BATTALLAŞMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
BATTALLAŞMAK harflerini içeren 6 harfli 23 kelime bulunuyor. 6 harfli BATTALLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
BAŞMAL12,
LAAKAL (Kelime Kökeni: Arapça lāaḳall)
-
En azından, hiç olmazsa
Büyük hanın altında sıra kahveler vardır ya; her birinde laakal iki, üç dava vekiline tesadüf edilir. - Reşat Nuri Güntekin
ATLAMA
-
Atlamak işi
Acemiliğimi görünce beni atlamaya, oynatmaya kalktılar. - Reşat Nuri Güntekin
- Belirli bir yerden gerilip hız alarak yapılan sıçrama ile vücudu yerden kesip daha uzak bir yere kondurma veya belli bir yükseklikten aşırma
- Bu biçimde en uzağa atlamak veya en yükseği aşmak amacıyla yarışılan atletizm dalı
Birleşik Kelimeler: atlama beygiri, atlama çizgisi, atlama tahtası, atlama taşı, sırıkla atlama, uzun atlama, üç adım atlama, yüksek atlama, kaplan atlaması
ATAMAK
- Birini bir göreve getirmek, tayin etmek
Birleşik Kelimeler: açıktan atamak, asaleten atamak, vekâleten atamak
ALLAMA
- Allamak işi
AKLAMA
- Aklamak işi, ibra
Birleşik Kelimeler: aklama belgesi
TATMAK
- Dil yardımıyla bir şeyin tadının nasıl olduğunu anlamak
-
Bir şeyden az miktarda yemek veya içmek
O meşhur beyaz şaraplarını tattık. - Haldun Taner
-
Duymak, hissetmek
Yaşamın her acısını tatmış.
BALATA (Kelime Kökeni: Almanca Balata)
- Soğuk ve sıcakta büyük bir sürtünme katsayısına sahip olan, suya ve yağa dayanıklı, yavaş aşınan madde
-
Motorlu araçlarda fren yapmayı sağlayan, tekerlek mili üzerine yerleştirilmiş yarım ay biçimindeki alet
Bir ara ne olur ne olmaz deyip frenleri, fren balatalarını gözden geçirdik. - Fikret Otyam
BATTAL (Kelime Kökeni: Arapça baṭṭāl)
- En ve boyca alışılmış olandan büyük
-
İşe yaramaz, kullanılmaz
Orada sahile çekilmiş bir battal balıkçı kayığı yan yatmış. - Refik Halit Karay
Ata Sözleri ve Deyimler
- battal etmek
- battal olmak
Birleşik Kelimeler: battal beden, battal boy
KALABA (Kelime Kökeni: Arapça ġalebe)
- Kalabalık
KABALA (Kelime Kökeni: İngilizce cabala)
- Doğaüstü varlıklarla ilişki kurma sanatı
- Yahudilerde, yazılı olarak konulmuş olan Tanrı kanunlarının yanında, ağızdan ağıza geçen din buyruklarının, İbrani felsefesinin ve efsane yazılarının tamamı
- Bu öğretinin yandaşlarının tamamı
- Götürü, toptan
TABAAT (Kelime Kökeni: Arapça ṭabāʿat)
- Basımcılık
TABAKA (Kelime Kökeni: Arapça ṭabaḳa)
-
Katman
Madenin üzerindeki kalın toprak tabakası kaldırılıyor.
- Baskı ve yazıda kullanılan, değişik boyutlarda kesilmiş kâğıt
- Derece
-
Katman
Bu insan nehrinin en aşağı tabakası, ipsiz takımıdır. - Salâh Birsel
Birleşik Kelimeler: ağ tabaka, alt tabaka, damar tabaka, saydam tabaka, sert tabaka, sosyal tabaka, üst tabaka, yüksek tabaka, boya tabakası, kaymak tabakası, mantar tabakası, su tabakası
-
Cepte taşınan tütün veya sigara kutusu
Ceviz ağaçlarının altına çökebilir, tabakalarınızdan birer sigara yakabilirsiniz. - Sait Faik Abasıyanık
Birleşik Kelimeler: sigara tabakası
BALAMA
- Orta oyununda Rum tipi
- Karagöz, matiz ve külhanbeyi tipleri tarafından yabancı ülkelerin tiplerine seslenirken kullanılan söz
BATMAK
-
Bir sıvının üstündeyken içine gömülmek
Sonra hani bir gemimiz batmıştı. - Sait Faik Abasıyanık
-
Dünya'nın dönüşü dolayısıyla Güneş, Ay ve yıldız ufkun altına inmek
Güneş renksiz bulutlar altında batıyordu. - Ömer Seyfettin
- İflas etmek
-
Kirlenmek
Üstüm başım battı.
-
Saplanmak
Ayağına yolda diken batmıştı. - Osman Cemal Kaygılı
-
Tedirgin etmemesi gereken şeyler tedirgin etmek
Bazı kimselere para batar, sarf edecek yer ararlar.
-
Hoşa gitmeyen bir duruma uğramak
Abdi Bey'in sabırsız, çabuk parlamaya yatkın mizacına karısının tevekkülü ve sakinliği fena hâlde batıyor. - Attila İlhan
- Yok olmak
-
Çökmek
İçeriye batmış gözleri kadına dikilmişti. - Sait Faik Abasıyanık
- Daha kötü bir duruma uğramak
-
Yıkılmak, egemenliği sona ermek
Bizans kurulduğundan battığı tarihe kadar 1125 sene geçmişti. - Yahya Kemal Beyatlı
-
Dokunmak, incitmek
Onun her sözü bana batar.
Ata Sözleri ve Deyimler
- batan geminin malları bunlar
- battı balık yan gider
Birleşik Kelimeler: bata çıka, batçık, battıçıktı, gün batımı
MABLAK (Kelime Kökeni: Arapça miblaʿ)
- Hamur, merhem, boya vb. şeyleri ezip karıştırarak yoğurmak için kullanılan ve bir ucu ele alınacak biçimde saplı, öbür ucu yassı olan alet
- Aşure kazanlarını karıştırmakta kullanılan, uzun saplı ve yayvan uçlu tahta kepçe