BAYRAKLAŞTIRMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

BAYRAKLAŞTIRMAK harflerini içeren 8 harfli 143 kelime bulunuyor. 8 harfli BAYRAKLAŞTIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KAYABAŞI16, AYILAŞMA15, AYTIŞMAK15, AYRIŞMAK15, BARIŞMAK15, BAKIŞMAK15, YAKLAŞIM15, YAKIŞMAK15, YATIŞMAK15, YARIMŞAR15, YARIŞMAK15, YAŞMAKLI15, BAŞARMAK14, BAŞATLIK14, BAŞKALIK14, BAŞLAMAK14, BAYILMAK14, BAŞLATMA14, BAYILTMA14, KAYŞAMAK14, KAYTARIŞ14, KATLAYIŞ14, YALABIMA14, YAKLAŞMA14, YAKLAŞIK14, YARAŞMAK14, YAŞATMAK14, YAŞARTMA14, YAŞARMAK14, YAŞARLIK14, ARILAŞMA13, AYAKKABI13, AŞILAMAK13, AŞILATMA13, AŞTIRMAK13, AŞIRTMAK13, ALTMIŞAR13, AKŞAMLIK13, BAYATLIK13, BAYRAKLI13, KIRLAŞMA13, KIŞLAMAK13, KIŞLATMA13, KITLAŞMA13, KALKIŞMA13, KARIŞMAK13, KARKAMIŞ13, KATIŞMAK13, KARMAŞIK13, MAŞATLIK13, ŞIRLAMAK13, ŞAMATALI13, TAKIŞMAK13, TAŞIRMAK13, YABALAMA13, AYILTMAK12, AYIKLAMA12, AYIRTMAK12, AYRILMAK12, AKLAŞMAK12, BIRAKMAK12, BALKIMAK12, BAKILMAK12, BAKTIRMA12, BATIRMAK12, KAYMAKLI12, KAŞLAMAK12, KAYKILMA12, KAYIRMAK12, KAYIRTMA12, KAYITMAK12, ŞAKLATMA12, ŞAKRAMAK12, ŞAKLAMAK12, ŞARTLAMA12, ŞARLAMAK12, TAŞLAMAK12, YIRLAMAK12, YIKATMAK12, YAMAKLIK12, YALITMAK12, YAKILMAK12, YAKTIRMA12, YAKMALIK12, YATMALIK12, YATIRMAK12, YATILMAK12, YARILMAK12, YARILAMA12, YARMALIK12, ARABALIK11, AYARTMAK11, AYARLAMA11, AYAKLAMA11, AYAKALTI11, ABARTMAK11, BATAKLIK11, KABARALI11, KABARMAK11, KABARTMA11, KAYTARMA11, TABAKALI11, TABAKLIK11, TAYLAMAK11, YAKARMAK11, YAKALAMA11, YALATMAK11, YATAKLIK11, YARATMAK11, YARARLIK11, YARALAMA11, ARILAMAK10, ARIKLAMA10, ARATILMA10, ARTIRMAK10, ATKILAMA10, IRALAMAK10, KIRKLAMA10, KIRTLAMA10, KITLAMAK10, KARAYAKA10, KARILMAK10, KATILMAK10, KARMALIK10, MAKARALI10, TIKLAMAK10, TABLAKAR10, TAKILMAK10, ARKALAMA9, ARALIKTA9, ARALATMA9, ARALAMAK9, ARAKLAMA9, AKTARMAK9, AKTARLIK9, KARARTMA9, KARARMAK9, KARALAMA9, KAKALAMA9, KALAMATA9, KARLAMAK9, KARTALMA9, KATLAMAK9

ARKALAMA

[isim]

  • Arkalamak işi, müzaheret

ARALIKTA

[zarf]

  • Öbür şeyler arasında, bu arada

ARALATMA

[isim]

  • Aralatmak işi

ARALAMAK

[-i]

  • İki şey arasında açıklık oluşturmak, az açmak

    Kapısını hafifçe araladı. - Falih Rıfkı Atay

  • Aralıklı duruma getirmek, seyrekleştirmek

    Şu sandalyeleri biraz aralayınız.

[halk ağzında]

  • Bitkilerin fazla dal ve çubuklarını kesmek, seyrekleştirmek

ARAKLAMA

[isim]

  • Araklamak işi, çalma, aşırma

AKTARMAK

[-e]

[-i]

  • Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek

[-i]

  • Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek
  • Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak
  • Toprağı altı üstüne gelecek bir biçimde iyice bellemek
  • İletmek, bildirmek

    Derdini size aktarıp arınmış, sizi zehirleyip bırakmıştır. - Haldun Taner

  • Bir kitabı başından sonuna kadar okumak
  • Birinin başka biriyle telefonla konuşmasını sağlamak

[-i]

  • Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak

[-i]

[edebiyat]

  • Alıntılamak

    Onun yerine Salâh Birsel'in bir şiirini aktaracağız. - Salâh Birsel

[edebiyat]

  • Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak

[edebiyat]

  • Tür değişikliği yapmak

    Romanı dizi filme aktarmak.

[bilişim]

  • Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak

[teknik]

  • Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek

AKTARLIK

[isim]

  • Aktarın yaptığı iş

KARARTMA

[isim]

  • Karartmak işi

[askerlik]

  • Savaş durumunda düşman uçaklarından korunma amacıyla ışıkları örtme veya söndürme biçiminde alınan önlemlerin bütünü

    Karartma saati yaklaşıyordu, bir an önce evlerine varmalıydılar. - Erendiz Atasü

KARARMAK

[nesnesiz]

  • Rengi karaya dönmek, siyahlaşmak
  • Işık sönmek, kısılmak veya gücü azalmak

    Hava iyice kararmış, caddenin bütün elektrikleri yanmıştı. - Peyami Safa

  • Ateş sönmeye yüz tutmak

[mecaz]

  • Kederlenmek, canı sıkılmak

[mecaz]

  • Niteliğini yitirmek

    Eşsiz hafızası sönüyor, sağduyusu kararıyordu. - Falih Rıfkı Atay

KARALAMA

[isim]

  • Karalamak işi
  • El alıştırmak için çok tekrarlanarak yazılan yazı
  • Üstünde düzeltmeler yapılan, temize çekilmemiş yazı taslağı, müsvedde

    İlk şiirim olan bir türkü güftesini, Üsküp türkülerinde gördüğüm vezinle karalamaya başladım. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]

  • Leke sürme, kötülük yükleme

Birleşik Kelimeler: karalama beyti, karalama defteri

KAKALAMA

[isim]

  • Kakalamak işi

KALAMATA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Bir tür etli ve büyük zeytin

Birleşik Kelimeler: kalamata zeytini

KARLAMAK

[nesnesiz]

  • Kar yağmak

    Grip salgınının, göğse bir taş gibi oturan bronşitin bütün sebebi havanın bir türlü karlayamamasında, karın yağmamasındaymış. - Nazım Hikmet

KARTALMA

[isim]

  • Kartalmak işi

KATLAMAK

[-i]

  • Kâğıt, kumaş vb. nesneleri üst üste kat oluşturacak biçimde bükmek

    Gazeteleri itina ile katlayıp cebine koydu. - Sait Faik Abasıyanık

  • Arttırarak çoğaltmak

    Parasını ikiye katladı.