BASINÇÖLÇER Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

BASINÇÖLÇER harflerini içeren 5 harfli 22 kelime bulunuyor. 5 harfli BASINÇÖLÇER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BAÇÇI14, ÖLÇER14, BÖLEN13, ÖNSEL12, ÇIBAN11, SIRÇA10, SAÇLI10, SIÇAN10, BASIN9, ÇINAR9, ÇANLI9, LAÇIN9, SABIR9, SEÇAL9, BASEN8, NASIL7, NASIR7, SANRI7, SANLI7, ASLEN6, ENSAR6, LANSE6

ASLEN (Kelime Kökeni: Arapça aṣlen)

[zarf]

  • Kök veya soy bakımından

ENSAR (Kelime Kökeni: Arapça enṣār)

[isim]

[din bilgisi]

  • Hz. Muhammed'e hicret zamanında yardım eden Medineliler

LANSE (Kelime Kökeni: Fransızca lancé)

[sıfat]

  • Önceleme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lanse etmek

NASIL (Kelime Kökeni: Türkçe ne + Arapça aṣl)

[zarf]

  • Bir işin ne biçimde, hangi yolla olduğunu belirtmek için kullanılan bir söz

    Nasıl sevebilirse üç gönül bir tek gülü / Sen de güzelliğine kul edersin üç gönlü - Faruk Nafiz Çamlıbel

  • Bir hareketin yapılış biçimine duyulan şaşkınlığı belirten bir söz

    Falih Rıfkı Atay gibi en güzel Türkçeyi yazan bir muhabirin kaleminden bu satırlar nasıl çıktı? - Orhan Seyfi Orhon

  • İşin zorunlu olduğunu belirten bir söz

    Bu yaptıklarından sonra ona nasıl kızmam?

    Okula nasıl gitmez!

  • Ne kadar çok

    Seni nasıl seviyorum.

  • Elbette, kesinlikle

    Bak nasıl sınıfını geçecek!

  • `Ben sana dememiş miydim, gördün mü?` anlamlarında kullanılan bir söz

    Nasıl, kitap kiminmiş?

  • `Ne dediniz?` veya `iyi mi, beğendiniz mi?` anlamlarında kullanılan bir söz

    Nasıl, bir daha söyler misiniz?

[sıfat]

  • Ne gibi, ne türlü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nasıl ki
  • nasıl olmuşsa
  • nasıl olsa
  • nasılsınız

NASIR (Kelime Kökeni: Arapça nāsūr)

[isim]

  • En çok el ve ayağın sürekli sürtünmelere uğrayan noktalarında üst derinin kalınlaşması ve sertleşmesiyle oluşmuş deri

    Ellerinde nasır, yüzlerinde nur / Yarına ümitle yürüyenlere / Bir selam uçuralım - Orhan Veli Kanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nasır bağlamak (veya tutmak)
  • nasırına basmak

Birleşik Kelimeler: nasır yakısı

SANRI

[isim]

[ruh bilimi]

  • Uyanık bir kişinin, kendi dışında var sandığı ancak gerçekte olmayan olguları algılaması, yaşaması, varsanı, birsam, halüsinasyon

    Olmaz, gerçek olamaz bu yaşadığımız, ya sanrı ya sanrıya çok yakın bir şey. - Attila İlhan

SANLI

[sıfat]

  • Sanı olan, ünlü

Birleşik Kelimeler: adlı sanlı, ana sanlı, baba sanlı

BASEN (Kelime Kökeni: Fransızca bassin)

[isim]

  • Vücudun bel ile kalça arasındaki bölümü
  • Kıtasal uzantıdan okyanus ortası sırtlarına kadar devam eden ve 4000-5000 metre derinliği olan deniz dibi

BASIN

[isim]

  • Gazete, dergi gibi belirli zamanlarda çıkan yazılı yayınların bütünü, matbuat

    Bütün bildiklerimizden öteye İstanbul basını bize ne öğretebilirdi? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Bu tür iş yerlerinde görevli kimselerin tümü

    Arkasında birileri var gibi, basından birileri sanırım, sürekli fiştekliyorlar herifi. - Tahsin Yücel

Birleşik Kelimeler: basın ataşesi, basın bildirisi, basın danışmanı, basın dünyası, basın kartı, basın özeti, basın özgürlüğü, basın toplantısı, basın yasağı, besleme basın, boyalı basın, renkli basın

ÇINAR (Kelime Kökeni: Farsça çenār)

[isim]

[bitki bilimi]

  • İki çeneklilerden, 30 metreye kadar uzayabilen, gövdesi kalın, uzun ömürlü, geniş yapraklı bir ağaç (Platanus)

[isim]

  • Diyarbakır iline bağlı ilçelerden biri

ÇANLI

[sıfat]

  • Çanı olan

Birleşik Kelimeler: çanlı şamandıra

LAÇIN

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Beyaz renkli bir cins şahin

SABIR (Kelime Kökeni: Arapça ṣabr)

[isim]

  • Acı, yoksulluk, haksızlık vb. üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi, dayanç

    Annem pek yorgun bir saatinde değilse bu tutturmalarıma sabır gösterirdi. - Adalet Ağaoğlu

  • Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sabır acıdır, meyvesi tatlıdır
  • sabrı taşmak (veya tükenmek)

Birleşik Kelimeler: sabır taşı, sarısabır, sabretmek, sabreylemek, karınca sabrı

SEÇAL

[isim]

  • Kafeterya, lokanta, büyük mağaza vb. yerlerde yemeği alma, parayı kasaya ödeme gibi bazı hizmetlerin alıcı tarafından yerine getirilmesi

SIRÇA

[isim]

  • Cam

    Mermere düşen sırça gibi tuz buz oldu. - Aka Gündüz

[sıfat]

  • Camdan yapılmış

    Kadınlar kollarında birçok sırça bilezikler taşırlardı. - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: sırça köşk