Açı ile Başlayan Kelimeler

AÇI ile başlayan 77 kelime bulunuyor. Başında AÇI olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Açı kelimesinin anlamı nedir? Açı ile biten kelimeler. İçinde açı olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

AÇIKLAŞTIRILMAK25

14 Harfli Kelimeler

AÇIKLAYIVERMEK28, AÇIKLAŞTIRILMA24, AÇIKLAYABİLMEK23, AÇIKLANABİLMEK21, AÇIKLATABİLMEK21

13 Harfli Kelimeler

AÇIKGÖZLEŞMEK34, AÇIKLAYIVERME27, AÇIMLAYICILIK26, AÇIKLAYICILIK25, AÇIKLAŞTIRMAK22, AÇIKLAYABİLME22, AÇIKLANABİLME20, AÇIKLATABİLME20, AÇIKLANABİLİR19

12 Harfli Kelimeler

AÇIKGÖZLEŞME33, AÇIKGÖZLÜLÜK33, AÇIKLIKÖLÇER26, AÇIKLAŞTIRMA21

11 Harfli Kelimeler

AÇILIVERMEK23, AÇILABİLMEK18

10 Harfli Kelimeler

AÇIKGÖZLÜK29, AÇIMLAYICI22, AÇILIVERME22, AÇIKLAYICI21, AÇIKLAŞMAK18, AÇINDIRMAK18, AÇILABİLME17, AÇIKLAMALI16, AÇIMLANMAK16, AÇIKLANMAK15, AÇIKLATMAK15

9 Harfli Kelimeler

AÇIVERMEK20, AÇIMLAYIŞ20, AÇIKLAYIŞ19, AÇIMLANIŞ18, AÇINDIRMA17, AÇIKLAŞMA17, AÇIKLANIŞ17, AÇINSAMAK15, AÇIMLANMA15, AÇIMLAMAK15, AÇIKLAYAN15, AÇIKLIKLA14, AÇIKLATMA14, AÇIKLANMA14, AÇIKLAMAK14, AÇIKLANAN13

8 Harfli Kelimeler

AÇIKAĞIZ23, AÇIÖLÇER21, AÇIVERME19, AÇICILIK17, AÇIKÇASI17, AÇIORTAY15, AÇIMLAMA14, AÇINSAMA14, AÇIKLAMA13

7 Harfli Kelimeler

AÇIKGÖZ24, AÇIKLIK12, AÇILAMA12, AÇILMAK12, AÇINMAK12, AÇIKTAN11

6 Harfli Kelimeler

AÇILIŞ14, AÇIKÇI14, AÇIKÇA13, AÇINIM12, AÇILIM12, AÇISAL11, AÇINMA11, AÇILMA11

5 Harfli Kelimeler

AÇICI13

4 Harfli Kelimeler

AÇIŞ11, AÇIM9, AÇIK8, AÇIT8

3 Harfli Kelimeler

AÇI7

AÇI

[isim]

[matematik]

  • Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye

[mecaz]

  • Görüş, bakım, yön, anlayış biçimi

    Her oyunda, ele aldığım konu için yeni bir şekil, dramatik açıdan ve sahneleme açısından yeni bir üslup bulmaya çalışıyorum. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: açıortay, açıölçer, açı ölçüm, bütünler açı, çevre açı, dar açı, dış açı, dış ters açı, dik açı, doğru açı, geniş açı, iç ters açı, komşu açı, merkez açı, ölü açı, sınır açı, tam açı, ters açı, tümler açı, yöndeş açılar, bakış açısı, görme açısı, görüş açısı, saat açısı, tepe açısı

AÇIK

[sıfat]

  • Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı

    Açık pencereden, pastırma yazının mavi ışıkları girmekte. - Erendiz Atasü

  • Engelsiz, serbest

    Açık yol.

  • Örtüsüz, çıplak

    Yolcuların hepsi indikten sonra Mehmet Akif göründü, beni açık başıyla selamladı. - Ahmet Kabaklı

  • Boş

    Kâğıtta açık yer kalmadı.

  • Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal

    Açık kadro.

  • Aralığı çok

    Açık adımlarla.

  • Çalışır durumda olan

    Bazı dükkânları açık olan caddeden sola saptılar. - Ömer Seyfettin

  • Kolay anlaşılır, vazıh

    Açık, dobra sualleriyle karşısındakinin en azından keyfini kaçırır. - Emine Işınsu

  • Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen

    Bu adamın her işi açıktır.

  • Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen

    Her çeşit kafa ve gönül fırtınalarına açık bir adamdı o. - Tarık Buğra

  • Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı

    Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu. - Ömer Seyfettin

  • Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.)

[zarf]

  • Belirgin bir biçimde

    İnsan, mağlubiyetini bu kadar açık kabul eder mi? - Mahmut Yesari

[isim]

  • Bir gereksinimin karşılanamaması durumu

    Bütçe açığı.

    Ülkenin doktor açığı.

[isim]

  • Belli bir yerin biraz uzağı

    Tren yolu nehrin açığından geçer.

[isim]

  • Denizin kıyıdan uzakça olan yeri

    Limanda bilinen gemiler, oysa açıklardadır. - Behçet Necatigil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • açığa çıkarmak
  • açığa çıkarmak
  • açığa çıkarmak
  • açığa çıkmak
  • açığa vurmak
  • açığı çıkmak
  • açığını aramak
  • açığını bulmak
  • açığını kapamak (veya kapatmak)
  • açık ağız aç kalmaz
  • açık düşmek
  • açık etmek
  • açık kapamak
  • açık kapı bırakmak
  • açık konuşmak
  • açık olmak
  • açık olmak
  • açık söylemek
  • açıkta bırakmak
  • açıkta kalmak (veya olmak)
  • açık tutmak
  • açık vermek
  • açık yaraya tuz ekilmez

Birleşik Kelimeler: açık açık, açık ağıl, açıkağız, açık ağızlı, açık alan, açık ara, açık artırma, açık bilet, açık bono, açık bölge, açık büfe, açık celse, açık ciro, açık çek, açık deniz, açık devre, açık dolaşım sistemi, açık durum, açık duruşma, açık düşmek, açık eksiltme, açık elli, açık fikirli, açık giyim, açık görüş, açıkgöz, açık gri, açık hava, açık hece, açık hesap, açık imza, açık işletme, açık kahverengi, açık kalp ameliyatı, açık kalpli, açık kapı, açık kart, açık kestane, açık kırmızı, açık kredi, açık liman, açık lise, açık maaşı, açık mavi, açık mektup, açık ordugâh, açık oturum, açık oy, açık öğretim, açık önerme, açık pazar, açık pembe, açık piyasa, açık poliçe, açık raf, açık rejim, açık saçık, açık saman rengi, açık sarı, açık sayım, açık seçik, açık senet, açık sözlü, açık şehir, açık taşıt, açık teşekkür, açık tohumlular, açık toplum, açık tribün, açık yara, açık yeşil, açık yol, açık yürekli, açık zaman, ağzı açık, alnı açık, bahtı açık, başı açık, eli açık, gözü açık, kapısı açık, sağ açık, sofrası açık, sol açık, ucu açık, uğuru açık, yarı açık cezaevi, açığa alınmak, açığa almak, açıktan açığa, bütçe açığı, dış ticaret açığı

AÇIT

[isim]

[mimarlık]

  • Bir duvarda kapı, pencere, kemerleme vb. bölümler için bırakılmış açıklık

AÇIM

[isim]

  • Açma, açılış, küşat

    Abdülhak Hamit köşesinin açım töreni yapıldı.

Birleşik Kelimeler: ölü açımı

AÇIKTAN

[zarf]

  • Bir yerin uzağından
  • Sıra ve aşama gözetilmeden, dışarıdan atayarak
  • Önceden belirlenmiş bir bütçeye bağlı kalmaksızın

[mecaz]

  • Ayrıca, ek olarak

    Üstelik açıktan yol harçlığı falan da veriyor bana. - Muzaffer İzgü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • açıktan (para) kazanmak
  • açıktan almak
  • açıktan geçmek
  • açıktan para almak

Birleşik Kelimeler: açıktan açığa, açıktan atamak, açıktan atanmak, açıktan tayin

AÇISAL

[sıfat]

  • Açı ile ilgili, zaviyevi

Birleşik Kelimeler: açısal bölge, açısal çap, açısal hız, açısal ivme, açısal sapma, açısal uzaklık, açısal yol

AÇINMA

[isim]

  • Açınmak işi

AÇILMA

[isim]

  • Açılmak işi

    Vapur geri geri beyaz köpükler kabartarak açılmaya başlamış. - Çetin Altan

  • Çatlama

[sinema]

[televizyon]

  • Bir film çekiminde karanlıkta başlayıp gittikçe aydınlanarak görüntülerin belirmesine dayanan noktalama

[spor]

  • Bir grupta, sıraların jimnastik alıştırmaları için dağınık düzene girmesi

AÇIŞ

[isim]

  • Açma işi

Birleşik Kelimeler: açış konuşması

AÇIKLIK

[isim]

  • Açık olma durumu, aleniyet
  • Uzaklık, mesafe

    O köprünün açıklığı da hemen hemen aynı açıklıkta bizim köprüyle. - Ayşe Kulin

  • Bitki örtüsü olmayan, çıplak yer
  • Boş ve geniş yer, meydanlık
  • Gerçeği olduğu gibi yansıtma durumu

    Demokrasi bir açıklık rejimidir.

[edebiyat]

  • Bir söz veya yazıda maksadın açık olması özelliği, duruluk, vuzuh

    Onlar bu faaliyetleriyle övünedursunlar konuşup yazmada açıklık erdemi yeter de artar bile gerçek aydınlara. - Nermi Uygur

[fizik]

  • Dürbün, fotoğraf makinesi vb. optik araçlarda ağız çapı, ışığın girebildiği delik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • açıklığa kavuşmak
  • açıklık getirmek
  • açıklık kazanmak

Birleşik Kelimeler: açıklıkölçer, açıklık politikası, ağzı açıklık, alnı açıklık, bahtı açıklık, başı açıklık, dik açıklık, gözü açıklık, sağ açıklık, uğuru açıklık, göz açıklığı, zihin açıklığı

AÇILAMA

[isim]

[sinema]

[televizyon]

  • Güç bir sahnenin çeşitli açılardan çekiminin yapılması

AÇILMAK

[nesnesiz]

  • Açma işine konu olmak

    Kasabada bir çırçır fabrikası açılmış. - Ahmet Ümit

  • Renk koyuluğunu yitirmek

    Perdenin rengi açıldı.

  • Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak

    Ateşi düşünce hasta açıldı.

  • Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak
  • Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak
  • İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak
  • Genişlemek, bollaşmak

    Ayakkabısı açıldı.

  • Delinmek, yırtılmak

    Pantolonun dizleri açıldı.

  • Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek

    Belki hava açılıyor. - Refik Halit Karay

  • Gereken güce ulaşmak

    Araç uzun yolda açıldı, hızı arttı.

[-den]

  • Kıyıdan uzaklaşmak

    Ben yüzerken biraz fazla açıldım, kendimi Vardar'ın kuvvetli bir akıntısına kaptırdım. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Kapı, yol vb. geçit vermek

    Yol açılmış, biriken vasıtalar sel hâlinde akmaya başlamıştı. - Haldun Taner

[-e]

[mecaz]

  • Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek

    Hiç kimseye açılmayarak yaşadığım bu altı ay beni bitirdi. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak

[mecaz]

  • Yeni bir bakış açısı getirmek

[mecaz]

  • Ayrıntıya girmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • açılan solar, ağlayan güler
  • açılıp saçılmak

AÇINMAK

[nesnesiz]

[biyoloji]

  • Gelişmek

[mecaz]

  • İçindeki yetenekler uyanarak amacına varmak, gelişmek, inkişaf etmek

AÇINIM

[isim]

  • Açınma işi, inkişaf

[matematik]

  • Bir cismin yüzeylerinin açılıp bir düzlem üzerine yayılması, inkişaf

AÇILIM

[isim]

  • Açılma işi
  • Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapma
  • Yeni bir bakış açısı getirme

    Hüzünlü bir açılım yerine yer yer gülümseten bir anlatımı koydum. - Ayla Kutlu

[gök bilimi]

  • Sağ açıklık

    Güneş'in bir yıldaki açılımı -23 derece 27 dakikadan +23 derece 27 dakikaya kadar değişir.

[matematik]

  • Bir kısaltma veya formülün açık biçimi