BABACIK ile Oluşan Kelimeler (BABACIK Kelime Türetme)
BABACIK harflerinden oluşan 17 kelime bulunuyor. BABACIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Babacık kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
7 Harfli Kelimeler
BABACIK15
5 Harfli Kelimeler
ABACI11, BACAK10
4 Harfli Kelimeler
BACI10, BACA9, CABA9, BABA8, BAKI7, CAKA7, KABA6
3 Harfli Kelimeler
ACI7, CIK7, ABA5, AKI4, AKA3
2 Harfli Kelimeler
AB4, AK2
AK
- Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı
- Bu renkte olan
-
Beyaz leke
Bir gözünde akı var.
- Temiz
- Dürüst
-
Sıkıntısız, rahat
Ak günler göresin.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ak akçe kara gün içindir
- ak dediğine kara demek
- ak don kara don geçitte belli olur
- ak gün ağartır, kara gün karartır
- akı ak karası kara
- akı karası geçitte belli olur
- akım derken bokum demek
- ak koyun kara koyun geçit başında belli olur
- ak koyunu gören içi dolu yağ sanır
- ak koyunun kara kuzusu da olur
- ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır
- akla karayı seçmek
- ak sakaldan yok sakala gelmek
Birleşik Kelimeler: ak ağa, akağaç, akamber, akasma, akbaba, akbakla, akbalık, akbalıkçıl, akbasma, akbaş, ak benek, akbuğday, akburçak, akciğer, akçöpleme, akdarı, ak demir, akdiken, akdoğan, akdut, ak gözlü, akgünlük, akhardal, ak kan, akkaraman, akkarınca, akkavak, akkefal, akkelebek, akkor, akkuş, akkuyruk, aklevrek, ak madde, akmantar, ak pak, akpas, akpelin, ak saçlı, aksakal, ak sakallı, aksedir, aksoğan, aksöğüt, aksu, aksuna, aksungur, ak sülümen, aktaş, aktavşan, aktöre, aktutma, ak yazı, ak yel, ak yem, Ak Yıldız, akyuvar, akzambak, yüzü ak, göz akı, yumurta akı, yüz akı
AKA
- Ağabey
AKI
- Herhangi bir kuvvet alanında, belli bir düzlemin belli bir bölümünden geçtiği varsayılan güç çizgileri, seyelan
Birleşik Kelimeler: ışık akısı, ışınım akısı
AB (Kelime Kökeni: Farsça āb)
- Su
Birleşik Kelimeler: abıhayat, abıkevser, abuhava
ABA
- Abla
- Anne
- Yünün dövülmesiyle yapılan kalın ve kaba kumaş
- Bu kumaştan yapılmış yakasız ve uzun üstlük
- Bu kumaştan yapılan
- Bu kumaştan yapılan ve dervişlerce giyilen hırka
- Kepenek (I)
Ata Sözleri ve Deyimler
- aba altında er yatar
- aba altından sopa (veya değnek) göstermek
- aba gibi
- abanın kadri yağmurda bilinir
- aba vakti yaba, yaba vakti aba
- abayı sermek
- abayı yakmak
Birleşik Kelimeler: aba güreşi
KABA
-
Özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz, sakil, ince karşıtı
Cebinden kaba fil dişi saplı bir de çakı çıkardı. - Ömer Seyfettin
-
Taneleri iri
Kaba çakıl.
-
Terbiyesiz, görgüsü kıt, nezaketsiz (kimse)
Kaba, hantal, şivesiz bir sürü adamlar kafesinin önüne toplanırlar. - Refik Halit Karay
-
Hafif olduğu hâlde kalın veya hacimli
Kaba bir yün döşekle temiz bir şilte, yastık yorgan buldum. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
- Kuyruk sokumunun her iki yanındaki şişkin yer
-
Terbiyeye, inceliğe aykırı, çirkin, kötü
Çocuklardan biri ağzından çok fena, çok kaba bir şey kaçırdı. - Osman Cemal Kaygılı
Ata Sözleri ve Deyimler
- kabasını almak
Birleşik Kelimeler: kababurun, kaba but, kabadayı, kaba düzen, kaba et, kaba kâğıt, kabakulak, kaba kurgu, kaba kuşluk, kaba kuvvet, kaba saba, kaba sakal, kaba sıva, kaba sofu, kaba su, kabaşiş, kabataslak, kaba tekne, kaba yapı, kaba yel
BAKI
-
Özellikle dağlık yörelerde bir yamacın güneş ışınlarına, güneye veya kuzeye karşı konumunu belirleyen, bunun sonucu olarak da doğal şartlarını tespit eden durumu
Bu dağın bakısı güneye doğrudur.
- Denetleme
- Fal
CAKA (Kelime Kökeni: İtalyanca giacca)
-
Gösteriş, çalım, kabadayılık, fiyaka
Onların dördünde de bir kral havası, bir padişah cakası vardır. - Haldun Taner
Ata Sözleri ve Deyimler
- caka satmak
- cakasından geçilmemek
- cakasını bozmak
- caka yapmak
ACI
-
Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı
Acıyı sever.
-
Tadı bu nitelikte olan
Acı kahvesini yudumluyordu. - Tarık Buğra
-
Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ızdırap
Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi. - Peyami Safa
-
Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem
İnsan, ölümün acısını en çok günün iki uzak saatinde hissetmektedir. - Yusuf Ziya Ortaç
- Çarpıcı, göz alıcı (renk)
-
Keskin, şiddetli
Acı poyraz kuvvetle esiyordu. - Orhan Kemal
- Kırıcı, üzücü, incitici, dokunaklı, kötü
Ata Sözleri ve Deyimler
- acı (veya acılar) görmek
- acı acıyı keser, su sancıyı
- acı çekmek (veya duymak)
- acı gelmek
- acı patlıcanı kırağı çalmaz
- acısı çıkmak
- acısı içine (veya yüreğine) çökmek (veya işlemek)
- acısına dayanamamak
- acısını almak
- acısını almak
- acısını bağrına (veya içine) basmak (veya gömmek)
- acısını çekmek
- acısını çıkarmak
- acısını görmek
- acısı ortaya çıkmak
- acı söylemek
- acı vermek
Birleşik Kelimeler: acı acı, acı ağaç, acı badem, acı bakla, acı bal, acı balık, acı ceviz, acı çiğdem, acı elma, acı fren, acı gerçek, acı haber, acı hıyar, acıkara, acı karpuz, acı kavak, acı kavun, acı kök, acı kuvvet, acı marul, acı meyan, acı ot, acı pelin, acı sakız, acı söz, acı su, acı tatlı, acı yavşan, acı yeşil, acı yonca, can acısı, ciğer acısı, evlat acısı, iç acısı, içler acısı, kalp acısı, kuyruk acısı, yürek acısı, yürekler acısı
CIK
- "Yok, olmaz" anlamında kullanılan bir söz
BABA
- Çocuğu olan erkek, peder
-
Çocuğun dünyaya gelmesinde etken olan erkek
Türk babanın ve Türk ananın çocuğu Türk'tür. - Anayasa
- Kazılarda çıkarılan toprağın miktarını hesaplayabilmek için yer yer bırakılan toprak dikme
- Çatı merteği
-
Bir ülkeye veya bir topluluğa yararlı olmuş kimse
Atatürk Türk milletinin babasıdır.
- Anlayışlı, iyi huylu erkek
- Silah kaçakçılığı, kara para aklama ve uyuşturucu madde ticareti vb. kirli ve gizli işler yapan çetenin başı
- Koruyucu, babalık duyguları ile dolu kimse
-
Ata
Asya'daki babalarımızdan miras kalan millî şiirimizin manzum şekillerinde... - Yahya Kemal Beyatlı
- Çok kaliteli, üstün nitelikli
-
Tarikatların bazısında tekke büyüğü
Bektaşi babası.
-
Bu gibi kimselere verilen unvan
Gül Baba. Nur Baba. Baba İlyas.
- Gemi veya iskelede halatın takıldığı yuvarlak başlı iri demir, ağaç veya beton dikme
- Bir merdivende, tırabzanın sahanlıkla birleştiği yerde bulunan dikey öge
Ata Sözleri ve Deyimler
- baba değil, tırabzan babası
- baba koruk (veya erik) yer, oğlunun dişi kamaşır
- babam!
- baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana
- babamın adı Hıdır, elimden gelen budur
- babam sağ olsun
- babana rahmet
- babanın sanatı oğla mirastır
- baba oğluna bir bağ bağışlamış, oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş
- baba olmak
- babasına rahmet okutmak
- babasından mal kalan, merteği içinden bitmiş sanır
- babasının (veya babalarının) çiftliği
- babasının hayrına
- babasının kızı
- babasının oğlu
- baba vergisi görümlük, koca vergisi doyumluk
Birleşik Kelimeler: baba adam, babaanne, baba boyunduruğu, baba bucağı, babacan, baba diyarı, baba dostu, babaevi, baba hindi, baba mirası, baba nasihati, baba ocağı, baba sanlı, baba soylu, baba tarafı, baba tatlısı, baba yadigârı, baba yarısı, baba yerli, babayiğit, baba yurdu, babadan kalma, âdembaba, Âdem Baba, ağababa, ana baba, ballıbaba, beybaba, büyükbaba, cicibaba, devlet baba, dönbaba, efendibaba, kayınbaba, Noel Baba, paşababa, sütbaba, şambaba, üvey baba, vaybabamcı, Bektaşi babası, dert babası, fikir babası, fukara babası, isim babası, iskele babası, öksüz babası, para babası, şambabası, tırabzan babası
BACA (Kelime Kökeni: Farsça bāce)
-
Dumanı ocaktan çekip havaya vermeye yarayan yol
Bacaların ağzından çok dumanlar savruldu. - Lâtife Tekin
- Su yolu, lağım, maden ocağı vb. yer altı yapılarının hava deliği
- Çatı penceresi
Ata Sözleri ve Deyimler
- baca eğri de olsa duman doğru çıkar
- bacası tütmek
- bacası tütmez olmak
Birleşik Kelimeler: bacabaşı, baca dolgusu, baca fırıldağı, baca kaşı, baca kulağı, baca külahı, baca kürsüsü, baca şapkası, baca tomruğu, baca tomurcuğu, kör baca, arnavutbacası, ışık bacası, peribacası
CABA
-
Bir şey ödemeden, para vermeden alınan şey, bedava
Bu mâni benden sana caba olsun. - Salâh Birsel
-
(ca'ba) Fazla olarak, fazladan, üstelik
Kilometre başına bilmem ne kadar litre benzin dağıtılmış, yağ da caba! - Sait Faik Abasıyanık
BACAK
-
Vücudun kasıktan tabana kadar olan bölümü
Yorgun vücudunu zahmetle taşıyan ince bacakları üstünde doğruldu. - Peyami Safa
- Hayvanlarda yürümeye veya atlamaya yarayan organ
-
Bazı şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri, ayak
İpleri sedirlerin bacaklarına doladılar. - Lâtife Tekin
- İskambil kâğıtlarında genç erkek resimli kâğıt, oğlan, vale
Ata Sözleri ve Deyimler
- bacağına geçirmek
- bacak bacak üstüne atmak
- bacak kadar
- bacak kadar boyu var, türlü türlü huyu var
- bacakları kopmak
- bacaklarını uzatmak
- bacakları tutmaz olmak
Birleşik Kelimeler: bacakkalemi, bacakkıran, alabacak, baldır bacak, bastıbacak, karabacak, kılıç bacak, takma bacak, ayıbacağı
BACI
-
Kız kardeş
Bizim bacınınsa yüzü kireç kesildi. - Halikarnas Balıkçısı
-
Bir evde uzun zaman çalışmış yaşlı kadınlara verilen unvan
Tam o sırada içeri Habeş bir bacı girdi. - Burhan Felek
- Büyük kız kardeş, abla
- Tarikat şeyhlerinin karısı
- Kadınlara söylenen bir seslenme sözü