AÇGÖZLÜLEŞMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
AÇGÖZLÜLEŞMEK harflerini içeren 6 harfli 26 kelime bulunuyor. 6 harfli AÇGÖZLÜLEŞMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
GÖKÇÜL21,
KALLEŞ (Kelime Kökeni: Arapça ḳallāş)
-
Sözünde durmayıp bir işin yüzüstü kalmasına yol açan
Gene gülümsüyordu ama artık kalleş bir hınç vardı gülümseyişinde. - Tarık Buğra
- Birine gizlice kötülük eden
ŞELALE (Kelime Kökeni: Arapça şelāle)
- Büyük çağlayan, çavlan
ÇELMEK
- Ayak uzatarak birisini düşürmek
-
Yolundan çevirmek, engel olmak, engellemek
En tutulmaz penaltıları çeler ama bazen de bakarsın, bacak arasından en olmayacak golleri yerdi. - Haldun Taner
- Örtü vb.ni örtünüp iki ucunu bağlamak
- Bir şeyin kenarını verev veya çapraz kesmek, çalmak
- Topa gidiş yönünü değiştirecek biçimde vurmak
-
Kendi yanına çekmek, beğenisini, sevgisini kazanmak
Gönlümü çelen bir söz söyle.
-
Düşünce ve davranış birbirini tutmamak, birbirine ters düşmek
Bu sözünüz deminkini çeliyor.
MEŞALE (Kelime Kökeni: Arapça meşʿale)
-
Ucunda alev çıkarabilen yanıcı bir madde bulunan, aydınlatmaya yarayan değnek
Galip, ıssız bir gece içinde, ılık bir bahçede, bir havuz kenarında yanan bir meşaledir. - Asaf Halet Çelebi
- Bir düşüncenin öncüsü
Ata Sözleri ve Deyimler
- meşale çekmek
GELMEK
-
Ulaşmak, varmak
Gurbetten gelmişim yorgunum hancı / Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş - Bekir Sıtkı Erdoğan
-
Getirmek
Adamı Ödemiş'ten aldım geldim, her masrafını çektim. - Necati Cumalı
-
Oturmaya, ziyarete gitmek
Dün akşam amcamlar bize geldi.
-
İsabet etmek
Attığı top gözüme geldi
-
Varlığını sürdürmek, yaşamak, intikal etmek
Eski çağlardan birçok anıt çağımıza kadar gelmiştir.
- Ortaya çıkmak, doğmak
-
Belli bir süre dolmak
Vakit kuşluğu aşmış, öğleye geliyordu. - Necati Cumalı
- Belli bir zamana ulaşmak
-
Kadar olmak
Boyu ancak omzuna geliyor.
-
Çıkmak, yönelmek
Merak etme, ondan kimseye kötülük gelmez.
-
İzlemek, takip etmek
Çocuklar arkadan geliyordu.
-
Bir yerden alınıp bir yere ulaştırılmak
Kahve Brezilya'dan geliyor.
-
Katılmak, eklenmek
Türkçede ekler kelimelerin sonuna gelir.
- Türemek
-
Daha önce üzerinde durulmuş olan bir konuya yeniden dönmek
Şimdi sözü burada kesip asıl konumuza gelelim.
-
Sonuç çıkmak
Bu davranışlardan ne gelir bilinmez.
-
Dayanmak, tahammül etmek
Birazcık üşütmeye gelmiyor, hemen hastalanıyor.
-
Kendine yapılan herhangi bir davranış veya durumu iyi karşılamak
Kadri o adamlardandır ki iyi davranmaya, yüz vermeye gelmez. - Memduh Şevket Esendal
Bizim baştan savma işe gelmediğimizi bilirsin. - Refik Halit Karay
-
Bir şeye sonradan inanmak, doğruluğuna hak vermek, eğilim göstermek, kabul etmek
Dediğime geldiniz mi?
-
Etkisini herhangi bir biçimde göstermek
Buranın havası iyi geldi. Burası bana çok sıcak geldi.
-
Kazanılmak, sağlanılmak
Çiftlikten onlara ayda beş yüz milyon lira gelir.
-
Uymak
Bu ayakkabı sana küçük gelir.
-
Olmak, -e uğramak
Felç gelmek. Başımıza bir bela geldi.
-
Akmak
Burnundan kan geldi. Musluktan su gelmiyor.
-
Düşmek, rast gelmek
Buraya ışık gelmiyor.
-
Görünmek, sanılmak
Baygın da olsa yabancı bir kadını böyle kucağında tutmak ona pek ayıp bir şey gibi geldi. - Haldun Taner
-
Uygun düşmek
Caddelerde oturmaya gelmez. - Ömer Seyfettin
- Başlamak, ortaya çıkmak
-
Mal olmak
Bu bardakların tanesi yüz liraya geldi.
-
Biriyle birlikte gitmek
Ben İstanbul'a gidiyorum, benimle gelir misiniz?
-
İhtiyaç anlatan deyimler kurmaya yarayan bir fiil
Uykusu gelmek.
-
Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur
Alışageldiğimiz bir anlamı vardı.
-
-mez, -mezlik ile birlikte yapmacık anlatan deyimler yapar
Görmezlikten gelmek. İşitmezlikten gelmek.
-
Yönelme durumundaki bazı kelimelere getirilerek birleşik fiil yapar
Yola gelmek. Meydana gelmek. Hatıra gelmek. Akla gelmek.
-
-dikçe, -esi biçiminde kullanılan sıfat-fiil eklerinden sonra geldiğinde önceki fiille ilgili olarak pekiştirilmiş bir istek ve sürerlik bildiren bir fiil
Baktıkça bakası gelmek. Yedikçe yiyesi gelmek.
-
Herhangi bir sırada bulunmak
Başta gelmek. Önde gelmek. Birinci gelmek.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ...-e gelince
- gel de (veya gelsin de)
- gel demesi kolay ama git demesi güçtür
- gel denilen yere gitmeye ar eyleme, gelme denilen yere gidip yerini dar eyleme
- geldik yüze, çıktık düze
- geleceği varsa göreceği de var
- gelip çatmak (veya dayanmak)
- gelip geçmek
- gel keyfim gel
- gelsin ... (veya gelsin ... gitsin ...)
- gel zaman git zaman
Birleşik Kelimeler: gelgeç, gelgel, gelip geçici, gide gele, gitmeli gelmeli, varagele, rastgele, taygeldi, gelgelelim, kendigelen, karşı gelim, tümdengelim, söz gelimi, süregelmek
ÜÇLEME
- Üçlemek işi
-
Üçü bir arada bükülmüş
Üçleme halat.
- Bentleri üçer dizeli olan türkü
- Bir yazarın, konu ve fikrî yapı olarak birbirini izleyen üç eseri, triloji
-
Teslis
Din inancı vardır ki akla hiç dayanmaz, Hristiyanların üçleme inancı gibi. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu
- Bir oyuncunun aynı karşılaşmada üç sayı yapması durumu
ÜLEŞME
- Üleşmek işi
GÜLMEK
-
İnsan, hoşuna veya tuhafına giden olaylar, durumlar karşısında, genellikle sesli bir biçimde duygusunu açığa vurmak
O ne söylese sinirli sinirli ve tabii olmayan gülüşü ile gülüyordu. - Halide Edip Adıvar
- Mutlu, sevinçli zaman geçirmek, eğlenmek, hoşça vakit geçirmek
- Biriyle alay etmek
Ata Sözleri ve Deyimler
- gülerim! (veya güleyim bari!)
- gülerken ısırmak
- güler misin, ağlar mısın!
- gülme komşuna, gelir başına
- gülmekten kırılmak (veya katılmak veya yarılmak)
- gülüp geçmek
- gülüp oynamak (veya söylemek)
Birleşik Kelimeler: güle güle, güle oynaya, yüze gülücü
GEÇMEK
-
Bir yerden başka bir yere gitmek
Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim. - Tarık Buğra
-
Bir yandan girip diğer yandan çıkmak
İplik iğne deliğinden zor geçti.
-
Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden gitmek
Eve giderken sizin sokaktan geçeriz.
-
Bir duruma uğramak, konu olmak
Dayaktan geçmek. Muayeneden geçmek.
-
Bırakmak, vazgeçmek
Bana yârden geç derler / Seven yârden geçilir mi? - Halk türküsü
- Yaşamak
-
Bir şeyi bundan böyle yapma durumunda olmamak
Hakkın var. Ne çare ki bizden geçti diye söyleniyor. - Reşat Nuri Güntekin
-
Olmak, vuku bulmak, cereyan etmek
Bu odanın içinde geçen aşk anları artık çok uzaklardaydı. - Attila İlhan
-
Hastalık bulaşmak, sirayet etmek
Hastalık bana ondan geçti.
-
Herhangi bir durum, soya çekim yoluyla birinde görünmek
Bu titizlik ona babasından geçmiş.
- Bulunduğu yeri veya konumu değiştirmek
-
Bir yeri aşmak, öbür yana ulaşmak
İstanbul'a geçecek değil, parmağımı kımıldatacak takatim yok. - Sermet Muhtar Alus
- Yerini bırakıp başka yer almak
-
Bir konu üzerinde veya bir yerde çalışmış olmak
Şimdiki tuluat artistlerinin çoğu oradan geçtiler. - Sait Faik Abasıyanık
-
Etki yapmak, işlemek
Soğuk, ciğerime geçti. Başına güneş geçmiş.
-
Görev almak
İktidara geçmek.
-
Kalmak, devrolmak
Paralar suyunu çekti. Fabrika da olduğu gibi Nihat'a geçti. - Necip Fazıl Kısakürek
-
Geride bırakmak, aşmak
Bizim yelkenli vapuru geçecek. Ordu sınırı geçti. Çocuğun boyu babasını geçti.
-
Tükenmek, bitmek, sona ermek
Yavaş yavaş bu hırs geçer. - Falih Rıfkı Atay
- Üstünlük sağlamak
-
Söylemeden veya bitirmeden atlamak
O meseleyi geçelim. O bahsi geç!
-
Zamanı aşmak, geride bırakmak
Şehzadebaşı'na geldikleri zaman saat onu geçiyordu. - Peyami Safa
-
Harcamak
Bütün günüm seni takip etmekle geçti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Bir müzik parçasını meşk ederek öğrenmek, çalmak veya söylemek
-
Birinden meşk etmek
Bu şarkıyı kimden geçtiniz.
-
Haberi bir iletişim aracı ile bildirmek
Ankara haberlerini gazetesine geçiyormuş.
-
Sönmek
Ocak sönmüş, koru bile geçmişti. - Nabizade Nâzım
-
Yazılmak, girmek
Tarihe geçmek. Kitaba geçmek.
- Sürümü olmak, satılmak
-
Konuşmada sözü geçmek veya basında yer almak
Kısa süren bir hastalıktan sonra göçüp gideceğini hissetmiş hatta ölümünün gazetelere bile geçmemesini istemişti. - Halide Edip Adıvar
-
Kullanımda olmak, tedavülde olmak
Bu para artık geçmiyor.
-
Kabul edilemez olmak
Senin paran burada geçmez.
-
Okulda, sınavda başarı göstermek
Çocuk bu yıl geçti.
- Bir yere gidip oturmak
-
Çok bekletilmekten çürümeye yüz tutmak
Bu karpuz geçmiş.
-
Sıyrılmak, kurtulmak, işin içinden çıkmak
Görmedim, dedi, geçti.
-
Bazı kelimelerle birleşik fiil yapar
lska geçmek. Diskur geçmek.
-
Çekiştirmek, yermek
Beni sana geçmişler / Vallahi ben demedim - Halk türküsü
Ata Sözleri ve Deyimler
- geç! (veya geç efendim!)
- geçiniz
- geçme namert köprüsünden, ko aparsın su seni
- geçti Bor'un pazarı (sür eşeğini Niğde'ye)
- geçtiği yoldan geçmek
Birleşik Kelimeler: geçgeç, gelgeç, yeregeçen, yolgeçen hanı, genelgeçer, çok geçmeden, ödegeç, serdengeçti, vazgeçmek
GEZMEK
-
Hava alma, hoş vakit geçirme vb. amaçlarla bir yere gitmek, seyran etmek
Tek başına buralarda gezdiği hâlde aradığını bulamıyordu. - Osman Cemal Kaygılı
-
Bir yerde dolaşmak, yürümek
Kunduralarını çıkarır, satar, yalın ayak gezerdi. - Sait Faik Abasıyanık
- Gitmek, başvurmak
-
Bulunmak
Şapkam burada ne geziyor?
- Bir yeri görüp incelemek
-
Hasta ayağa kalkmak
Oğlum iyileşti, yavaş yavaş geziyor.
-
Herhangi bir biçimde gezinmek
Bu giysiyle gezemem.
-
Bir yerde gezi yapmak
Geçen yaz Batı Anadolu'yu gezdik.
Ata Sözleri ve Deyimler
- gezen ayağa taş değer (veya dolar)
- gezen kurt aç kalmaz
- gezip tozmak
Birleşik Kelimeler: yerdegezen, uyurgezer, yüzergezer
GÜLLAÇ
- Nişastadan yapılan, çok ince kuru yufka
-
Bu yufkadan hazırlanan tatlı
Bir ramazan güllacı yemiştim muhallebicinin birinde, ne güzeldi! - Nazlı Eray
- Kolayca yutulamayan, tadı hoş olmayan toz durumundaki bazı ilaçların içine konuldukları, nişastadan küçük kap
GÜZLEK
- Güz yağmuru
- Güz mevsiminin geçirildiği yer
- Havaların soğuması üzerine yaylalardan dönen hayvanların otlatılması ve bir süre barındırılması için ayrılmış, dağ eteklerinde bulunan mera
ÇÖMLEK
-
Toprak tencere
Kaldırdığı gibi pekmez çömleğini vurmuş yere, tuz buz etmiş. - Rıfat Ilgaz
Ata Sözleri ve Deyimler
- çömlek patlatmak
Birleşik Kelimeler: çömlek hamuru, çömlek hesabı, çömlek kebabı, çanak çömlek
ÖZLEME
- Özlemek işi, iştiyak
ÖZEMEK
- Yoğurt, pekmez vb. koyu şeyleri suyla inceltmek, sulandırmak