[nesnesiz]

[halk ağzında]

• Yük altında güçlükle solumak

• Ağlarken bunalır ve soluğu kesilir gibi iç çekmek

[isim]

• Kakılmak işi

[sıfat]

• Üzerinde kakma işi bulunan

  Kabzası altın kakmalı palası elinden düşmüştü. - Feridun Fazıl Tülbentçi

[isim]

[hayvan bilimi]

• Sazangillerden, eti kılçıklı, yumurtası ile tarama yapılan bir balık (Leuciscus)

• Akya balığı

[zarf]

[müzik]

• Sevimli ve cana yakın bir biçimde (çalınmak)

[isim]

• Kaba olma durumu

• Kaba davranış, nezaketsizlik, huşunet

  Bu kabalığımı şimdiki vaziyetime bağışlayınız. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

• kabalık etmek

[isim]

[eskimiş]

• Bir şeyin öncesi, geçmişi

[isim]

• Kayseri iline bağlı ilçelerden biri

[sıfat]

• Akşam olan, akşam yapılan

  Ben akşamki konuşmalara katılmadım. - Ayla Kutlu

[isim]

• Balkımak işi

[isim]

• Bakılmak işi

  Bayram nasılsa koymuştu oğlunu bir başka kadının evine, bakılması için. - Ayşe Kulin

[nesnesiz]

• Aşma işine konu olmak

[nesnesiz]

• Karşılıklı akmak

[mecaz]

• Her yönden gelip gitmek

  Sessiz, hayatın durgun akıştığı bir arka sokak. - Selim İleri

[sıfat]

• İki veya daha çok şeyin sıralanmasında karşılıklı değil, aralıklı olarak sağda ve solda yerleşmiş olan

• Almaşlı olarak işleyen, mütenavip, alternatif

[-e]

• Bir işi tekrarlayarak kolaylıkla yapabilmek

  Muhtaç değiliz ama ben çalışmaya alıştım. - Etem İzzet Benice

• Yadırgamaz duruma gelmek

  Dar ve alıştığımız çerçeve içinden çıkmak bizi şaşırtacağı için onu istemeyiz. - Asaf Halet Çelebi

• Uyar duruma gelmek, intibak etmek

  Bu mesleğe alışmış gibi görünüyor. - Nezihe Araz

• Sürekli ister olmak, bağımlılık kazanmak

  Tütüne alışmak. İlaca alıştı.

• Bağlanmak, ısınmak

  Birdenbire ona alıştığını hissediyor ve bu işe ayrıca şaşıyordu. - Ahmet Hamdi Tanpınar

• Evcilleşmek, ehlîleşmek

[nesnesiz]

• Tutuşmak, yanmaya başlamak