[isim]

• Bal arılarının bitki ve çiçeklerden topladıkları bal özünden yapıp kovanlarındaki petek gözlerine doldurdukları, rengi beyazdan esmere kadar değişen tatlı, koyu, sıvı madde

• Olgunlaşmış incirin, dışına sızan tatlısı

• Ağaçların kabuğundan sızarak pıhtılaşan besi suyu

Ata Sözleri ve Deyimler

• bal alacak çiçeği bilmek (veya bulmak)
• bal bal demekle ağız tatlanmaz
• bal dök de yala
• bal gibi
• balı dibinden, yağı yüzünden
• balın âlâsı oğlun tazesinden
• balı olan bal yemez mi?
• balı parmağı uzun yemez, kısmetlisi yer
• bal ile kaymak yenir ama her keseye göre değil
• bal olan yerde sinek de olur
• bal sağmak
• bal tutan parmağını yalar

[isim]

• Baht açıklığı veya yüksek bir makama, duruma erişmiş olma durumu

  Aşk ile ikbal ile bahtiyar oldum diye / Hangi gafil sevinir, hangi şair yükselir? - Enis Behiç Koryürek

[tarih]

• Odalık

[eskimiş]

• İstek, arzu

  Çaya ikbal yok mu?

Ata Sözleri ve Deyimler

• ikbali sönmek

[isim]

• Üstü deri ile kaplı, bakırdan yapılan, küre biçiminde bir davul türü

[isim]

[eskimiş]

• Eski Türklerde kişinin anılması için mezarının veya bazı kurganların etrafına dikilen taş

[isim]

• Gelecek

  O kadar fırtınalı bir maziden sonra istikbalde söneceğinize inanmaktan uzağım. - Yahya Kemal Beyatlı

[eskimiş]

• Karşılama

  Salih Paşa'ya, uğrayacağı iskelelerde mutantan istikballer yapılması hakkında talimat verilmişti. - Atatürk

Ata Sözleri ve Deyimler

• istikbal etmek

[sıfat]

• Küresel

• Toptan

[isim]

• Günah

  Bu işin vebali vardır.

Ata Sözleri ve Deyimler

• vebal altında kalmak
• vebali boynuna

[isim]

[eskimiş]

• Saygınlık