BAKIŞIMSIZLIK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

BAKIŞIMSIZLIK harflerini içeren 6 harfli 39 kelime bulunuyor. 6 harfli BAKIŞIMSIZLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BAŞSIZ16, AŞISIZ15, BAZISI14, SIZILI13, ASILIŞ12, BAŞLIK12, IŞIKLI12, IŞIMAK12, KILSIZ12, KILBAZ12, MIZIKA12, SIZMAK12, ZIKKIM12, AZIKLI11, AŞIKLI11, ALIŞKI11, ALIŞIK11, AKIŞLI11, BASILI11, IŞILAK11, KIZLIK11, KIZMAK11, KIŞLIK11, SAZLIK11, ŞIKLIK11, ZAMKLI11, BIKMAK10, KIŞLAK10, KISMIK10, KALKIŞ10, ASKILI9, ILIMAK9, KISMAK9, MISKAL9, SIKMAK9, SALKIM9, SIKLIK9, KILMAK8, SAKLIK8

KILMAK

[yardımcı fiil]

  • Etmek, yapmak

SAKLIK

[isim]

  • Uyanıklık

ASKILI

[sıfat]

  • Askısı olan

    Askılı, uzun, tiril tiril bir elbise giymişti. - Elif Şafak

ILIMAK

[nesnesiz]

  • Ilınmak

KISMAK

[-i]

  • Sesi azaltmak, alçaltmak

    Radyoyu biraz kısar mısın?

  • Gözü biraz kapamak

    Adam göz kapaklarını kısarak bir hesapladı. - Necati Cumalı

  • Ezmek, büzmek, daraltmak

    Omuzlarını kısar, ellerini cebinden çıkarır, atar ağzından sigarasını. - Sait Faik Abasıyanık

  • Lamba ışığını azaltmak
  • Sıkıştırmak

    Birden susan köpek kuyruğunu bacaklarının arasına kıstı. - Ömer Seyfettin

[-den]

[mecaz]

  • Masraf, harcama vb.ni azaltmak

    Kes üç kuruş ekmekten / Beş kuruş etten kıs - Behçet Necatigil

[mecaz]

  • Verilen hak ve özgürlüklerin sınırını daraltmak

[halk ağzında]

  • Pintilik etmek

MISKAL (Kelime Kökeni: Farsça mūsīḳār'dan)

[isim]

[eskimiş]

[müzik]

  • Her biri başka perdede bir sıra kamış boğumundan yapılmış düdük, musikar

SIKMAK

[-i]

  • Çevresine sarılarak veya bir şey sararak çepeçevre basınç altına almak

    Yalnız kalan kadın titriyor, hıçkırarak kucağındaki yavrusunu sıkıyor. - Ömer Seyfettin

  • Bir şeyin suyunu, yağını, sıvı kısmını basınçla çıkarıp akıtmak

    Limon sıkmak. Üzüm sıkmak.

  • Dar gelmek

    Belimi sıktı kemer - Halk türküsü

  • Basınçlı bir araçla fışkırtmak, püskürtmek

    Yangına su sıkmak.

  • Silahla ateş etmek

    Küçük hanım, tabancayı kalbine sıkmak istemiş. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Baskı altına almak, üzmek, bunaltmak, zorlamak

    Çocuğu çok sıkıyorlar.

[mecaz]

  • Sıkıntı vermek

    İhtimal inanmayacaksınız. Fakat ben sizi sıkmamak için uzatmayarak anlatacağım. - Ömer Seyfettin

[argo]

  • Yalan söylemek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sıkıp suyunu çıkarmak

SALKIM

[isim]

  • Üzüm gibi, birçoğu bir sap üzerinde bir arada bulunan meyve

    Bunu görünce Behzat da iki salkım muzu oradakilere dağıtmış. - Memduh Şevket Esendal

[bitki bilimi]

  • Ana saptan çıkan yan çiçekleri, sapları hep aynı uzunlukta olan çiçek durumu

[bitki bilimi]

  • Baklagillerden, salkım durumunda mor çiçekler açan ve çoğu asma gibi çardağa sarılan bir tür ağaç ve çiçeği (Wistaria sinensis)

[eskimiş]

[askerlik]

  • Topla atılan demir parçaları

Birleşik Kelimeler: salkım ağacı, salkım başak, salkım küpe, salkım saçak, salkım salkım, salkım söğüt, salkım topu, morsalkım, sarısalkım, üzüm salkımı

SIKLIK

[isim]

  • Sık olma durumu
  • Sıkça geçme, kullanımı sık olma

[fizik]

  • Ses, dalga vb.nin birim zamandaki titreşim sayısı, frekans

Birleşik Kelimeler: kelime sıklığı

BIKMAK

[-den]

  • Tekrarlanması, sürüp gitmesi yüzünden bir şeyden doygunluk veya yorgunluk duyarak onu istemez duruma gelmek, usanmak

[mecaz]

  • Dayanamaz duruma gelmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bıkıp usanmak

KIŞLAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Kışın barınılan yer
  • Kışın orduların, göçebe oymakların hayvanlarıyla birlikte yayladan inip konakladıkları yer

KISMIK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Cimri

KALKIŞ

[isim]

  • Kalkma işi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalkışa geçmek

Birleşik Kelimeler: kalkış yarışı

AZIKLI

[sıfat]

  • Azığı olan

[mecaz]

  • Yoksulları doyuran

ÂŞIKLI

[sıfat]

  • Âşığı olan
  • Çok seven, düşkün, tutkun