BAKAYAZMAK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
BAKAYAZMAK harflerini içeren 5 harfli 22 kelime bulunuyor. 5 harfli BAKAYAZMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
AYMAZ11,
AKMAK
-
Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek
Eskiden Sakarya, bu köprünün altından akarmış. - Sait Faik Abasıyanık
- Sıvı maddeler aşağıya yönelmek
- Sıvı bir madde bir yerden çıkmak
-
Bir kap veya bir yer, içindeki veya üstündeki sıvıyı sızdırmak
Dam akıyor.
-
Art arda ve toplu olarak gitmek
Öfkeli insanlar, el ele, omuz omuza Taksim'e doğru akıyorlardı. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Kumaş yıpranıp iplikleri erimeye başlamak
Çarşafın kumaşı da yer yer akmış, buruşmuştu. - Refik Halit Karay
- Boya birbirine karışmak
-
Sürüp gitmek
Nedim divanında bir kaside vardır, müjgân üstüne, hicran üstüne, umman üstüne kafiyeleri ve redifleriyle akar. - Yahya Kemal Beyatlı
- Zaman çabuk geçmek
- Karışmak, katılmak
- Çabucak savuşmak, ortadan kaybolmak
Ata Sözleri ve Deyimler
- akacak kan damarda durmaz
- akan sular durmak
- akara kokara bakma, çuvala girene bak
- akarı kokarı olmamak
- akarına bırakmak
- akıp gitmek
- akmasa da damlar
Birleşik Kelimeler: akan yıldız, akarsu, akaryakıt
KAKMA
- Kakmak işi
-
Ağaç üzerinde veya diğer ahşap malzemede, mobilyada, belirlenmiş desen ve çizimlere göre oyulmuş yuvalara gümüş, sedef vb. süs maddeleri kakılıp oturtularak yapılan iş
Pirinç kakmaları donuk donuk ışıldayan hamam kapısını iterek içeri girdi. - Cahit Uçuk
Birleşik Kelimeler: kakma aşı, sedef kakma
MAKAK (Kelime Kökeni: Fransızca macaque)
- Güneydoğu Asya'da yaşayan kuyruklu bir maymun (Macacus)
KABAK
- Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, sarı çiçekli, birçok türü olan bir bitki (Cucurbita)
- Bu bitkinin türlerine göre yemeği ve tatlısı yapılan ürünü
- Esrarkeşlerin kullandığı bir tür nargile
-
Kabak kemane
Siperin içinde birkaç nefer ayakta ileriye bakıyor, öbürleri aşağı oturmuş konuşuyorlar, gülüyorlar, türkü söylüyorlar, kabak çalıyorlar. - Ömer Seyfettin
- Ham, tatsız (kavun, karpuz)
-
Tüysüz, dazlak
Kaba kabak gibi tıraşlı! - Halide Edip Adıvar
- Dişleri aşınarak yüzeyi düzleşmiş olan (taşıt lastiği)
- Bilgisiz, görgüsüz, kaba
- Kısa boynuzlu hayvan
Ata Sözleri ve Deyimler
- kabak (birinin) başına (veya başında) patlamak
- kabak çıkmak
- kabak gibi
Birleşik Kelimeler: kabak çekirdeği, kabak çiçeği, kabak dolması, kabak elması, kabak kafalı, kabak kemane, kabak tadı, kabak tatlısı, başı kabak, armut kabağı, asma kabağı, bal kabağı, barut kabağı, boru kabağı, helvacı kabağı, kantar kabağı, kestane kabağı, sakız kabağı, su kabağı, testi kabağı, yan kabağı
KAYAK
- Kar, su veya çim üzerinde kaymak için ayağa takılan araç, ski
- Bu aracı kullanarak yapılan spor
Birleşik Kelimeler: kayakevi, tekerlekli kayak, asfalt kayağı, çim kayağı, su kayağı
AYMAK
-
Kendine gelmek, aklı başına gelmek, ayılmak
Bırak gece yarısı hoşbeşi Allah aşkına, aydım artık gidip yatayım. - Sait Faik Abasıyanık
- Gerçeği anlamak
BAKMA
-
Bakmak işi
Kızlara bakmaya giderken içimde hep beni beğenmeyecekler kaygısını taşıyordum. - Ahmet Ümit
BAKAM (Kelime Kökeni: Arapça baḳḳam)
- Baklagillerden, odunundan kırmızı boya çıkarılan bir ağaç (Haematoxylon campechianum)
KAYMA
- Kaymak (II) işi
- Herhangi bir nedenle filmin atlaması, görüntünün perdeye veya ekrana tam olarak gelmemesi
Birleşik Kelimeler: anlam kayması, toprak kayması
KAZAK (Kelime Kökeni: Fransızca casaque)
-
Baştan geçirilerek giyilen, genellikle kollu, örme üst giysisi
Kazak ördüm ağladım / İlmek ilmek bağladım - Halk türküsü
- Jokeylerin giydiği, göz alıcı renklerde bir ceket türü
Birleşik Kelimeler: balıkçı kazağı
- Rusya'da ve İran'da ayrı bir sınıf oluşturan atlı asker
- Karısına söz geçirebilen, dediğini yaptırabilen erkek, kılıbık karşıtı
- Kazakistan Cumhuriyeti'nde yaşayan Türk soylu halk veya bu halktan olan kimse
- Güney Rusya'da yaşayan Slavlaşmış bir topluluk ve bu topluluktan olan kimse
Birleşik Kelimeler: Kazak çömelmesi
YAMAK
-
Bir işte yardımcı olarak çalışan erkek
Eli yüzü düzgün, işgüzar bir yamağı mektupçu efendinin yanına kapılandıracaklar... - Ercüment Ekrem Talu
- Yeniçeri Ocağında topçu ve humbaracı gibi askerî kuruluşlarda aday olarak bulunan kimse
- Birinin etkisinde kalarak onun sözünden çıkmayan kimse
Birleşik Kelimeler: ağa yamağı
YAKMA
- Yakmak işi
Birleşik Kelimeler: yakma resim
AZMAK
- Küçük su birikintisi, gölcük
- Bataklık
-
Taşkınlıkta ileri gitmek
Çocuklar azdı.
-
Deniz, ırmak vb. kabarmak, taşmak
Deniz azdı.
-
Yara, hastalık etkili, tehlikeli duruma gelmek
Bazılarının bronşiti, bazılarının romatizması azmış. - Ahmet Haşim
- Cinsel duyguları artmak
- Çamaşır artık ağartılamaz duruma gelmek
-
Hayvanlar iki ayrı ırktan doğmak
Katır, atla eşekten azmış bir hayvandır.
- Bitkiler, aşırı büyümek
Ata Sözleri ve Deyimler
- azan kurda kızan köpek
- azmış kudurmuştan beterdir
AKMAZ
- Durgun su, gölet
KAZMA
- Kazmak işi
-
Toprağı kazıp kaldırma, düzeltme vb. işlerde kullanılan ağaç saplı demir araç
Bu yolun o tarihte bitmesi için ne kadar paraya, ameleye, kazma ve küreğe ihtiyacınız vardır? - Falih Rıfkı Atay
-
Kazılarak yapılmış
Kazma yazı.
- Kaba, görgüsüz (kimse)
Ata Sözleri ve Deyimler
- kazma gibi
Birleşik Kelimeler: kazma diş, hava kazması