BASTONCULUK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

BASTONCULUK harflerini içeren 5 harfli 69 kelime bulunuyor. 5 harfli BASTONCULUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BOCUK12, BOLCA11, BUNCA11, BUCAK11, SOLCU11, SUCUL11, SUCUK11, KOLCU10, BOKLU9, BUTON9, BUTLU9, BUNLU9, BULUT9, KABUS9, LONCA9, LOBUT9, SUOKU9, SABUN9, CUNTA9, CONTA9, BUNAK8, BULAK8, BANKO8, BALON8, KOLSU8, KUBAT8, KABLO8, KABUL8, LOTUS8, OTSUL8, SONLU8, SOLUK8, SULUK8, SUKUT8, TOSUN8, TABLO8, TUNUS8, AKSON7, KONSA7, KONUT7, KUTLU7, KUTNU7, KULUN7, NUTUK7, NUKUT7, OTLUK7, ONLUK7, SONAT7, SOLAK7, SUNTA7, SUNAK7, SULTA7, SULAK7, SALTO7, SALON7, TOKLU7, TONLU7, TULUK7, UNLUK7, AKONT6, KOLAN6, KOTAN6, KUTAN6, KANTO6, NOKTA6, NATUK6, OTLAK6, OKTAN6, TONLA6

AKONT (Kelime Kökeni: Fransızca àcompte)

[isim]

[ticaret]

  • Bir borca karşılık, hesabı daha sonra görülmek üzere yapılan kısmi ödeme

KOLAN

[isim]

  • At, eşek vb. hayvanların semerini veya eyerini bağlamak için göğsünden aşırılarak sıkılan yassı kemer

    Adam döndü, beygirinin semerini almak için kolanını çözmeye başladı. - Necati Cumalı

  • Dokuma, deri, kenevir vb. maddelerden yapılan yassı ve enlice bağ

[halk ağzında]

  • Yünden veya iplikten yapılmış, üzeri işli ince kuşak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kolan çekmek
  • kolan vurmak

Birleşik Kelimeler: kolan balığı

KOTAN

[isim]

[halk ağzında]

  • Pulluk, büyük saban

KUTAN

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Saka kuşu

KANTO (Kelime Kökeni: İtalyanca canto)

[isim]

[tiyatro]

  • Tuluat tiyatrolarında oyundan önce genellikle kadın sanatçıların şarkı söyleyip dans ederek yaptığı gösteri

    Kantodan piyese kadar her gösteriye katılıyor; herkesi hüzne, sevgiye, coşkuya, isteğe boğuyordu. - Cahit Külebi

  • Bu gösteri sırasında söylenen şarkı

NOKTA (Kelime Kökeni: Arapça nuḳṭa)

[isim]

  • Çok küçük boyutlarda işaret, benek
  • Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret
  • Yer

    Köşkten çıktık ve bahçenin her noktasını uzun uzun durup konuşarak dolaştık. - Ahmet Haşim

  • Konu, konu ile ilgili önemli bölüm

    Genç adam o noktada alaka uyandırıcı bir şey keşfetmiş gibiydi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Nöbetçi bulunan yer

    Orada polis noktası var.

  • Nöbetçi, gözcü, bekçi

    O yokuşun başındaki küçücük karakolun her gece çıkardığı noktayı unutuyorsunuz. - Ömer Seyfettin

[mecaz]

  • Sınır, derece, radde

    Savaşın gerçekleşme noktasına yaklaştığı sırada...

[dil bilgisi]

  • Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti (.)

[matematik]

  • Hiçbir boyutu olmayan işaret

[spor]

  • Orta nokta

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nokta koymak
  • noktasına virgülüne dokunmadan

Birleşik Kelimeler: nokta atışı, noktainazar, nokta memuru, nokta nokta, nokta turizmi, noktası noktasına, başnokta, iki nokta, kara nokta, karanlık nokta, kırmızı nokta, kilit nokta, kör nokta, maddesel nokta, orta nokta, ölü nokta, sarı nokta, siyah nokta, üç nokta, alevlenme noktası, başa baş noktası, başlangıç noktası, başucu noktası, besleme noktası, boğumlanma noktası, buharlaşma noktası, can noktası, çıkış noktası, dayanak noktası, denetim noktası, doğu noktası, donma noktası, doruk noktası, doyma noktası, doyum noktası, dönüm noktası, düğüm noktası, ergime noktası, güney noktası, güz noktası, hareket noktası, ilkbahar noktası, izabe noktası, kavrama noktası, kaynama noktası, kerteriz noktası, kırılma noktası, kuzey noktası, nirengi noktası, odak noktası, parlama noktası, penaltı noktası, polis noktası, püf noktası, santra noktası

NATUK (Kelime Kökeni: Arapça naṭūḳ)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Düzgün, güzel ve kolaylıkla söz söyleyen

OTLAK

[isim]

[coğrafya]

  • Hayvan otlatılan yer, salmalık, yaylak, mera, örü(II)

    Otlaktan çıktıkları sırada hava kuru soğuktu. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: dağ otlağı

OKTAN (Kelime Kökeni: Fransızca octane)

[isim]

[kimya]

  • Formülü C8H18 olan doymuş hidrokarbonlara verilen ad

TONLA

[sıfat]

  • Tonlarca

AKSON (Kelime Kökeni: Fransızca axone)

[isim]

[anatomi]

  • Sinir uyarmalarını sinir hücresinin gövdesinden diğer sinir hücrelerine taşıyan uzantı

KONSA

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Taşlık

KONUT

[isim]

  • İnsanların içinde yaşadıkları ev, apartman vb. yer, mesken, ikametgâh

    Kimsenin konutuna dokunulamaz. - Anayasa

Birleşik Kelimeler: konut belgesi, konut dokunulmazlığı, konut fonu, konut kredisi, prefabrik konut, saray konut, sosyal konut, toplu konut

[isim]

[matematik]

[mantık]

  • Ön doğru: Eukleides'in `Bir noktadan bir doğruya ancak bir paralel çizilebilir.` yolundaki konutu gibi

KUTLU

[sıfat]

  • Uğurlu

    İşte akşam oldu, bizim artık her yer / Doldur kutlu ellerinle kadehimi - Ahmet Muhip Dranas

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kutlu gün doğuşundan bellidir
  • kutlu olsun

KUTNU (Kelime Kökeni: Arapça ḳuṭnī)

[isim]

[halk ağzında]

  • Pamuk veya ipekle karışık pamuktan dokunmuş kalın, ensiz kumaş türü

    Kutnu kumaş dökülmüş, şala kim bakar / Ger Ali'nin kurşunu dağları yakar - Halk türküsü