[isim]

[eskimiş]

• Akar

  Başladı her ay akaretlerinden kira toplar gibi tıkır tıkır faizleri toplamaya. - Ercüment Ekrem Talu

[isim]

[hayvan bilimi]

• Kartalgillerden, genellikle kızıl siyah tüylü, çok güçlü, yuvasını yüksek kayalıklar üzerinde kuran, iri, yırtıcı bir tür kuş (Aquila)

  Kartal yükseldi yükseldi, kıyıdaki dağların üstünde küçüle küçüle göze görünmez oldu. - Necati Cumalı

[isim]

• İstanbul iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

[ekonomi]

• Tekelci sermaye piyasasında, birtakım ticaret, üretim kuruluşlarının, genellikle kazanma veya başka kuruluşlara karşı tutunabilme vb. amaçlarla aralarında kurdukları dayanışma birliği

[isim]

[denizcilik]

• Gemilerde içlerine içme suyu konulan, ortası basık, küçük fıçı

[isim]

• Ayak ve yumruk vuruşları üzerine kurulu, Japon kökenli bir dövüş yöntemi

[sıfat]

• Karelere bölünmüş, üstünde kareleri olan, damalı, satrançlı

  Dokuz kat elbiseniz arasında, iri siyah kareli elbisenizi bulamamışlar. - Necip Fazıl Kısakürek

[isim]

• Nitelik

  Bizde de Türk edebiyatı ne kadar millî kaynaklara gitmiş ise kalite bakımından o kadar yükselmiştir, denilebilir. - Mehmet Kaplan

[isim]

• Karısı tarafından aldatılan erkek

• Ayakkabı çekeceği

• Küçüklere sevgi ile söylenen bir sitem sözü

  Kimden yana bu kerata? - Necati Cumalı

[isim]

• Genellikle ev içinde giyilen, deri, naylon vb. şeylerden yapılan, arkası açık, hafif ve türlü biçimlerde ayak giysisi

  Bu sıcak mevsimde tozlu ve yün terliklerini sürüyerek gidiyor. - Refik Halit Karay

[halk ağzında]

• Beyaz patiskadan dikilen veya yünden örülen takke, başlık

  Kenarları dört parmak yağ bağlamış fesinin eski terlikten hiç farkı kalmamış. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[isim]

[eskimiş]

• Dört tekerlekli, üstü kapalı, yaylı bir tür at arabası

[isim]

[eskimiş]

• Buluşma, kavuşma

[isim]

• Sert bir Meksika içkisi

[sıfat]

• Arkası olan

[mecaz]

• Koruyanı, dayanağı olan, pistonlu, iltimaslı

  Kadronun dört yüzden yukarısı masabaşında bile oturmayan arkalıların. - Rıfat Ilgaz

[sıfat]

[kimya]

• Sirkeyle ilgili, sirkeyle aynı özellikleri taşıyan

[isim]

• Soyluluk

  Fakat çilekeş kadının asaletini biliyorum. - Necip Fazıl Kısakürek

• Asillik

• Bir görevi yüklenmiş olma, o görevin sahibi olma, vekillik karşıtı

[edebiyat]

• Yazıda veya sözde bayağı söz ve deyim bulunmaması durumu

[isim]

[halk ağzında]

• Büyük heybe

[nesnesiz]

• Çoğalmak

  O zaman bedava binme olasılığı artardı. - Ayla Kutlu

• Harcandıktan sonra bir miktar geri kalmak

  Kumaş arttı. Yemek arttı.

• Değeri yükselmek, fazlalaşmak