BAZOFOBİ ile Oluşan Kelimeler (BAZOFOBİ Kelime Türetme)

BAZOFOBİ harflerinden oluşan 20 kelime bulunuyor. BAZOFOBİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Bazofobi kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

8 Harfli Kelimeler

BAZOFOBİ23

4 Harfli Kelimeler

FOBİ13, FAİZ13, BOZA10, BABİ8

3 Harfli Kelimeler

FAZ12, AFİ9, BOZ9, İFA9, BİZ8, BAZ8, BOA6, OBA6, ABİ5

2 Harfli Kelimeler

OF9, AF8, FA8, AZ5, İZ5, AB4

AB (Kelime Kökeni: Farsça āb)

[isim]

[eskimiş]

  • Su

Birleşik Kelimeler: abıhayat, abıkevser, abuhava

ABİ

[isim]

  • 343 ağabey

AZ

[sıfat]

  • Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik, çok karşıtı

    Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

[zarf]

  • Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aza çoğa bakmamak
  • aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
  • aza sormuşlar: "nereye?", "çoğun yanına" demiş
  • az ateş çok odunu yakar
  • az bulmak
  • az buz olmamak
  • az değil
  • az gelmek
  • az görmek
  • az günün adamı olmamak
  • azı çoğa saymak (veya tutmak)
  • az kaldı (veya kalsın)
  • az kaz, uz kaz, boyunca kaz
  • az olsun, uz olsun
  • az söyle, çok dinle
  • az tamah çok ziyan getirir
  • az veren candan, çok veren maldan
  • az yiyen çok uyur, çok yiyen güç uyur

Birleşik Kelimeler: az az, az alıcı, az buçuk, az çok, az daha, azel, az gelişmiş, az sonra, en az, azar azar, en azından

[eskimiş]

[kimya]

  • Azot elementinin simgesi

İZ

[isim]

  • Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare

    Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm. - Sait Faik Abasıyanık

  • Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti

    Yüzünde birtakım diş ve tırnak izleri vardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Bir olay veya bir durumdan geride kalan belirti, ipucu, emare

    Cinayet izleri.

  • Bir olay, bir durum veya yaşayıştan geride kalan belirti, eser

    O çağ uygarlığından iz kalmadı.

[matematik]

  • Bir düzlemin başka bir düzlemle veya bir doğru ile kesişmesinden doğan ara kesit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iz bırakmak
  • izi belirsiz olmak
  • izinden yürümek
  • izine basmak
  • izine dönmek
  • izine düşmek
  • izine uymak
  • izini düşürmek
  • izini kaybetmek
  • izi silinmek
  • iz sürmek

Birleşik Kelimeler: iz düşümü, ayak izi, parmak izi

BOA (Kelime Kökeni: Fransızca boa)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Boa yılanı
  • Kadınların boyunlarına aldıkları yılan biçiminde dar ve uzun kürk, boyun kürkü

Birleşik Kelimeler: boa yılanı

OBA

[isim]

  • Göçebelerin konak yeri

    Yarın daha gün ışımadan kovduracağım onları obadan. - Yaşar Kemal

  • Bu yerde konaklayan göçebe halk veya aile

    Dayısı, amcası dâhil, obadan, oymaktan kimse dünür gitmeye gönüllü değildir. - Tarık Buğra

  • Genellikle bölmeli göçebe çadırı

Birleşik Kelimeler: obabaşı

BABİ (Kelime Kökeni: Arapça bābī)

[isim]

[din bilgisi]

  • Babilik yanlısı

BİZ

[zamir]

  • Çokluk birinci kişiyi gösteren söz

    Biz, Türkler, bütün tarihî hayatımızca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz! - Atatürk

  • Bazen teklik birinci kişi zamiri `ben` yerine kullanılan bir söz

    Biz kendisini aldığımız zaman vücudu pek ince idi. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • biz attık kemik diye, el kaptı ilik diye
  • biz bize benzeriz
  • bizden
  • bize de mi lolo?
  • bizim gelin bizden kaçar, tutar ellere başını açar
  • biz kırk kişiyiz, birbirimizi biliriz

Birleşik Kelimeler: biz bize, sizli bizli

[isim]

  • Katı bir şeyi dikerken iğne geçirecek yeri delmek için kullanılan, çelikten yapılmış, sivri uçlu ve ağaç saplı araç, tığ

    Kunduracı bizi.

  • Maraş işinde kalın karton parçalarının iğneyi kırmamasını sağlamak ve delik delmek işleminde kullanılmak üzere hazırlanmış tahta saplı, ince sivri uçlu bir çuvaldız türü

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Ülkemiz sularında yaşayan bir tür mersin balığı, şip (Acipenser nudiventris)

BAZ (Kelime Kökeni: Fransızca base)

[sıfat]

  • Temel

    Baz fiyat.

[isim]

[kimya]

  • Bir asitle birleştiğinde bir tuz oluşturan madde

Ata Sözleri ve Deyimler

  • baz almak

Birleşik Kelimeler: baz losyon, baz morfin, baz yük

AF (Kelime Kökeni: Arapça ʿafv)

[isim]

  • Bir suçu, bir kusuru veya bir hatayı bağışlama
  • Görevden çıkarılma

    Kardeşinin vazifeden affı kararlaşmış.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • af buyurun!
  • af çıkarmak
  • af dilemek
  • affa uğramak
  • affını dilemek (veya istemek)
  • affınıza sığınarak

Birleşik Kelimeler: affedilmek, affetmek, affettirmek, affeylemek, affolunmak, genel af, özel af, umumi af

FA (Kelime Kökeni: İtalyanca fa)

[isim]

[müzik]

  • Müzikal ses dizilerinde mi ile sol arasındaki ses
  • Bu sesi gösteren nota işareti

Birleşik Kelimeler: fa anahtarı

AFİ (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[argo]

  • Gösteriş, çalım, caka

    Bir manevra, bir afi, bir dalavere olacak, diyordum. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • afi kesmek (veya satmak veya yapmak)

BOZ

[isim]

  • Açık toprak rengi
  • Kül rengi, gri

[sıfat]

  • Bu renklerde olan

[sıfat]

  • Açılmamış, sürülmemiş (toprak)

Birleşik Kelimeler: bozayı, bozbakkal, boz bulanık, bozdoğan, bozgeven, boz madde, bozördek, boz yel, bozyürük

İFA (Kelime Kökeni: Arapça īfāʾ)

[isim]

[eskimiş]

  • Bir işi yapma, yerine getirme
  • Ödeme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ifa etmek

OF

[ünlem]

  • Sıkıntı, bezginlik, usanç, acı, yorgunluk vb. duyguları belirten bir söz

    Of, bıktım artık! Of, kolum acıdı! Bu da ne karışık bir rüya imiş diye söyleniyordu. - Abdülhak Şinasi Hisar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • of bile dememek
  • of çekmek

[isim]

  • Trabzon iline bağlı ilçelerden biri