Aş ile Biten 5 Harfli Kelimeler
AŞ ile biten 5 harfli 29 kelime bulunuyor. Sonu AŞ olan 5 karekterli kelime listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Aş ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Aş olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
ÇUVAŞ18,
AKTAŞ
- Lüle taşı
TARAŞ
- Tarla, bağ, bahçe vb. yerlerden toplanan üründen artakalanlar
TALAŞ
- Testere ile biçilen veya rende, matkap, törpü vb. araçlarla işlenen bir şeyden dökülen kırıntılar
Birleşik Kelimeler: talaş böreği, talaş kebabı
TELAŞ (Kelime Kökeni: Arapça telāşī)
-
Herhangi bir sebeple acelecilik
Atatürk'ün gelişini göremedik ama koridordaki telaştan meseleyi anladık. - Haldun Taner
-
Kaygı, tasa, sıkıntı
Ben geçerken onun telaşı, sizi dürtmesi gözümden kaçmadı. - Halide Edip Adıvar
-
Şaşkınlıktan doğan karışıklık, kargaşa
Herkes yağmur telaşı içindeydi. Islanmış, çamurlanmış, dört bir yanımdan geçiyorlardı. - Nezihe Meriç
Ata Sözleri ve Deyimler
- telaşa düşmek
- telaşa gelmek
- telaş almak
- telaşa vermek
- telaş etmek
- telaş göstermek
- telaşına dalmak
ALMAŞ
- İki veya daha çok şeyin sıra ile değiştirilerek kullanılması veya kendiliğinden değişerek çalışması, keşikleme, münavebe
- Birinin doğru olması ötekinin yanlışlığını gerektiren iki önermenin oluşturduğu sistem
SALAŞ (Kelime Kökeni: Mar. salaş)
-
Sebze, meyve vb. satmak için kurulmuş, eğreti, derme çatma dükkân
Bizim salaş bütün ömrünce kaç defa süpürülmüş, kaç defa yıkanmış? - Aka Gündüz
-
Tahtadan yapılmış (baraka)
Kenar mahalleleri gezerken birtakım salaş barakalar göreceksiniz. - Reşat Nuri Güntekin
-
Uyumsuz, derme çatma, kötü görünen
Bir ara karşıdaki salaş birahanenin penceresine göz atıyorum. - Ahmet Ümit
TIRAŞ (Kelime Kökeni: Farsça terāş)
-
Saç veya sakalı kesme işi, yülüme
Tıraştan sonra da bıyık, sakal yerleri belli olurdu. - Memduh Şevket Esendal
-
Erkek saçını belli bir biçim vererek kesme
Asker tıraşı.
-
Kesilme ve kazınma zamanı gelmiş saç ve sakal
Üç günlük tıraşıyla hasta yatıyordu.
- Bir şeyin üzerindeki pürüzleri alma, belli bir biçim vermek için yontma
-
Yalan, asılsız, bıktırıcı, gereksiz söz
Bırak tıraşı, doğru konuş!
Ata Sözleri ve Deyimler
- tıraşa tutmak
- tıraş etmek
- tıraşı gelmek (veya uzamak)
- tıraş olmak
Birleşik Kelimeler: tıraş bıçağı, tıraş fırçası, tıraş köpüğü, tıraş kremi, tıraş losyonu, tıraş makinesi, tıraş sabunu, tıraş tası, dikine tıraş, elmastıraş, heykeltıraş, kalemtıraş
ABRAŞ (Kelime Kökeni: Arapça abrāş)
-
Alaca benekli
Abraş at.
- Klorofil azlığından dolayı açık renkte lekeleri olan (bitki yaprağı)
- Çarpık, eğri, düzgün olmayan
- Ters, kaba, görgüsüz (kimse)
- Çilli, çopur yüzlü, gözleri açık renk olan (kimse)
- Atın tüysüz yerlerinde görülen uyuza benzer bir hastalık
- Cildin rengini bozup beyaz benekler ve lekeler yapan hastalık
- Deseni ve atkısı bozuk halı
AKBAŞ
- Yazın kutup bölgelerinde yaşayan, kışın ılık kıyılara göçen, kısa ve ince gagalı, siyah bacaklı bir tür yabani kuş, deniz kazı (Bemicla)
DALAŞ
- Kavga, gürültülü bağrışıp çağrışma
Birleşik Kelimeler: ağız dalaşı, dil dalaşı, it dalaşı, söz dalaşı
DARAŞ
-
Dar, kasvetli (yer)
O oda hem daraş hem nezaretsiz hem de lodosa karşı. - Sermet Muhtar Alus
ERBAŞ
- İhtiyaçları devletçe karşılanan onbaşı ve çavuş rütbesindeki asker
KUMAŞ (Kelime Kökeni: Arapça ḳumāş)
-
Pamuk, yün, ipek vb.nden makinede dokunmuş her türlü dokuma
Her şey, esvap ve eşya Bursa'da dokunan ipek kumaşlardan yapılmıştır. - Falih Rıfkı Atay
- Varlığı ve kişiliği oluşturan nitelik veya malzeme
Birleşik Kelimeler: kumaş mengenesi, Hint kumaşı
SUTAŞ (Kelime Kökeni: Fransızca soutache)
- Bazı giysilerin yaka, kol, cep vb. yerlerini süslemekte kullanılan işlemeli şerit, su (II), suyolu
YARAŞ
-
Girişken (kimse)
Öbürü ne kadar çekingen ve sessiz ise bu o kadar yaraş ve konuşkan, tam manasıyla bir İstanbul kadını. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu