AŞİR ile Oluşan Kelimeler (AŞİR Kelime Türetme)
AŞİR harflerinden oluşan 12 kelime bulunuyor. AŞİR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Aşir kelimesinin anlamı nedir? Aşir ile başlayan kelimeler. Aşir ile biten kelimeler. İçinde aşir olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
4 Harfli Kelimeler
AŞİR7,
3 Harfli Kelimeler
ARŞ6, ŞİA6, ARİ3
2 Harfli Kelimeler
AŞ5, İŞ5, AR2, RA2
AR (Kelime Kökeni: Fransızca are)
-
100 m² değerinde yüzey ölçü birimi
Bir ar, kenarı on metre olan bir karenin alanıdır.
-
Utanma, utanç duyma
Kınamazlar güzel sevse yiğidi / Güzel sevmek koç yiğide ar değil - Karacaoğlan
Ata Sözleri ve Deyimler
- ar damarı çatlamış
- ar dünyası değil kâr dünyası
- ar etmek
- arına dokunmak
- ar namus tertemiz
- ar ve hayâ perdesi yırtılmak
- ar yılı değil, kâr yılı
Birleşik Kelimeler: ar belası
- Argon elementinin simgesi
RA
- Radyum elementinin simgesi
ARİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿārī)
- Çıplak
-
Arınmış, soyutlanmış
Bu görüş her türlü edebî şişirmelerden ari bir görüştür. - Yahya Kemal Beyatlı
- İran'dan geçerek Kuzey Hindistan'a yerleşen halk veya bu halktan olan kimse
Birleşik Kelimeler: Ari dil
AŞ
- Yemek
Ata Sözleri ve Deyimler
- aşını, eşini, işini bil
- aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur
- aş taşınca kepçeye paha olmaz
- aş tuz ile, tuz oran ile
Birleşik Kelimeler: aş damı, aşerme, aşevi, aşhane, aş ocağı, alaca aş, katıklı aş, arabaşı
İŞ
-
Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma
İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. - Sait Faik Abasıyanık
- Bir değer yaratan emek
-
Birinden istenen hizmet veya birine verilen görev
Şimdi Mısır'a memuru olduğum bankanın bir işi için geldim. - Ömer Seyfettin
-
Sanayi, ticaret, tarım, maliye vb. alanlara ilişkin ekonomik etkinliklerin bütünü
İşler durgun.
-
Kamu yararına yapılan işler
Güvenlik işleri.
-
Herhangi bir yere düzen verici, günlük yaşayışı sağlayıcı her türlü çalışma
Bu evin işi çok.
-
Geçim sağlamak için herhangi bir alanda yapılan çalışma, meslek
Sonunda bir iş buldum. - Sait Faik Abasıyanık
- Ticari anlaşma, alışveriş
-
Herhangi bir maksatla kurulan düzen
İşlerini bırakmışlar, dükkânlarını kapamışlar, akın akın şehri terk edip gidiyorlardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Bazı deyimlerde `yarar, çıkar` anlamında kullanılan bir söz
O, işini bilir. Bu, benim işime gelmez.
-
Yapılan şey, davranış
Yoksullara yardım etmekle çok iyi bir iş yaptım.
-
Nakış, örgü, makrome gibi elde yapılan şey
Komşu kadın elindeki işini dizine bırakıp geline döndü. - Memduh Şevket Esendal
-
Emek, işçilik, ustalık
Bu örtü, işi ağır bir örtüdür.
-
İşlem
İşimi görmediler.
-
Bir kimseye özgü olan görüş, anlayış
Bu, bir zevk işidir.
-
Yetenek
Demek bende daha iş varmış ki ilin öğretmeni seçtiler. - Muzaffer İzgü
-
Sorun, konu, mesele, maslahat
Etrafın gülüşmeleri arasında iş anlaşıldı. - Hüseyin Cahit Yalçın
-
Gizli neden veya maksat
Çoktandır köylünün şurada burada yayıp gezeceği ehemmiyetli bir iş, bir keramet gösterememişti. - Refik Halit Karay
-
Bir kuvvetin uygulanma noktasını hareket ettirirken harcadığı güç
Erg, jul, kilogrammetre, vatsaat, kilovatsaat iş ve enerji birimleridir.
Ata Sözleri ve Deyimler
- iş (birinde) bitmek
- iş (birinden) bitmek
- iş (birine) kalmak
- iş açmak
- iş almak
- iş amana binince kavga uzamaz
- iş anlatılıncaya kadar baş elden gider
- iş ayağa düşmek
- iş başa düşmek
- iş bırakmak
- iş bilenin, kılıç kuşananın
- iş bilmek
- iş bitirmek
- iş çatallanmak
- iş çevirmek
- iş çığırından çıkmak
- iş çıkarmak
- iş dayıya düştü
- iş değil
- iş düşmek
- işe almak
- işe bak!
- iş edinmek
- işe girmek
- işe karışmak
- işe koşmak
- iş etmek
- işe yaramak
- iş görmek
- iş göstermek
- işi ...-e dökmek
- işi ...-e vurmak
- işi (bir şeye) vurmak
- işi ahbaplığa dökmek
- işi aksi gitmek
- işi Allah'a kalmak
- işi anlamak
- işi azıtmak
- işi başından aşmak (veya aşkın olmak)
- işi bitmek
- işi bozmak
- işi bozulmak
- işi ciddiye almak
- işi çıkmak
- işi düşmek
- işi ileri götürmek
- işi iş, kaşığı gümüş
- işi iş olmak
- işi kotarmak
- iş inada binmek
- işin alayında olmak
- işin başı
- işinden olmak
- işin doğrusu
- işi ne?
- işine bak!
- işine gelmek
- işine göre
- işine hor bakan boynuna torba takar
- işine koyulmak
- işin fenası
- işin garibi
- işini bilmek
- işini bitirmek
- işin içinde iş var
- işin içinden çıkamamak
- işin içinden çıkmak (veya sıyrılmak)
- işini görmek
- işini kış tut da yaz çıkarsa bahtına
- işinin adamı
- işini uydurmak
- işini yoluna koymak
- işin kolayına kaçmak
- işin kötüsü
- işin kurdu
- işin kurdu olmak
- işin mi yok
- işin ortasını bulmak
- işin rengi değişmek
- iş insanın aynasıdır
- işin tuhafı
- işin ucu birine dokunmak
- işin üstesinden gelmek
- işin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol
- işi olmak
- işi pişirmek
- işi rast gitmek
- işi resmiyete dökmek
- işi sağlama almak
- işi savsaklamak
- işi şakaya dökmek
- iş işlemek
- iş işten geçmek
- işi tatlıya bağlamak
- işi temizlemek
- işi uzatmak
- işi üç nalla bir ata kaldı
- işi yokuşa sürmek (veya koşmak)
- işi yoluna koymak
- işi yolunda (veya tıkırında) gitmek (veya olmak)
- iş karıştırmak
- iş ki
- işler açılmak
- işler arapsaçına dönmek
- işler becermek
- iş mi?
- iş ola
- iş olacağına varır
- iş olsun diye
- iş sarpa sarmak
- iş şirazesinden çıkmak
- işten (bile) değil
- işten el çektirmek
- işten güçten vakit bulamamak
- iş tutmak
- iş vermek
- iş yapmak
- iş yok
Birleşik Kelimeler: iş adamı, iş akdi, iş alanı, işbaşı, iş bırakımı, iş bıraktırımı, iş bilimi, iş birliği, iş bölümü, iş donu, iş eri, iş gezisi, işgüder, iş gücü, iş güç, iş güçlüğü, iş günü, iş hacmi, iş hanı, iş hayatı, iş kadını, iş kazası, iş kolu, iş merkezi, iş önlüğü, iş saati, iş seyahati, iş sözleşmesi, işveren, iş yeri, işe uygun, işi duman, işi tıkırında, ağır iş, beyaz iş, bulaşık iş, çürük iş, götürü iş, ince iş, kârlı iş, Acem işi, Antep işi, ayak işi, çocuk işi, el işi, erkek işi, ev işi, hamur işi, hesap işi, kalem işi, kavaf işi, mancınık işi, Maraş işi, orak işi, orta işi, sıra işi, şıpın işi, tarak işi, usta işi, dış işleri, diyanet işleri, iç işleri, özlük işleri, su altı işleri, yazı işleri, zat işleri
ARŞ (Kelime Kökeni: Arapça ʿarş)
- İslam inanışına göre göğün en yüksek katı
-
`Yürü` komutu
Arş yiğitler vatan imdadına! - Namık Kemal
ŞİA (Kelime Kökeni: Arapça şīʿa)
- İslamiyette Hz. Ali'ye yandaş olan kimseler
- Şiilik
AŞİR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaşr)
- Bir dinî tören sırasında veya cemaatle namaz kılınıp dua edildikten sonra okunan Kur'an ayetleri
İŞAR (Kelime Kökeni: Arapça işʿār)
- Yazı ile bildirme
RAŞİ (Kelime Kökeni: Arapça rāşī)
-
Rüşvet veren kimse
Rüşvet yiyene mürteşi, rüşvet verene de raşi denir. - Burhan Felek
ŞİAR (Kelime Kökeni: Arapça şiʿār)
-
Duyuş, düşünüş ve inanıştaki ayırıcı özellik, belgi
Bütün o devirlerde topların ve kolların şiarı bu Türk sözüydü: Zorlara dağlar dayanmaz! - Yahya Kemal Beyatlı
- Ülkü, düstur
Ata Sözleri ve Deyimler
- şiar edinmek
ŞAİR (Kelime Kökeni: Arapça şāʿir)
-
Şiir söyleyen veya yazan kimse, ozan
Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir şairim. - Tevfik Fikret
-
Hayal gücü geniş olan, duyarlı, duygulu (kimse)
Şair ruhlu bir adam.
Birleşik Kelimeler: halk şairi, saz şairi