BAHÇIVANLI Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
BAHÇIVANLI harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli BAHÇIVANLI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Bahçıvanlı ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Bahçıvanlı olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
HAVA14,
ANAL (Kelime Kökeni: Fransızca anal)
- Anüsle ilgili
- Anüs yoluyla
ALAN
- Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha
- Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran
- Yüz ölçümü
- Eski Roma'da açık hava gösterisi yapılan geniş yer
-
Bir çalışma çevresi
Sanat kapalı bir alan değildir; sanat eseri herkes için, bütün toplum için yaratılır. - Nurullah Ataç
-
İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası
Yer çekimi alanı. Mıknatıs alanı. Elektrik alanı.
- Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü
- Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha
Birleşik Kelimeler: alan araştırması, alan denetimi, alan hızı, alan korkusu, alan koruması, alan savunması, alan talan, alan topu, açık alan, art alan, gideren alan, kamusal alan, kırsal alan, kör alan, manyetik alan, mücavir alan, sulak alan, üretici alan, üretici olmayan alan, yarı alan, yeşil alan, ceza alanı, eğitim alanı, havaalanı, ilgi alanı, iş alanı, kapsama alanı, oyun alanı, penaltı alanı, piknik alanı, rekreasyon alanı, savaş alanı, sit alanı, yargı alanı, yayın alanı, yerleşim alanı
ALIN
- Yüzün, kaşlarla saçlar arasındaki bölümü
- Bazı şeylerin önü, ön yüzü
-
Karşı
Güneşin alnında durma.
- Bir ocakta her türlü ayak, galeri, baca, kuyu ve yolun ilerletilmekte olan yüzeyi
Ata Sözleri ve Deyimler
- alın damarı çatlamış
- alna yazılan başa gelir
- alnı açık yüzü ak
- alnına kara sürmek
- alnından öpmek
- alnında yazılmış olmak
- alnını karışlamak
- alnının akıyla
- alnının kara yazısı
Birleşik Kelimeler: alın çatı, alın teri, alın yazısı, alnı açık
ABLA
- Bir kimsenin kendisinden büyük olan kız kardeşi
-
Büyük kız kardeş gibi saygı ve sevgi gösterilen kız veya kadın
Hatırda kalan şey değişmez zamanla / Ne vefalı komşumuzdun sen Fahriye Abla - Ahmet Muhip Dranas
-
Genelev veya randevuevi işletmecisi kadın, çaça, mama (II)
Bir akşam gel benimle, gidelim bir sarhoşluk edelim, ablaları şöyle bir dolaşalım. - Memduh Şevket Esendal
- Erkeklerin kız veya kadınlara seslenirken söyledikleri söz
Birleşik Kelimeler: gelin abla
BANA
- Ben zamirinin yönelme durumu eki almış biçimi
Ata Sözleri ve Deyimler
- bana bak!
- bana da ... demesinler
- bana dokunmayan yılan bin yaşasın
- bana mısın dememek
Birleşik Kelimeler: dokunmabana
BALÂ
- Ankara iline bağlı ilçelerden biri
- Yavru, çocuk
ANAÇ
- Şefkatli, anne gibi davranan
- Yavru yetiştirecek duruma gelmiş olan hayvan
-
Yemiş verecek durumdaki ağaç
Bir yıllanmış ağaca anaç derler, babaç demezler. - Burhan Felek
- İri, kart
- Kurnaz
- Deneyimli, bilgili
- Başına buyruk
AÇAN
- Oynak kemiklerin arasındaki açıları genişletmeye yarayan kasların genel adı, büken karşıtı
ALÇI
-
Alçı taşının pişirilip toz durumuna getirilmesinden elde edilerek yapılarda, sanatta, mimarlıkta ve dişçilikte kullanılan madde
Bir sanatkâr eliyle alçıdan yapılmış, bembeyaz, tertemiz bir kabartma. - Peyami Safa
Ata Sözleri ve Deyimler
- alçıya almak (veya koymak)
Birleşik Kelimeler: alçı kalıp, alçı levha, alçıpan, alçı taşı
ALIÇ (Kelime Kökeni: Farsça aluça)
-
Hünnapgillerden, kırlarda kendiliğinden yetişen, hekimlikte ve boyacılıkta kullanılan, sert odunlu bir ağaç, gövem eriği, geyik dikeni, akdiken (Crataegus monogyna)
Sık pırnallıklar, erguvan, defne, alıç kümeleri yer yer yolu boğuyor. - Necati Cumalı
- Bu ağacın mayhoş yemişi
Birleşik Kelimeler: alıç marmeladı
ÇALI
-
Böğürtlen, ahududu gibi küçük, dalları dibinden çatallanan ve sapları odunsu bitki
Tozlu geçidimde durmuş, iki çalı arasından başımı uzatıyor, pencereden bakıyorum. - Adalet Ağaoğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- çalı gibi
Birleşik Kelimeler: çalı bülbülü, çalı çırpı, çalı dikeni, çalı fasulyesi, çalı horozu, çalı kakıcı, çalı kuşu, çalı süpürgesi, karaçalı, sarıçalı, süpürge çalısı, tespih çalısı
HALA (Kelime Kökeni: Arapça ḫāle)
- Babanın kız kardeşi, bibi
Birleşik Kelimeler: hala kızı, hala oğlu, halazade
-
Şimdiye kadar, o zamana kadar, hâlen, henüz
Annesini yanına aldığı günlerdeki mutsuzluğum hâlâ içimi karartıyor. - Erhan Bener
Ata Sözleri ve Deyimler
- hâlâ o masal
ÇABA
-
Herhangi bir işi yapmak için ortaya konan güç, zorlu, sürekli çalışma, gayret, ceht, efor
Yoksa başlı başına zafer, boşuna bir çaba olur. - Falih Rıfkı Atay
Ata Sözleri ve Deyimler
- çaba göstermek
- çaba harcamak
Birleşik Kelimeler: can çabası, yaşama çabası
HALI
-
Yere veya mobilya üstüne serilmek, duvara gerilmek için, genellikle yünden dokunan, kısa ve sık tüylü, nakışlı, kalın yaygı
Pencerelerden Türk kadınlarının dokuduğu halılar ve seccadeler sarkıyor. - Falih Rıfkı Atay
Ata Sözleri ve Deyimler
- halı altına süpürmek
Birleşik Kelimeler: halıhane, halı saha, duvar halısı, Isparta halısı, taban halısı, yol halısı
AVAL (Kelime Kökeni: Fransızca aval)
- Ticari senetlerde, ödemeden sorumlu olanların ödememesi durumunda üçüncü bir kişinin alacaklılara senet bedelini ödeyeceğine ilişkin verdiği güvence
-
Saflığı sersemlik derecesine varan (kimse)
Geçende yanımdan geçti de tanıyamadı aval, o kalabalığın içinde. - Haldun Taner
Birleşik Kelimeler: aval aval