Açmak ile Biten Kelimeler

AÇMAK ile biten 3 kelime bulunuyor. Sonu AÇMAK olan kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Açmak kelimesinin anlamı nedir? İçinde açmak olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

6 Harfli Kelimeler

SAÇMAK11,

KAÇMAK10

5 Harfli Kelimeler

AÇMAK9

AÇMAK

[-i]

  • Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek

    Kapıyı açıp içeri giriyorum. - Adalet Ağaoğlu

  • Engeli kaldırmak

    Karla kapanan yolu açmak.

  • Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak

    Kadın hamalı dışarı çıkardı, sonra çantasını açıp birkaç lira çıkardı. - Memduh Şevket Esendal

  • Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak
  • Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak

    Su borusunu açmak.

  • Alanını genişletmek

    Anıtın çevresini açmak.

  • Birbirinden uzaklaştırmak

    Kollarını açtı.

  • Yarmak

    Çıbanı açmak.

  • Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak

    Yumağı açmak.

  • Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak
  • Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek
  • Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak

    Dönüş yolunda radyoyu açtık. - Elif Şafak

  • Alışverişi başlatmak

    Bakan, tütün piyasasını açtı.

  • Rengin koyuluğunu azaltmak

    Bu boyayı biraz daha açmalı.

  • Yakışmak, güzel göstermek

    Bu renk odayı açtı.

  • Ferahlık vermek
  • Beğenmek

    Burası beni açmadı, başka yere gidelim.

  • Bir konu ile ilgili konuşmak
  • Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek

    Size derdimi açmaya geldim. - Falih Rıfkı Atay

  • Satranç, poker vb. oyunları başlatmak

[nesnesiz]

  • Yapmak, düzenlemek

    Sınav açmak.

[nesnesiz]

  • Ayırmak, tahsis etmek

    Senin için üst katta bir oda açtık.

  • Görünür duruma getirmek

    Kollarını, göğsünü açmış.

[nesnesiz]

  • Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak

    Hava açtı.

[nesnesiz]

[mecaz]

  • Geçit sağlamak

    İki oda arasına kapı açtık.

[mecaz]

  • Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek

    Öğretmen sürekli konuşuyor, öğrenciyi açmak istiyordu.

[eskimiş]

  • Savaşla almak, fethetmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aç gözünü, açarlar gözünü
  • açma sırrını dostuna, o da söyler dostuna
  • açtı ağzını, yumdu gözünü

Birleşik Kelimeler: yivaçar

KAÇMAK

[-e]

  • Hızla koşup bir yere saklanmak

    Bir tehlike sezdiğin anda hemen eve kaçarsın. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[nesnesiz]

  • Kimseye bildirmeden bulunduğu yerden ayrılmak, firar etmek

    Silahını hatta başındaki şapkasını bırakıp kaçıyor. - Ruşen Eşref Ünaydın

[-den]

  • Kendini göstermemek, rastlaşmamaya çalışmak

    Alacaklıdan kaçmak.

[-den]

  • Kaçınmak

    Ben zahmetten kaçmam.

[-den]

  • Gaz, sıvı vb. şeyler sızmak

    Kazandan islim kaçıyor.

[nesnesiz]

  • İpi kopmak

    Çorabım kaçtı.

[-e]

[nesnesiz]

  • Girmek

    Kulağına su kaçmış.

  • Bir yana doğru kaymak

    Odanın halısı biraz sağa kaçmış.

[nesnesiz]

  • Görünmeden gitmek, savuşmak, sıvışmak

    Belki sirayet eder diye korkacaklar ve kaçacaklar. - Burhan Felek

[nesnesiz]

  • Hızlı koşmak

    Biletlerini memurun elinden kaptı, kaçar gibi gişeden uzaklaştı. - Necati Cumalı

[nesnesiz]

  • Yok olmak

    Rahatı kaçmak.

    Neşesi kaçmak.

  • Benzemek, andırmak

    Bu mavi yeşile kaçıyor.

  • Kaçgöçe uymak

    Gelin bir evde kayınbabasından kaçar, güveyi, baldızının yüzünü tanımazdı. - Refik Halit Karay

[-den]

  • Kız veya kadın yasalara ve aile isteklerine karşı gelerek evlenmek için evinden ayrılmak

[-i]

  • Rengi ağarmak, uçmak

[-den]

[spor]

  • Yarışçı diğerlerinden hızla ayrılıp arayı açmak

[spor]

  • Futbol ve basketbolda engelleyen adamdan kurtulmak veya pas alabilmek için boş alana koşmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaçacak delik aramak
  • kaçan balık büyük olur
  • kaçanı kovmazlar, yıkılanı vurmazlar
  • kaçanın anası ağlamamış
  • kaçmaktan kovalamaya vakit olmamak

Birleşik Kelimeler: kaçgöç, kapkaç, kaykaç, merkezkaç, verkaç, vurkaç, karakaçan, kulağakaçan, kaptıkaçtı, papazkaçtı

SAÇMAK

[-i]

  • Bir şeyi ortalığa dağıtmak, dökmek

    Oraya birikmiş sulara basarak çamurları etrafa saçtı. - Memduh Şevket Esendal

  • Işık ve ısı yaymak

    Büyümüş gözler örste dövülen kızgın demir gibi kıvılcımlar saçtı. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]

  • Belli bir görüşü, düşünceyi yaymak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • saçıp savurmak

Birleşik Kelimeler: döke saça