BAKIŞIMSIZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

BAKIŞIMSIZ harflerini içeren 5 harfli 28 kelime bulunuyor. 5 harfli BAKIŞIMSIZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Bakışımsız ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Bakışımsız olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

SIZIŞ14, KIZIŞ13, BIKIŞ12, BASIŞ12, ZIMBA12, BAKIŞ11, IŞIMA11, KISIŞ11, KABIZ11, KIMIZ11, SIZMA11, BASIM10, KIZMA10, KAMIŞ10, KAZIM10, SIZAK10, SAKIZ10, BIKMA9, BASKI9, BASIK9, BAKIM9, KISIM9, SIKIM9, SABIK9, KISMA8, KASIM8, SIMAK8, SIKMA8

KISMA

[isim]

  • Kısmak işi

Birleşik Kelimeler: kısma ad

KASIM (Kelime Kökeni: Arapça ḳāsim)

[isim]

  • Yılın on birinci ayı, son teşrin, teşrinisani
  • Kışın başlangıcı sayılan 8 Kasım günü başlayıp Hıdırellez'in ilk günü olan 6 Mayıs'a kadar altı ay süren dönem

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kasımdan on gün evvel ek, on gün sonra ekme

Birleşik Kelimeler: kasımpatı

SIMAK

[-i]

[halk ağzında]

  • Kırmak, bozmak
  • Yenmek, mağlup etmek

SIKMA

[isim]

  • Sıkmak işi

    Bu vicdan azabının demirden pençesi yüreğini sıkmaya başlıyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Bir tür pantolon veya şalvar
  • Bayat ekmeğin su ile ıslatılıp sıkılmasıyla elde edilen malzemeyi un, tuz ve suyla yoğurup hamur durumuna getirdikten sonra arasına kavrulmuş soğan, peynir konularak pişirilen bir yemek

[sıfat]

  • Sımsıkı bağlanmış

    Sırtına giymiş sıkma sayayı / Yedeğine almış ağca mayayı - Halk türküsü

[sıfat]

  • Sıkılmaya, suyu alınmaya elverişli (portakal)

[halk ağzında]

  • Dar bir tür kadın yeleği

Birleşik Kelimeler: sıkma baş, sıkma köfte

BIKMA

[isim]

  • Bıkmak işi

BASKI

[isim]

  • Bir eserin basılış biçimi veya durumu

    Baskı yanlışlıkları yüzünden kapatılan gazeteler vardı. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Bası sayısı

    Bu gazetenin baskısı yüz bindir.

  • Bir eserin tekrarlanarak yapılan baskı işlemlerinden her biri, edisyon

    Sözlüğün yeni baskısı.

  • Giysinin içine kıvrılıp dikilen kenarı

    Etek baskısı.

  • Hak ve özgürlükleri kısıtlayarak zor altında bulundurma durumu, tahakküm

    Politik baskıların yanı sıra daha başka yasaklara da bağlıydık. - Necati Cumalı

  • Bir maddeyi sıkıp ezen alet

[spor]

  • Top oyunlarında karşı takım oyuncusunun hareketini ve sonuç almasını engellemek amacıyla uygulanan yakın savunma durumu, pres

[ruh bilimi]

  • Belirli ruhsal etkinlik ve süreçleri, kişinin isteği dışında bilinçaltına itmesi veya bu itilenlerin bilince çıkmasını önleme durumu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • baskı altında tutmak
  • baskıda kalmak
  • baskıdaki altından askıdaki salkım yeğdir
  • baskı yapmak

Birleşik Kelimeler: baskı grubu, baskı kalıbı, baskı resim, baskı sayısı, düz baskı, ipek baskı, lüks baskı, oyma baskı, taş baskı, ters baskı, toplumsal baskı

BASIK

[sıfat]

  • Basılmış, yassılaşmış

    Ökçesi basık pabucunun içinde kara ve çatlak topuklu ayakları ellerinden ziyade ortadadır. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Çok yüksek olmayan, alçak

    Arka sokağa bakan, dar, basık tavanlı, ışıksız bir yerdi. - Peyami Safa

  • Kısık

    Onun sesi de aynı şekilde basıktı. - Tarık Buğra

BAKIM

[isim]

  • Bakma işi
  • Bir şeyin iyi gelişmesi, iyi bir durumda kalması için verilen emek

    Bahçe bakım ister.

  • Birinin beslenme, giyinme vb. gereksinimlerini üstlenme ve sağlama işi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bakım yapmak

Birleşik Kelimeler: bakımevi, bakım yurdu, tam bakım, yoğun bakım

KISIM (Kelime Kökeni: Arapça ḳism)

[isim]

  • Parçalara ayrılmış bir şeyin her bölümü, bölük, kesim

    Felsefenin teorik olan kısmına pek aldırmaz. - Nezihe Araz

  • Bir cinsten veya meslekten olanların tümü

    Kadın kısmı tutunacak yer ister, güvenecek yer ister. - Zeyyat Selimoğlu

  • Kol

    Bankanın kambiyo kısmında çalışıyorum.

SIKIM

[isim]

  • Sıkma işi
  • Avucun sıkıldığında alabildiği miktar
  • Bir defada sıkılan miktar

    Kadın, çiğ köfteden bir sıkımını kocasına uzattı. - Orhan Kemal

  • Ateşli silahlarda bir atış için yeterli olan miktar

SABIK (Kelime Kökeni: Arapça sābiḳ)

[sıfat]

  • Geçen, önceki, eski

    Yorucu çalışmalar sonunda sabık bakanların ne derece hüner sahibi olduklarını tespit etmiştir. - Attila İlhan

BASIM

[isim]

  • Basımcılık
  • Bası işi, tipografi

    Kitabın basımına başlandı.

Birleşik Kelimeler: basımevi, ayrı basım, tıpkıbasım

KIZMA

[isim]

  • Kızmak işi

    Şimdi artık kızma sırası bana gelmişti. - Reşat Nuri Güntekin

KAMIŞ

[isim]

[bitki bilimi]

  • Buğdaygillerden, sulak, nemli yerlerde yetişen, boğumlu, sert gövdesi olan bitkiler (Phragmites australis)

    Bugünlerin birinde kamışların birbirine sürtünmesinden hasıl olan bir yangın gördü. - Halide Edip Adıvar

[sıfat]

  • Bu bitkiden yapılmış

    Kamış sepet.

    Kamış dam.

  • Sıvı içecekleri bardak veya şişeden kolayca içmek için kullanılan ince, plastik boru, pipet

[kaba konuşmada]

  • Erkeklik organı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kamış atmak (veya koymak)

Birleşik Kelimeler: kamış kalem, kamış kemiği, kamışkulak, ararot kamışı, Hint kamışı, su kamışı, şeker kamışı

KAZIM

[isim]

  • Kazma işi

    Nasıl olsa mezarların kazımı esnasında taş sandukalar sökülmüş, olan olmuştu. - Elif Şafak