Aşmak ile Biten 8 Harfli Kelimeler

AŞMAK ile biten 8 harfli 22 kelime bulunuyor. Sonu AŞMAK olan 8 karekterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "İçinde Aşmak olan 8 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

SIVAŞMAK20, UĞRAŞMAK20, AĞLAŞMAK19, SAVAŞMAK19, OYDAŞMAK17, UZLAŞMAK16, BULAŞMAK15, DOLAŞMAK15, KUBAŞMAK15, OYNAŞMAK15, OYLAŞMAK15, UYLAŞMAK15, ADLAŞMAK14, DALAŞMAK14, YANAŞMAK14, YARAŞMAK14, KAMAŞMAK13, SATAŞMAK13, URLAŞMAK13, ANLAŞMAK12, ALLAŞMAK12, AKLAŞMAK12

ANLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Düşünce, duygu, amaç bakımından birleşmek, antant kalmak

    Bakın böylesine bir dilimiz olmasaydı, nasıl anlaşacaktık şimdi? - Nermi Uygur

[-le]

  • Sözleşmek, sözleşme imzalamak, kavletmek

ALLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Al duruma gelmek

    Yanakları allaşmış, yusyuvarlak, tostoparlak bir adam olmuş. - Ercüment Ekrem Talu

AKLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Ak duruma gelmek, ağarmak, beyazlaşmak

KAMAŞMAK

[nesnesiz]

  • Ekşi bir şey sebebiyle dil, damak veya diş uyuşmak

SATAŞMAK

[-e]

  • Bir kimseyi rahatsız edecek davranışta bulunmak, musallat olmak
  • Sarkıntılık etmek

    Ne münasebet, gider de komşunun hizmetçi kızına sataşırsın! - Memduh Şevket Esendal

URLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Ur durumuna gelmek

ADLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Ad durumuna gelmek, isimleşmek

DALAŞMAK

[nesnesiz]

[-le]

  • Köpekler boğuşup birbirini ısırmak

[mecaz]

  • Ağız kavgası etmek

    Günün birinde hain bir kedi bir kuyruk parçasını kapıp kaçmış, o da bunun için günlerce karısıyla dalaşmış. - Reşat Nuri Güntekin

YANAŞMAK

[-e]

  • Bir şeyin, bir kimsenin yanına gelmek

    Usulca avluya indim, rafa doğru yanaştım. - Falih Rıfkı Atay

  • Vapur, kayık vb. kıyıya varmak

    Günün birinde kocaman bir motor Santa Maria'ya yanaştı, içinden çıkan bir subay muhafızlarla uzun uzun görüştü. - Refik Halit Karay

[mecaz]

  • Karışmak, ilgilenmek, istek göstermek

    Ali Mehmet Bey, cihetlere yanaşacak kimselerden değildir. - Sermet Muhtar Alus

[nesnesiz]

[mecaz]

  • İlişki kurmak

    Vahşi ve utangaç olduğu için pek yanaşmaz. - Reşat Nuri Güntekin

YARAŞMAK

[nesnesiz]

  • Yakışmak, uymak

    Gözlerim koyu olduğu için kuyruklu sürme, bana pek yaraşır. - Sermet Muhtar Alus

  • Yatkın olmak

    Söylenen sözü anlıyor, eli hemen her işe yaraşıyordu. - Ercüment Ekrem Talu

BULAŞMAK

[nesnesiz]

  • Bir nesne, üzerine sürülen bir şey yüzünden kirlenmek

    Tabak bulaştı.

[-e]

  • İstenilmeyen bir madde bir şeye sürülmek

    Yüzüne gözüne yer yer kepek bulaşmıştı. - Sait Faik Abasıyanık

[-e]

  • Hastalık geçmek, sirayet etmek

    Çocuğa suçiçeği bulaşmış.

[-e]

  • Çatmak, sataşmak, tedirgin etmek

    Atiye'nin ters ters yüzüne bakmasına aldırmadan yerde bir dirseğinin üstüne uzanmış keyifle yatan Seyit'e bulaştı. - Lâtife Tekin

[-e]

  • İstemeden veya rastlantı sonucu bir işe karışmak

    Seninle hiç alakası olmayan bu işe bulaşmak istemiyorsun. - Ahmet Ümit

DOLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Gezmek, gezinmek

    Büsbütün gece kapanmadan şehri biraz dolaşmak istedik. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

  • Doğru gitmeyip yolu uzatmak

    Bu yoldan giderseniz çok dolaşırsınız.

  • Dönüp başka bir yönden gelmek

    Dolaş da arka kapıdan gel.

  • Akmak

    Damarlarında aynı kan dolaşıyor.

  • Saç, iplik vb. şeyler birbirine karışarak güç çözülür duruma gelmek

    Saçları taranmamaktan dolaşmış.

[-i]

  • Bir yeri belli bir amaçla gezmek

    Müzeleri dolaşmak.

  • Denetlemek amacıyla bir yeri gezmek
  • Nefes, el bir şey üzerinde hafifçe hareket etmek

[müzik]

  • Gezinmek

[mecaz]

  • Çok kimse tarafından söylenmek

[mecaz]

  • Belirmek

    Başında dolaşan bir tehlikeden bahsediyorum. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: sarmaş dolaş

KUBAŞMAK

[nesnesiz]

[-le]

[halk ağzında]

  • İmece ile iş yapmak, yardımlaşmak

OYNAŞMAK

[nesnesiz]

[-le]

  • Birbiriyle oynamak

    Kardeşleri ile oynaşıyor, güreşiyor ve onları yeniyordu. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

  • Karşılıklı sevişmek, sevgi gösterisinde bulunmak, cilveleşmek, âşıktaşlık etmek, korte etmek

    Bu anlarda, en güzel bildiği birisiyle oynaşmak bile zevksizdir. - Sait Faik Abasıyanık

OYLAŞMAK

[-i]

  • Müzakere etmek