Aç ile Başlayan Kelimeler
AÇ ile başlayan 121 kelime bulunuyor. Başında AÇ olan kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Aç kelimesinin anlamı nedir? Aç ile biten kelimeler. İçinde aç olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
AÇIKLAŞTIRILMAK25
14 Harfli Kelimeler
AÇIKLAYIVERMEK28, AÇIKLAŞTIRILMA24, AÇIKLAYABİLMEK23, AÇIKLANABİLMEK21, AÇIKLATABİLMEK21
13 Harfli Kelimeler
AÇGÖZLÜLEŞMEK35, AÇIKGÖZLEŞMEK34, AÇIKLAYIVERME27, AÇIMLAYICILIK26, AÇIKLAYICILIK25, AÇIKLAŞTIRMAK22, AÇIKLAYABİLME22, AÇIKLANABİLME20, AÇIKLATABİLME20, AÇIKLANABİLİR19
12 Harfli Kelimeler
AÇGÖZLÜLEŞME34, AÇIKGÖZLEŞME33, AÇIKGÖZLÜLÜK33, AÇIKLIKÖLÇER26, AÇIKLAŞTIRMA21, AÇTIRABİLMEK19, AÇKILATILMAK18
11 Harfli Kelimeler
AÇILIVERMEK23, AÇTIRABİLME18, AÇILABİLMEK18, AÇKILATILMA17
10 Harfli Kelimeler
AÇGÖZLÜLÜK30, AÇIKGÖZLÜK29, AÇIMLAYICI22, AÇILIVERME22, AÇIKLAYICI21, AÇIKLAŞMAK18, AÇINDIRMAK18, AÇILABİLME17,
9 Harfli Kelimeler
AÇGÖZLÜCE30, AÇIVERMEK20, AÇIMLAYIŞ20, AÇIKLAYIŞ19, AÇMACILIK18, AÇKICILIK18, AÇIMLANIŞ18, AÇINDIRMA17, AÇIKLAŞMA17, AÇIKLANIŞ17, AÇADURMAK16, AÇTIRILMA15, AÇINSAMAK15, AÇIMLANMA15, AÇIMLAMAK15, AÇIKLAYAN15, AÇABİLMEK15, AÇKILATMA14, AÇKILANMA14, AÇKILAMAK14
Tümünü Gör
8 Harfli Kelimeler
AÇIKAĞIZ23, AÇIÖLÇER21, AÇIVERME19, AÇICILIK17, AÇIKÇASI17, AÇMAZLIK16, AÇADURMA15, AÇIORTAY15, AÇABİLME14, AÇIMLAMA14, AÇINSAMA14, AÇIKLAMA13, AÇTIRMAK13,
7 Harfli Kelimeler
AÇGÖZLÜ25, AÇIKGÖZ24, AÇKISIZ16, AÇTIRIŞ15, AÇIKLIK12, AÇILAMA12, AÇILMAK12, AÇINMAK12, AÇMALIK12, AÇTIRMA12, AÇIKTAN11
6 Harfli Kelimeler
AÇMACI14, AÇKICI14, AÇILIŞ14, AÇIKÇI14, AÇIKÇA13, AÇINIM12, AÇILIM12, AÇACAK12, AÇKILI11, AÇISAL11, AÇINMA11, AÇILMA11, AÇELYA11
5 Harfli Kelimeler
AÇGÖZ21, AÇVAL14, AÇICI13, AÇMAZ12, AÇMAK9, AÇLIK9
4 Harfli Kelimeler
AÇIŞ11, AÇIM9, AÇIK8, AÇIT8, AÇKI8, AÇMA8, AÇAN7, AÇAR7
3 Harfli Kelimeler
AÇI7
2 Harfli Kelimeler
AÇ5
AÇ
-
Yemek yemesi gereken, tok karşıtı
Aç ne yemez, tok ne demez. - Divanü Lügati't-Türk
-
Yiyecek bulamayan
Ben hem öksüzüm hem yetimim hem de tam 23 saattir açım. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Gözü doymaz, haris
Ne aç adam!
-
Çok istekli, hevesli
Her zamanki gibi bilgiye aç, her zamanki gibi ağızları lafla, kafaları düşünceyle dolu çalçene yaratıklarız. - Ayla Kutlu
-
Karnı doymamış olarak
Ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense. - Orhan Kemal
Ata Sözleri ve Deyimler
- acından kimse ölmemiş
- acından ölmek
- aç açık kalmak
- aç aç ile yatınca arada dilenci doğar
- aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez
- aç at yol almaz, aç it av almaz
- aç ayı oynamaz
- aç bırakmak
- aç doymam, tok acıkmam sanır
- aç doyurmak
- aç elini kora sokar
- aç esner, âşık gerinir
- aç gezmektense tok ölmek yeğdir
- açın gözü ekmek teknesinde olur
- açın imanı olmaz
- açın karnı doyar, gözü doymaz
- açın koynunda ekmek durmaz
- açın kursağına çörek dayanmaz
- açın uykusu gelmez
- aç ile dost olayım diyen peşin karnını doyursun
- aç ile eceli gelen söyleşir
- aç kalmak
- aç köpek fırın deler
- aç kurt aslana saldırır
- aç kurt gibi
- aç kurt yavrusunu yer
- aç ne yemez, tok ne demez
- aç susuz kalmak
- aç tavuk kendini arpa ambarında sanır
- aç, yanından kaç
Birleşik Kelimeler: aç açına, aç biilaç, açgöz, aç karnına, gözü aç, karnı aç
AÇAN
- Oynak kemiklerin arasındaki açıları genişletmeye yarayan kasların genel adı, büken karşıtı
AÇAR
- Anahtar
- Ön içki
AÇI
- Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye
-
Görüş, bakım, yön, anlayış biçimi
Her oyunda, ele aldığım konu için yeni bir şekil, dramatik açıdan ve sahneleme açısından yeni bir üslup bulmaya çalışıyorum. - Nazım Hikmet
Birleşik Kelimeler: açıortay, açıölçer, açı ölçüm, bütünler açı, çevre açı, dar açı, dış açı, dış ters açı, dik açı, doğru açı, geniş açı, iç ters açı, komşu açı, merkez açı, ölü açı, sınır açı, tam açı, ters açı, tümler açı, yöndeş açılar, bakış açısı, görme açısı, görüş açısı, saat açısı, tepe açısı
AÇIK
-
Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı
Açık pencereden, pastırma yazının mavi ışıkları girmekte. - Erendiz Atasü
-
Engelsiz, serbest
Açık yol.
-
Örtüsüz, çıplak
Yolcuların hepsi indikten sonra Mehmet Akif göründü, beni açık başıyla selamladı. - Ahmet Kabaklı
-
Boş
Kâğıtta açık yer kalmadı.
-
Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal
Açık kadro.
-
Aralığı çok
Açık adımlarla.
-
Çalışır durumda olan
Bazı dükkânları açık olan caddeden sola saptılar. - Ömer Seyfettin
-
Kolay anlaşılır, vazıh
Açık, dobra sualleriyle karşısındakinin en azından keyfini kaçırır. - Emine Işınsu
-
Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen
Bu adamın her işi açıktır.
-
Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen
Her çeşit kafa ve gönül fırtınalarına açık bir adamdı o. - Tarık Buğra
-
Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı
Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu. - Ömer Seyfettin
- Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.)
-
Belirgin bir biçimde
İnsan, mağlubiyetini bu kadar açık kabul eder mi? - Mahmut Yesari
-
Bir gereksinimin karşılanamaması durumu
Bütçe açığı.
Ülkenin doktor açığı.
-
Belli bir yerin biraz uzağı
Tren yolu nehrin açığından geçer.
-
Denizin kıyıdan uzakça olan yeri
Limanda bilinen gemiler, oysa açıklardadır. - Behçet Necatigil
Ata Sözleri ve Deyimler
- açığa çıkarmak
- açığa çıkarmak
- açığa çıkarmak
- açığa çıkmak
- açığa vurmak
- açığı çıkmak
- açığını aramak
- açığını bulmak
- açığını kapamak (veya kapatmak)
- açık ağız aç kalmaz
- açık düşmek
- açık etmek
- açık kapamak
- açık kapı bırakmak
- açık konuşmak
- açık olmak
- açık olmak
- açık söylemek
- açıkta bırakmak
- açıkta kalmak (veya olmak)
- açık tutmak
- açık vermek
- açık yaraya tuz ekilmez
Birleşik Kelimeler: açık açık, açık ağıl, açıkağız, açık ağızlı, açık alan, açık ara, açık artırma, açık bilet, açık bono, açık bölge, açık büfe, açık celse, açık ciro, açık çek, açık deniz, açık devre, açık dolaşım sistemi, açık durum, açık duruşma, açık düşmek, açık eksiltme, açık elli, açık fikirli, açık giyim, açık görüş, açıkgöz, açık gri, açık hava, açık hece, açık hesap, açık imza, açık işletme, açık kahverengi, açık kalp ameliyatı, açık kalpli, açık kapı, açık kart, açık kestane, açık kırmızı, açık kredi, açık liman, açık lise, açık maaşı, açık mavi, açık mektup, açık ordugâh, açık oturum, açık oy, açık öğretim, açık önerme, açık pazar, açık pembe, açık piyasa, açık poliçe, açık raf, açık rejim, açık saçık, açık saman rengi, açık sarı, açık sayım, açık seçik, açık senet, açık sözlü, açık şehir, açık taşıt, açık teşekkür, açık tohumlular, açık toplum, açık tribün, açık yara, açık yeşil, açık yol, açık yürekli, açık zaman, ağzı açık, alnı açık, bahtı açık, başı açık, eli açık, gözü açık, kapısı açık, sağ açık, sofrası açık, sol açık, ucu açık, uğuru açık, yarı açık cezaevi, açığa alınmak, açığa almak, açıktan açığa, bütçe açığı, dış ticaret açığı
AÇIT
- Bir duvarda kapı, pencere, kemerleme vb. bölümler için bırakılmış açıklık
AÇKI
- Bir cismin yüzeyi üzerinde sert bir madde veya bir araç sürterek onu düzleştirip parlatma, perdah
- Demircilikte delik büyütmekte kullanılan araç
- Anahtar
- Her türlü açma aracı
AÇMA
- Açmak işi
- Orman içinde ağaç kesme veya yakma yoluyla tarıma elverişli bir duruma getirilen arazi
- Bir tür susamsız, kalınca, yağlı çörek
AÇMAK
-
Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek
Kapıyı açıp içeri giriyorum. - Adalet Ağaoğlu
-
Engeli kaldırmak
Karla kapanan yolu açmak.
-
Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak
Kadın hamalı dışarı çıkardı, sonra çantasını açıp birkaç lira çıkardı. - Memduh Şevket Esendal
- Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak
-
Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak
Su borusunu açmak.
-
Alanını genişletmek
Anıtın çevresini açmak.
-
Birbirinden uzaklaştırmak
Kollarını açtı.
-
Yarmak
Çıbanı açmak.
-
Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak
Yumağı açmak.
- Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak
- Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek
-
Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak
Dönüş yolunda radyoyu açtık. - Elif Şafak
-
Alışverişi başlatmak
Bakan, tütün piyasasını açtı.
-
Rengin koyuluğunu azaltmak
Bu boyayı biraz daha açmalı.
-
Yakışmak, güzel göstermek
Bu renk odayı açtı.
- Ferahlık vermek
-
Beğenmek
Burası beni açmadı, başka yere gidelim.
- Bir konu ile ilgili konuşmak
-
Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek
Size derdimi açmaya geldim. - Falih Rıfkı Atay
- Satranç, poker vb. oyunları başlatmak
-
Yapmak, düzenlemek
Sınav açmak.
-
Ayırmak, tahsis etmek
Senin için üst katta bir oda açtık.
-
Görünür duruma getirmek
Kollarını, göğsünü açmış.
-
Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak
Hava açtı.
-
Geçit sağlamak
İki oda arasına kapı açtık.
-
Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek
Öğretmen sürekli konuşuyor, öğrenciyi açmak istiyordu.
- Savaşla almak, fethetmek
Ata Sözleri ve Deyimler
- aç gözünü, açarlar gözünü
- açma sırrını dostuna, o da söyler dostuna
- açtı ağzını, yumdu gözünü
Birleşik Kelimeler: yivaçar
AÇLIK
-
Aç olma durumu
Açlıktan gözümüz dönmüştü. - Azra Erhat
- Kıtlık
-
Aşırı istek içinde bulunma
Öğrenme konusundaki yorulmayan açlığımı karşılayan bir okuldaydım. - Ayla Kutlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- açlığını bastırmak (veya gidermek veya öldürmek)
- açlık çekmek
- açlık ile tokluğun arası yarım yufka
- açlıktan gözü (veya gözleri) dönmek (veya kararmak)
- açlıktan imanı gevremek
- açlıktan nefesi kokmak
- açlıktan ölmek
- açlıktan ölmeyecek kadar
Birleşik Kelimeler: açlık grevi, açlık sınırı, açlık kan şekeri, gözü açlık, karnı açlık
AÇIM
-
Açma, açılış, küşat
Abdülhak Hamit köşesinin açım töreni yapıldı.
Birleşik Kelimeler: ölü açımı
AÇIKTAN
- Bir yerin uzağından
- Sıra ve aşama gözetilmeden, dışarıdan atayarak
- Önceden belirlenmiş bir bütçeye bağlı kalmaksızın
-
Ayrıca, ek olarak
Üstelik açıktan yol harçlığı falan da veriyor bana. - Muzaffer İzgü
Ata Sözleri ve Deyimler
- açıktan (para) kazanmak
- açıktan almak
- açıktan geçmek
- açıktan para almak
Birleşik Kelimeler: açıktan açığa, açıktan atamak, açıktan atanmak, açıktan tayin
AÇKILI
- Açkı yapılmış, perdahlanmış, perdahlı
AÇISAL
- Açı ile ilgili, zaviyevi
Birleşik Kelimeler: açısal bölge, açısal çap, açısal hız, açısal ivme, açısal sapma, açısal uzaklık, açısal yol
AÇINMA
- Açınmak işi