BASAMAKSI Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

BASAMAKSI harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli BASAMAKSI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Basamaksı ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Basamaksı olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

BASIM10, BIKMA9, BASKI9, BASIK9, BASMA9, BAKIM9, SAMBA9, SABIK9, BASAK8, BAKMA8, BAKAM8, KISMA8, KISSA8, KISAS8, KASIM8, SISKA8, SIMAK8, SIKMA8, SAMSA8, SAKSI8, ASMAK7, AKSAM7, KASMA7, MAKAS7

ASMAK

[-e]

[-i]

  • Bir şeyi aşağıya sarkacak bir biçimde bir yere iliştirip sarkıtmak

    Lambayı tam pencerenin karşısına astı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Üzerine takınmak, kuşanmak

[-i]

  • Bir kimseyi boğazından ip vb. geçirip sallandırarak öldürmek, idam etmek
  • Gitmek zorunda olunan bir yere özürsüz gitmemek

    Ben inek için oymalarımı bıraktım, dikiş makinesini tamir etmedim, mektebi astım. - Nazım Hikmet

  • Görevi olan bir işi özürsüz yapmamak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • asıp kesmek
  • astığı astık, kestiği kestik

AKSAM (Kelime Kökeni: Arapça aḳsām)

[isim]

  • Kısımlar

KASMA

[isim]

  • Kasmak işi

MAKAS (Kelime Kökeni: Arapça miḳaṣṣ)

[isim]

  • Bir eksen çevresinde dönebilecek biçimde çapraz eklemlenmiş, birbirine bakan yüzleri keskin iki çelik lamadan oluşmuş, arasına yerleştirilen herhangi bir şeyi kesmeye yarayan araç, sındı

    Her iki eliyle kullanırdı makasıyla tarağını. - Necati Cumalı

  • Birbirine komşu iki demir yolu hattını hemen bunların uzantısındaki üçüncü hatta bağlamaya yarayan alet
  • Birbirini kesen demir yolu kavşağı
  • Bazı araçlarda üst üste konulmuş birkaç yassı çelikten yay
  • Çatı ve köprülerde genellikle ağaç veya çelikten yapılan, ağırlığı karşılıklı iki ayağa veya duvara aktaran çatılmış kiriş sistemi
  • Mobilyalarda yukarıdan aşağıya doğru açılan kapakları yatay konumda tutmak amacıyla yapılmış mafsallı, kollu kapak aracı

[mecaz]

  • Çalma, kırpma

[mimarlık]

  • Dirsek

[denizcilik]

  • Üst uçları birbirine bağlı, alt uçları açık olan iki direkten kurulmuş, ağırlık kaldırma düzeni

[hayvan bilimi]

  • Bazı eklem bacaklı hayvanların ön ayaklarında bulunan, savunma ve saldırmada kullanılan kıskaç

[spor]

  • Su topunda iki ayağın teker teker yarım daire biçiminde çevrilmesiyle yapılan bir hareket

Ata Sözleri ve Deyimler

  • makas almak
  • makas değiştirmek
  • makas vurmak

Birleşik Kelimeler: makas hakkı, makas payı, bahçe makası, çember makası, sürfile makası, tırnak makası

BASAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Merdiven

BAKMA

[isim]

  • Bakmak işi

    Kızlara bakmaya giderken içimde hep beni beğenmeyecekler kaygısını taşıyordum. - Ahmet Ümit

BAKAM (Kelime Kökeni: Arapça baḳḳam)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Baklagillerden, odunundan kırmızı boya çıkarılan bir ağaç (Haematoxylon campechianum)

KISMA

[isim]

  • Kısmak işi

Birleşik Kelimeler: kısma ad

KISSA (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṣṣa)

[isim]

[eskimiş]

  • Ders çıkarılması gereken anlatı, olay

    Babam, beni ve kız kardeşimi yanına çağırıp birtakım mucize ve keramet kıssaları anlatmayı da severdi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: kıssadan hisse

KISAS (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṣāṣ)

[isim]

[eskimiş]

[hukuk]

  • Bir suçluyu, başkasına yaptığı kötülüğü kendisine aynı biçimde uygulayarak cezalandırma

    Orada âdeta kısas kaidesi hükümfermadır, öldüren ölüme yollanır. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kısas etmek

Birleşik Kelimeler: kısasa kısas

[isim]

[eskimiş]

  • Kıssalar, hikâyeler, öyküler

KASIM (Kelime Kökeni: Arapça ḳāsim)

[isim]

  • Yılın on birinci ayı, son teşrin, teşrinisani
  • Kışın başlangıcı sayılan 8 Kasım günü başlayıp Hıdırellez'in ilk günü olan 6 Mayıs'a kadar altı ay süren dönem

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kasımdan on gün evvel ek, on gün sonra ekme

Birleşik Kelimeler: kasımpatı

SISKA

[sıfat]

  • Çok zayıf ve kuru, kaknem, çelimsiz, arık

    Bodrum katında kalan sıska oğlanın salonunun tam üstüne denk düşüyordu odası. - Elif Şafak

[eskimiş]

  • Karın boşluğuna su dolmuş olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sıska olmak
  • sıskası çıkmak

SIMAK

[-i]

[halk ağzında]

  • Kırmak, bozmak
  • Yenmek, mağlup etmek

SIKMA

[isim]

  • Sıkmak işi

    Bu vicdan azabının demirden pençesi yüreğini sıkmaya başlıyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Bir tür pantolon veya şalvar
  • Bayat ekmeğin su ile ıslatılıp sıkılmasıyla elde edilen malzemeyi un, tuz ve suyla yoğurup hamur durumuna getirdikten sonra arasına kavrulmuş soğan, peynir konularak pişirilen bir yemek

[sıfat]

  • Sımsıkı bağlanmış

    Sırtına giymiş sıkma sayayı / Yedeğine almış ağca mayayı - Halk türküsü

[sıfat]

  • Sıkılmaya, suyu alınmaya elverişli (portakal)

[halk ağzında]

  • Dar bir tür kadın yeleği

Birleşik Kelimeler: sıkma baş, sıkma köfte

SAMSA

[isim]

  • Baklavaya benzeyen bir tür hamur tatlısı