BARUTHANE Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

BARUTHANE harflerini içeren 5 harfli 34 kelime bulunuyor. 5 harfli BARUTHANE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BUHAR12, HUTBE12, BAHAR11, HABER11, HARBE11, HANUT10, HATUN10, RUHEN10, AHRET9, HARTA9, RAHNE9, RAHAT9, TAHRA9, TENHA9, BARUT8, BATUR8, TURBA8, TABUR8, URBAN8, BARAN7, BARET7, BERAT7, BATAR7, ERBAA7, NEBAT7, RABAT7, TABAN7, TEBAA7, RAUNT6, TURNE6, TURNA6, TURAN6, ARENA5, ANTRE5

ARENA (Kelime Kökeni: Fransızca arena)

[isim]

  • Boğa güreşi, yarış, oyun vb. gösteriler yapılan alan

[mecaz]

  • Siyasi çekişmelerin geçtiği yer

ANTRE (Kelime Kökeni: Fransızca entrée)

[isim]

  • Giriş

    Bir müddet sonra her ikisi de büyük antreden çıkıp kaybolurlar. - Ahmet Muhip Dranas

  • Başlangıç yemeği

RAUNT (Kelime Kökeni: İngilizce round)

[isim]

  • Boks vb. spor karşılaşmalarında devrelerden her biri

TURNE (Kelime Kökeni: Fransızca tournée)

[isim]

  • Bulunduğu yerden başka yerlere gösteri yapmak amacıyla giden tiyatro veya müzik sanatçılarının gezisi

    O günlerde Anadolu'ya turneye çıkmak üzere hazırlanıyorduk. - Sait Faik Abasıyanık

TURNA

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Turnagillerden, Avrupa ve Kuzey Afrika'da toplu olarak yaşayan, göçebe, iri bir kuş (Grus grus)

    İki turnam gelir aklı karalı / Birin avcı vurmuş biri yaralı - Halk türküsü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • turnayı gözünden vurmak

Birleşik Kelimeler: turnaayağı, turna balığı, turnagagası, turnageçidi, turnagözü, turna katarı, turna kırı, telli turna, Mısır turnası

TURAN (Kelime Kökeni: Farsça tūrān)

[isim]

  • Turancıların dünyadaki bütün Türkleri birleştirerek kurmayı amaçladıkları ülkenin adı
  • Türklerin Orta Asya'daki en eski yurtları

BARAN (Kelime Kökeni: Farsça bārān)

[isim]

[eskimiş]

  • Yağmur

BARET (Kelime Kökeni: Fransızca barrette)

[isim]

  • Küçük takke, papaz takkesi
  • Bir süs iğnesi türü
  • İşçilerin başlarına giydikleri, metal veya plastikten yapılmış koruyucu başlık

BERAT (Kelime Kökeni: Arapça berāt)

[isim]

  • Bir buluştan, bir haktan yararlanmak için devletçe verilen belge, patent

[tarih]

  • Osmanlı Devleti'nde bir göreve atanan, aylık bağlanan, san, nişan veya ayrıcalık verilen kimseler için çıkarılan padişah buyruğu

Birleşik Kelimeler: ihtira beratı

BATAR

[isim]

[halk ağzında]

  • Zatürre

ERBAA

[isim]

  • Tokat iline bağlı ilçelerden biri

NEBAT (Kelime Kökeni: Arapça nebāt)

[isim]

[eskimiş]

[bitki bilimi]

  • Bitki

    Hepsi kır nebatları gibi gelişigüzel, bu mevsim burada, öbür mevsim orada doğup yaşıyorlar. - Aka Gündüz

TABAN

[isim]

  • Ayağın alt yüzü, aya
  • Üstü kapalı bir yerin gezinilen, ayakla basılan yüzü, tavan karşıtı
  • Ayakkabının alt bölümü
  • Kaide
  • Bir şeyin en alt bölümü
  • Değerlendirmede en alt derece
  • Bir toplumu, bir kuruluşu oluşturan, yönetime katılmadan etkili olan kitle

    Partinin tabanının istekleri doğrultusunda...

  • Temel

[coğrafya]

  • Bir ırmağın en derin olan orta yeri

[denizcilik]

  • Dikey duran direk, çubuk, seren vb.nin alt bölümü

[matematik]

  • Bir cismin veya bir biçimin yüksekliğini ölçmek için aşağıdan yukarıya doğru başlama noktası olarak alınan yüzey veya çizgi, kaide

    Piramidin tabanı. Üçgenin tabanı.

[matematik]

  • Üslü sayılarda kuvveti alınan sayı: 53 anlatımında 3 rakamı üstür, 5 ise tabandır

[halk ağzında]

  • Tarlanın düz ve verimli kesimi

[eskimiş]

  • Kılıç vb. yapımında kullanılan iyi cins demir

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tabana kuvvet
  • tabana kuvvet kaçmak
  • taban çıkmak (veya girmek veya koymak)
  • tabanları kaldırmak
  • tabanları patlamak
  • tabanları yağlamak
  • taban tabana zıt (olmak)
  • taban tepmek (veya patlatmak)
  • taban yapmak

Birleşik Kelimeler: taban basma, taban düzeyi, taban fiyatı, taban halısı, taban lağımı, tabanvay, tabanı yarık, baştaban, daltaban, düztaban, karataban, ad tabanı, ayak tabanı, devetabanı, fiil tabanı, isim tabanı, veri tabanı

[zarf]

[eskimiş]

  • Huy bakımından
  • Yaradılıştan

TEBAA (Kelime Kökeni: Arapça tebaʿa)

[isim]

[eskimiş]

[hukuk]

  • Uyruk

    Şüphesiz tebaasını mesut eden, koruyan bir kral da değerli bir insandır. - Mehmet Kaplan

BARUT (Kelime Kökeni: Farsça bārūd)

[isim]

  • Ateşli silahla bir merminin atılmasına veya herhangi bir aracın fırlatılmasına yarayan, patlayıcı madde

    Dev boylu fetih askerleri, kollarının sert derilerine iğnelerle yazdırır, barutla ovdurur, dövme yaparlardı. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • barut gibi
  • barut kesilmek (veya olmak)
  • barut kokusu gelmek
  • barutla oynamak

Birleşik Kelimeler: barut esmeri, barut fıçısı, barut hakkı, baruthane, barut kabağı, barut rengi