BATİSKAF Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

BATİSKAF harflerini içeren 5 harfli 26 kelime bulunuyor. 5 harfli BATİSKAF kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

FASİT12, FASKA12, FATSA12, İFSAT12, SAKAF12, AFAKİ11, AKTİF11, FAKAT11, ASABİ8, BASİT8, BASAK8, BASTA8, SABİT8, BATİK7, BATAK7, TABAK7, ASKAT6, ASTİK6, KASTİ6, SAKİT6, SAKAT6, SAİKA6, TAKSİ6, TAKSA6, TAKAS6, AKAİT5

AKAİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳāʾid)

[isim]

[din bilgisi]

  • Bir dinin öğrenilmesi gereken inançlarının ve tapınma kurallarının tümü
  • Bu kuralları toplayan kitap

ASKAT

[isim]

[matematik]

  • Herhangi bir ölçü biriminin bölündüğü eşit parçalardan her biri

    Metrenin askatları desimetre, santimetre ve milimetredir.

ASTİK (Kelime Kökeni: Ermenice)

[isim]

[argo]

  • Pezevenk

KASTİ (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṣdī)

[sıfat]

  • Bilerek, isteyerek yapılan

[zarf]

  • Kasıtlı olarak, bilerek, isteyerek

SAKİT (Kelime Kökeni: Arapça sākit)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Susmuş, sessiz

    Nazmiye Hanım hülyaları içinde sakit, uysal ve gevşek adımlarla yürüyordu. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sakit kalmak

SAKAT (Kelime Kökeni: Arapça saḳaṭ)

[sıfat]

  • Vücudunda hasta veya eksik bir yanı olan, engelli, özürlü

    Ben gördüğünüz gibi bir sakat askerim, malul. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]

  • Bozuk veya eksik

    Sakat bir anlatım.

    Sakat bir iş.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sakata gelmek
  • sakat olmak

SAİKA (Kelime Kökeni: Arapça ṣāʿiḳa)

[isim]

[eskimiş]

  • Yıldırım

    Öteden saikalar parçalıyor afakı! - Mehmet Akif Ersoy

Birleşik Kelimeler: siperisaika

[isim]

[eskimiş]

  • Sebep

    Daha çok artan merakımın saikasıyla kapıya kadar ben de gittim. - Ercüment Ekrem Talu

TAKSİ (Kelime Kökeni: Fransızca taxi)

[isim]

  • Belirli bir ücret karşılığı yolcu taşıyan, taksimetresi olan otomobil

    Taksi bir karışıklığın çıktığını görünce hemen gazlayıp uzaklaştı. - Çetin Altan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • taksi çevirmek

Birleşik Kelimeler: taksi dolmuş, taksimetre, radyo taksi

[isim]

[biyoloji]

  • Göçüm

TAKSA (Kelime Kökeni: Latince)

[isim]

  • Pulu yapıştırılmadan veya eksik yapıştırılarak gönderilen mektup için alıcının cezalı olarak ödediği posta ücreti

Birleşik Kelimeler: taksa pulu

TAKAS (Kelime Kökeni: Arapça taḳāṣṣ)

[isim]

  • Değişim

[ticaret]

  • İki ülke arasında yapılan alışverişin karşılıklı olarak malla ödenmesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takas etmek
  • takas tukas etmek

BATİK (Kelime Kökeni: Fransızca batik)

[isim]

  • Kumaş, deri veya kâğıt süslemede kullanılan bir yöntem
  • Bu yöntemle hazırlanmış kumaş

[sıfat]

  • Bu kumaştan yapılan (giysi)

BATAK

[isim]

  • Üzerine basıldığında çöken çamurlaşmış toprak

    İnsan bu kumda, bir batakta gibi yürür, ayağını güç çeker, her adımda bir günlük yol zahmeti duyar. - Falih Rıfkı Atay

  • Kötü durum, içinden çıkılmaz iş

    Bu bataktan kendini kurtarmaya çalıştıkça büsbütün saplandığını dehşetle görüyordu. - Reşat Nuri Güntekin

  • Elde bulunan kâğıtlara göre o turda kaç adet el kazanacağı üzerine tahminde bulunup en az, tahmin ettiği kadar el kazanmaya dayalı bir iskambil oyunu

[sıfat]

[mecaz]

  • Hayır gelmez, yarar sağlamaz, batmış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • batağa saplanmak

Birleşik Kelimeler: batakhane, karabatak

TABAK (Kelime Kökeni: Arapça ṭabaḳ)

[isim]

  • Yiyecek koymaya yarar, az derin ve yayvan kap

    Kadın masaya tabak, kaşık koyuyor. - Aka Gündüz

[sıfat]

  • Bu kabın alacağı miktarda olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tabak gibi

Birleşik Kelimeler: kayık tabak, balık tabağı, çorba tabağı, iftar tabağı, kahve tabağı, ordövr tabağı, piyata tabağı, servis tabağı

[isim]

  • Sepici

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tabak sevdiği deriyi taştan taşa (veya yerden yere) çalar

Birleşik Kelimeler: tabakhane

ASABİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣabī)

[sıfat]

  • Sinirli

    Bu sebepsiz ağrılar gibi onun her şeyi asabi mizacının belirtisi idi. - Tarık Buğra

  • Sinirsel

[zarf]

  • Sinirli bir biçimde

    Artık çok daha asabi çıkıyordu Gaba'nın sesi. - Nazım Hikmet

BASİT (Kelime Kökeni: Arapça basīṭ)

[sıfat]

  • Yapılması veya anlaşılması kolay olan, karışık olmayan, bayağı

    İşte en basit bir sebep. Belki sadeliğinden tuhaf geliyor insana. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Kolay

    En basit şeyi yazamayacak kadar cahildi. - Haldun Taner

[mecaz]

  • Süssüz, gösterişsiz

    Üstünde basit ve kapalı bir çarşaf vardı. - Aka Gündüz

[mecaz]

  • Bilgi ve görgüsü sınırlı olan, bayağı, görgüsüz

    Bu, fikirsiz, basit ve masum bir çocuk hafifliği değildi. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]

  • Her zaman rastlanan, özelliği olmayan, olağan

    Bu basit takılmalar, her seferinde onları güldürdü. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • basite indirgemek

Birleşik Kelimeler: basit cisim, basit cümle, basit faiz, basit kelime, basit kesir, basit renk, basit tümce