[isim]

• Bağışlanan şey, yardım, hibe, teberru

Ata Sözleri ve Deyimler

• bağış yapmak

[sıfat]

[halk ağzında]

• Herhangi bir ödevin veya yükümlülüğün dışında kalan, muaf

[tıp]

• Bazı mikroplara karşı aşı veya doğal yolla direnç kazanmış olan

  Çiçek aşısı, çiçek hastalığına karşı insanı bağışık kılar.

[isim]

• Bağışlamak işi, mağfiret, gufran

  Hoşgörü ve bağışlamadır o insanı günahtan arındıran duygu. - İnci Aral

• Hibe etme

[isim]

• Bağışlatmak işi

[isim]

• Bağışlanmak işi, affedilme, affolma

[-e]

[-i]

• Bir mal veya hakkı karşılık beklemeden birine vermek, teberru etmek

  Ödünç aldığı parayı bile kendinden daha ihtiyaçlısına bağışlayan ancak bir masal adamıdır, değil mi? - İbrahim Alâeddin Gövsa

• Herhangi bir kötü davranış için ceza vermekten vazgeçmek, affetmek

  Çocuk elindeki çiçek demetini kumandanın ayağı altına atarak, babamı bağışlayınız, diyordu. - Falih Rıfkı Atay

• Görevden çekmek, almak

[mecaz]

• Hoşgörmek

  Sizleri meraka sokmamı aranızda bulunmamın sevincine bağışlayın. - Halikarnas Balıkçısı

Ata Sözleri ve Deyimler

• bağışlamamak

[isim]

• Bağış yapan kimse

[-i]

• Bağışlama işini yaptırmak

  Bir gün Abdullah'la karşılaşsak, kendimi bağışlatsam ne sevinirim kim bilir? - Turan Oflazoğlu

[nesnesiz]

• Bağışlama işine konu olmak, affa uğramak, affedilmek, affolunmak

  O mektuptan bağışlandıklarını da öğrenince bir otobüse atlayıp köye döndüler. - Erhan Bener

[isim]

[tıp]

• Bazı mikroplara karşı aşı veya doğal yolla kazanılmış direnç durumu

Ata Sözleri ve Deyimler

• bağışıklık kazanmak

[isim]

• Bağışlatılmak işi

• karşısındakinin yanlışından, kusurundan doğacak fırsatları kaçırmamak, acımadan değerlendirmek

[isim]

• Bağışlatma işi, affettiriş

[isim]

• Bağışlanma işi, affediliş

[nesnesiz]

• Bağışlatma işine konu olmak