[isim]

• Anlamak işi, anlamaklık, kavrama, derk, fehim, intikal, tefehhüm, vukuf

  Lavabonun aynasında yorgun bir suratla kendini anlamaya çalışan bu adama bakıyorum. - Ahmet Ümit

[felsefe]

• Bir olay veya önermenin daha önce bilinen bir kanunun veya formülün sonucu olduğunu görme

[isim]

[ticaret]

• Sermaye

[isim]

• Anılmak işi

[isim]

• Alınmak işi

  Öbürü göğsünden ağır yaralı iki erin geriye alınmalarına göz kulak oluyordu. - Attila İlhan

[sıfat]

• Anlamlı

  Her çağın kendi idealine göre gördüğü sosyal manalı bazı rüyalar vardır. - Mehmet Kaplan

[zarf]

• Anlamlı bir biçimde

[isim]

• Azalmak işi, eksilme, tenakus

  Şu hayatta azalması gerektiğini öğrendiği an inadına çoğalan, cabadan doğuran bir şey varsa o da evhamdır. - Elif Şafak

[isim]

[halk ağzında]

• Bağ ve bahçelerde kenarları set biçiminde birbirinden ayrılan, genellikle dikdörtgen toprak parçası

[isim]

• Aşınmak işi

• Korozyon

[jeoloji]

• Erozyon

[isim]

• Aşılmak durumu

  Fakat asıl temennim onların daha yüksek düşünceler için aşılması gereken basamaklar olmasıdır. - Mehmet Kaplan

[isim]

• Alışmak işi, istinas, ülfet

  İşin çetinliği devam ve alışma sayesinde hissedilmez olur. - Necip Fazıl Kısakürek

[isim]

[kimya]

• Bir metalin belli oranlarda bir veya birkaç metalle ergimesiyle oluşan yeni metal, halita

[isim]

• Gana halkından veya bu halkın soyundan olan kimse

[isim]

• Isınmaya, bir şey pişirmeye yarayan, sac, bakır veya pirinçten, türlü biçimlerde üstü açık ayaklı ocak, korluk

  Masanın solunda küçük bir sac mangal yaz kış sürekli olarak yanardı. - Salâh Birsel

Ata Sözleri ve Deyimler

• mangalda kül bırakmamak
• mangal gibi yüreği olmak

[isim]

• İspanya'nın Malanga yöresinde yapılan bir şarap türü

• İri taneli misket üzümü

[sıfat]

• Aylıklı

  Biri bir koca görür rüyasında / Yüz lira maaşlı kibar bir adam - Orhan Veli Kanık