltalık

BALLAMAK

[-i]

  • Bal sürmek

TABAKALI

[sıfat]

  • Tabakası olan, katmanlı

TIKAMALI

[sıfat]

  • Tıkaması olan, tıkaçlı

ALLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Al duruma gelmek

    Yanakları allaşmış, yusyuvarlak, tostoparlak bir adam olmuş. - Ercüment Ekrem Talu

LAMBALIK

[isim]

  • Eskiden yapılarda lamba koyacak veya takılacak yer

[sıfat]

  • Lambanın alabileceği kadar

    Bir lambalık gaz yağı.

ŞAKLATMA

[isim]

  • Şaklatmak işi

TAŞLAMAK

[-i]

  • Taş atmak, taşa tutmak

    Hem bağırıyor hem atlıları taşlıyordu. - Yaşar Kemal

  • Bir şeyin içindeki taşları ayıklamak
  • Taş vb. nesnelerle kumaşı beyazlatmak veya parlatmak
  • Metal bir parçayı zımpara ile törpüleyerek yuvasına alıştırmak
  • Taş döşemek

[nesnesiz]

[mecaz]

  • Üstü kapalı, iğneleyici söz söylemek

    Sen istediğin kadar taşla beni, gene de bir şiirle girişeceğim işe. - Azra Erhat

AŞILAMAK

[-e]

[-i]

[tıp]

  • Vücutta bağışıklık yaratmak veya yerleşmiş bir hastalığa karşı koyabilmek için hazırlanmış bir aşıyı vücuda vermek, aşı yapmak

[tıp]

  • Başkasına hastalık geçirmek
  • Elde edilmesi istenilen herhangi bir ağacın bir parçasını anaç üzerine kaynaştırarak üretmek
  • Soğuğa sıcak, sıcağa soğuk su katmak

[mecaz]

  • Birtakım düşünce veya duyguları başkasına benimsetmek, telkin etmek, etkilemek

    Çalışıp çabaladı, sonunda bana da tahlilci bir zihniyet aşıladı. - Halide Edip Adıvar

AŞILATMA

[isim]

  • Aşılatmak işi