AÇIKGÖZLÜLÜK ile Oluşan Kelimeler (AÇIKGÖZLÜLÜK Kelime Türetme)
AÇIKGÖZLÜLÜK harflerinden oluşan 142 kelime bulunuyor. AÇIKGÖZLÜLÜK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Açıkgözlülük kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
12 Harfli Kelimeler
AÇIKGÖZLÜLÜK33
10 Harfli Kelimeler
AÇGÖZLÜLÜK30, AÇIKGÖZLÜK29
8 Harfli Kelimeler
GÖZLÜKÇÜ28, GÖZLÜKLÜ25, ÖZGÜLLÜK25
7 Harfli Kelimeler
AÇGÖZLÜ25, AÇIKGÖZ24, ÖZGÜLÜK24, ÖKÜZLÜK20, ÖLÇÜLÜK20, KAKÜLLÜ11, KILÜKAL10
6 Harfli Kelimeler
GÖKÇÜL21, GÖZLÜK21, ÖLÇÜLÜ19, GÖLLÜK18, ÇÖLLÜK17, GÜÇLÜK17, GÜZLÜK17, KAZGIÇ17, ÖLÜLÜK16, GÜLLAÇ15, GÜLLÜK14, KÜLLÜK10, KAÇLIK10, LAZLIK10
5 Harfli Kelimeler
ÇÖZGÜ23, AÇGÖZ21, GÖZLÜ20, GÖÇÜK20, ÖZGÜL20, ÇÖZÜK19, GÖLÜK17, ÇÖKÜK16,
Tümünü Gör
4 Harfli Kelimeler
GÖÇÜ19, ÖZGÜ19, ÖZLÜ15, ÖÇLÜ15, ÖLÇÜ15, ÖKÜZ15, ÜZGÜ15, ÜÇÜZ14, ÖLÜK12, ÜÇLÜ11, ALGI9, KLÜZ9, AZIK8, AÇIK8, AÇKI8, ALÇI8, ALIÇ8, ÇAKI8, ÇALI8, KAÇI8
Tümünü Gör
3 Harfli Kelimeler
GÖZ16, GÖÇ16, ÇÖZ15, GÖL13, GÖK13, ÇÖL12, GÜÇ12, GÜZ12,
Tümünü Gör
2 Harfli Kelimeler
ÖÇ11, ÖZ11, ÜÇ7, AÇ5, AZ5, AK2, AL2, LA2
AK
- Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı
- Bu renkte olan
-
Beyaz leke
Bir gözünde akı var.
- Temiz
- Dürüst
-
Sıkıntısız, rahat
Ak günler göresin.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ak akçe kara gün içindir
- ak dediğine kara demek
- ak don kara don geçitte belli olur
- ak gün ağartır, kara gün karartır
- akı ak karası kara
- akı karası geçitte belli olur
- akım derken bokum demek
- ak koyun kara koyun geçit başında belli olur
- ak koyunu gören içi dolu yağ sanır
- ak koyunun kara kuzusu da olur
- ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır
- akla karayı seçmek
- ak sakaldan yok sakala gelmek
Birleşik Kelimeler: ak ağa, akağaç, akamber, akasma, akbaba, akbakla, akbalık, akbalıkçıl, akbasma, akbaş, ak benek, akbuğday, akburçak, akciğer, akçöpleme, akdarı, ak demir, akdiken, akdoğan, akdut, ak gözlü, akgünlük, akhardal, ak kan, akkaraman, akkarınca, akkavak, akkefal, akkelebek, akkor, akkuş, akkuyruk, aklevrek, ak madde, akmantar, ak pak, akpas, akpelin, ak saçlı, aksakal, ak sakallı, aksedir, aksoğan, aksöğüt, aksu, aksuna, aksungur, ak sülümen, aktaş, aktavşan, aktöre, aktutma, ak yazı, ak yel, ak yem, Ak Yıldız, akyuvar, akzambak, yüzü ak, göz akı, yumurta akı, yüz akı
AL
- Kanın rengi, kızıl, kırmızı
-
Bu renkte olan
Al bayrak. Al çuha.
- Dorunun açığı, kızıla çalan at donu
- Bu renkte olan (at)
- Yüze sürülen pembe düzgün, allık
Ata Sözleri ve Deyimler
- al elmaya taş atan çok olur
- al giymedim ki alınayım
- al gömlek gizlenemez
- alı alına, moru moruna
- alı al, moru mor
- al kanlara boyanmak
- al kiraz üstüne kar yağmış
Birleşik Kelimeler: albasma, albastı, al bayrak, alkarısı, al sancak, alyuvar
- Aldatma, düzen, tuzak, hile
Ata Sözleri ve Deyimler
- al ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz
- Alüminyum elementinin simgesi
LA (Kelime Kökeni: İtalyanca la)
- Gam dizisinde `sol` ile `si` arasındaki ses
- Bu sesi gösteren nota işareti
- Lantan elementinin simgesi
AÇ
-
Yemek yemesi gereken, tok karşıtı
Aç ne yemez, tok ne demez. - Divanü Lügati't-Türk
-
Yiyecek bulamayan
Ben hem öksüzüm hem yetimim hem de tam 23 saattir açım. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Gözü doymaz, haris
Ne aç adam!
-
Çok istekli, hevesli
Her zamanki gibi bilgiye aç, her zamanki gibi ağızları lafla, kafaları düşünceyle dolu çalçene yaratıklarız. - Ayla Kutlu
-
Karnı doymamış olarak
Ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense. - Orhan Kemal
Ata Sözleri ve Deyimler
- acından kimse ölmemiş
- acından ölmek
- aç açık kalmak
- aç aç ile yatınca arada dilenci doğar
- aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez
- aç at yol almaz, aç it av almaz
- aç ayı oynamaz
- aç bırakmak
- aç doymam, tok acıkmam sanır
- aç doyurmak
- aç elini kora sokar
- aç esner, âşık gerinir
- aç gezmektense tok ölmek yeğdir
- açın gözü ekmek teknesinde olur
- açın imanı olmaz
- açın karnı doyar, gözü doymaz
- açın koynunda ekmek durmaz
- açın kursağına çörek dayanmaz
- açın uykusu gelmez
- aç ile dost olayım diyen peşin karnını doyursun
- aç ile eceli gelen söyleşir
- aç kalmak
- aç köpek fırın deler
- aç kurt aslana saldırır
- aç kurt gibi
- aç kurt yavrusunu yer
- aç ne yemez, tok ne demez
- aç susuz kalmak
- aç tavuk kendini arpa ambarında sanır
- aç, yanından kaç
Birleşik Kelimeler: aç açına, aç biilaç, açgöz, aç karnına, gözü aç, karnı aç
AZ
-
Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik, çok karşıtı
Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
- Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak
Ata Sözleri ve Deyimler
- aza çoğa bakmamak
- aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
- aza sormuşlar: "nereye?", "çoğun yanına" demiş
- az ateş çok odunu yakar
- az bulmak
- az buz olmamak
- az değil
- az gelmek
- az görmek
- az günün adamı olmamak
- azı çoğa saymak (veya tutmak)
- az kaldı (veya kalsın)
- az kaz, uz kaz, boyunca kaz
- az olsun, uz olsun
- az söyle, çok dinle
- az tamah çok ziyan getirir
- az veren candan, çok veren maldan
- az yiyen çok uyur, çok yiyen güç uyur
Birleşik Kelimeler: az az, az alıcı, az buçuk, az çok, az daha, azel, az gelişmiş, az sonra, en az, azar azar, en azından
- Azot elementinin simgesi
AÇI
- Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye
-
Görüş, bakım, yön, anlayış biçimi
Her oyunda, ele aldığım konu için yeni bir şekil, dramatik açıdan ve sahneleme açısından yeni bir üslup bulmaya çalışıyorum. - Nazım Hikmet
Birleşik Kelimeler: açıortay, açıölçer, açı ölçüm, bütünler açı, çevre açı, dar açı, dış açı, dış ters açı, dik açı, doğru açı, geniş açı, iç ters açı, komşu açı, merkez açı, ölü açı, sınır açı, tam açı, ters açı, tümler açı, yöndeş açılar, bakış açısı, görme açısı, görüş açısı, saat açısı, tepe açısı
ALG (Kelime Kökeni: Latince)
- Su yosunu
ÜÇ
- İkiden sonra gelen sayının adı
- Bu sayıyı gösteren 3 ve III rakamlarının adı
- İkiden bir artık
Ata Sözleri ve Deyimler
- üç aşağı beş yukarı
- üç aşağı beş yukarı dolaşmak
- üç günlük ömür
- üç maymunu oynamak
- üç nalla bir ata kaldı
Birleşik Kelimeler: üç adım, üçayak, üç aylar, üç aylık, üç başlı, üç beş, üç beyaz, üç bir, üç birlik kuralı, üç boyutlu, üç buçuk, üçbudak, üç buutlu, üççatal, üççeyrek, üç durum yasası, üç düzlemli, üç etek, üçgen, üçgül, üç hâl kanunu, üç iki, üçkâğıt, üçkat, üç nokta, üç otuzunda, üç parmaklı, üçtaş, üçteker, üçtelli, üçten dokuza, beş üç
AZIK
-
Gereken yiyecek ve içecek şeyler, nevale
Kimi azık torbasını, kimi yanındakinin kaba budunu yastık yapmıştı kafasına. - Reşat Enis
Birleşik Kelimeler: yol azığı
AÇIK
-
Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı
Açık pencereden, pastırma yazının mavi ışıkları girmekte. - Erendiz Atasü
-
Engelsiz, serbest
Açık yol.
-
Örtüsüz, çıplak
Yolcuların hepsi indikten sonra Mehmet Akif göründü, beni açık başıyla selamladı. - Ahmet Kabaklı
-
Boş
Kâğıtta açık yer kalmadı.
-
Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal
Açık kadro.
-
Aralığı çok
Açık adımlarla.
-
Çalışır durumda olan
Bazı dükkânları açık olan caddeden sola saptılar. - Ömer Seyfettin
-
Kolay anlaşılır, vazıh
Açık, dobra sualleriyle karşısındakinin en azından keyfini kaçırır. - Emine Işınsu
-
Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen
Bu adamın her işi açıktır.
-
Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen
Her çeşit kafa ve gönül fırtınalarına açık bir adamdı o. - Tarık Buğra
-
Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı
Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu. - Ömer Seyfettin
- Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.)
-
Belirgin bir biçimde
İnsan, mağlubiyetini bu kadar açık kabul eder mi? - Mahmut Yesari
-
Bir gereksinimin karşılanamaması durumu
Bütçe açığı.
Ülkenin doktor açığı.
-
Belli bir yerin biraz uzağı
Tren yolu nehrin açığından geçer.
-
Denizin kıyıdan uzakça olan yeri
Limanda bilinen gemiler, oysa açıklardadır. - Behçet Necatigil
Ata Sözleri ve Deyimler
- açığa çıkarmak
- açığa çıkarmak
- açığa çıkarmak
- açığa çıkmak
- açığa vurmak
- açığı çıkmak
- açığını aramak
- açığını bulmak
- açığını kapamak (veya kapatmak)
- açık ağız aç kalmaz
- açık düşmek
- açık etmek
- açık kapamak
- açık kapı bırakmak
- açık konuşmak
- açık olmak
- açık olmak
- açık söylemek
- açıkta bırakmak
- açıkta kalmak (veya olmak)
- açık tutmak
- açık vermek
- açık yaraya tuz ekilmez
Birleşik Kelimeler: açık açık, açık ağıl, açıkağız, açık ağızlı, açık alan, açık ara, açık artırma, açık bilet, açık bono, açık bölge, açık büfe, açık celse, açık ciro, açık çek, açık deniz, açık devre, açık dolaşım sistemi, açık durum, açık duruşma, açık düşmek, açık eksiltme, açık elli, açık fikirli, açık giyim, açık görüş, açıkgöz, açık gri, açık hava, açık hece, açık hesap, açık imza, açık işletme, açık kahverengi, açık kalp ameliyatı, açık kalpli, açık kapı, açık kart, açık kestane, açık kırmızı, açık kredi, açık liman, açık lise, açık maaşı, açık mavi, açık mektup, açık ordugâh, açık oturum, açık oy, açık öğretim, açık önerme, açık pazar, açık pembe, açık piyasa, açık poliçe, açık raf, açık rejim, açık saçık, açık saman rengi, açık sarı, açık sayım, açık seçik, açık senet, açık sözlü, açık şehir, açık taşıt, açık teşekkür, açık tohumlular, açık toplum, açık tribün, açık yara, açık yeşil, açık yol, açık yürekli, açık zaman, ağzı açık, alnı açık, bahtı açık, başı açık, eli açık, gözü açık, kapısı açık, sağ açık, sofrası açık, sol açık, ucu açık, uğuru açık, yarı açık cezaevi, açığa alınmak, açığa almak, açıktan açığa, bütçe açığı, dış ticaret açığı
AÇKI
- Bir cismin yüzeyi üzerinde sert bir madde veya bir araç sürterek onu düzleştirip parlatma, perdah
- Demircilikte delik büyütmekte kullanılan araç
- Anahtar
- Her türlü açma aracı
ALÇI
-
Alçı taşının pişirilip toz durumuna getirilmesinden elde edilerek yapılarda, sanatta, mimarlıkta ve dişçilikte kullanılan madde
Bir sanatkâr eliyle alçıdan yapılmış, bembeyaz, tertemiz bir kabartma. - Peyami Safa
Ata Sözleri ve Deyimler
- alçıya almak (veya koymak)
Birleşik Kelimeler: alçı kalıp, alçı levha, alçıpan, alçı taşı
ALIÇ (Kelime Kökeni: Farsça aluça)
-
Hünnapgillerden, kırlarda kendiliğinden yetişen, hekimlikte ve boyacılıkta kullanılan, sert odunlu bir ağaç, gövem eriği, geyik dikeni, akdiken (Crataegus monogyna)
Sık pırnallıklar, erguvan, defne, alıç kümeleri yer yer yolu boğuyor. - Necati Cumalı
- Bu ağacın mayhoş yemişi
Birleşik Kelimeler: alıç marmeladı
ÇAKI
-
Açılıp kapanan bir veya birkaç ağızlı küçük cep bıçağı
İki çocuk tahta saplı bir çakı ile kollarını çizdiler. - Ömer Seyfettin
- Denizçakısı
Ata Sözleri ve Deyimler
- çakı gibi
- çakı suyu kesiyor
Birleşik Kelimeler: sustalı çakı, denizçakısı
ÇALI
-
Böğürtlen, ahududu gibi küçük, dalları dibinden çatallanan ve sapları odunsu bitki
Tozlu geçidimde durmuş, iki çalı arasından başımı uzatıyor, pencereden bakıyorum. - Adalet Ağaoğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- çalı gibi
Birleşik Kelimeler: çalı bülbülü, çalı çırpı, çalı dikeni, çalı fasulyesi, çalı horozu, çalı kakıcı, çalı kuşu, çalı süpürgesi, karaçalı, sarıçalı, süpürge çalısı, tespih çalısı