Aza ile Biten Kelimeler

AZA ile biten 21 kelime bulunuyor. Sonu AZA olan kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Aza kelimesinin anlamı nedir? Aza ile başlayan kelimeler. İçinde aza olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

8 Harfli Kelimeler

MUHAFAZA23, MÜLAHAZA18

7 Harfli Kelimeler

MAHFAZA21, MUARAZA12

6 Harfli Kelimeler

MAĞAZA17, FARAZA15, HARAZA13, HALAZA13, EZKAZA12, YAKAZA11, MARAZA10, TAKAZA9

5 Harfli Kelimeler

PLAZA12, ABAZA10, ALAZA8

4 Harfli Kelimeler

GAZA11, HAZA11, BAZA9, KAZA7, LAZA7

3 Harfli Kelimeler

AZA6

AZA (Kelime Kökeni: Arapça aʿżā)

[isim]

  • Üye

    Komşu gencine yüz vermemiş, çocuklu bir mahkeme azasıyla evlenmişti. - Reşat Nuri Güntekin

  • Vücut parçası, organ

    Bu vücut, bütün azası kırılmış, birbiri üstüne yığılmış bir külçe hâlinde. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: murahhas aza

KAZA (Kelime Kökeni: Arapça ḳażāʾ)

[isim]

  • İstem dışı veya umulmayan bir olay dolayısıyla bir kimsenin, bir nesnenin veya bir aracın zarara uğraması
  • İlçe, kaymakamlık

    Muharebe, bütün yollarda, kazalarda, her yerde âdeta neşe veren bir tesir hasıl etmişti. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

[din bilgisi]

  • Vaktinde kılınmayan namazı veya tutulmayan orucu sonradan yerine getirme

[eskimiş]

[hukuk]

  • Yargı

[eskimiş]

  • Kadılık görevi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaza atlatmak
  • kaza etmek
  • kaza geçirmek
  • kaza geliyorum demez
  • kaza ile
  • kazaya bırakmak
  • kazaya kalmak
  • kazaya rıza göstermek
  • kazaya uğramak

Birleşik Kelimeler: kaza dairesi, kaza kurşunu, ferdî kaza sigortası, görünmez kaza, zincirleme kaza, iş kazası, tren kazası

LAZA

[isim]

[halk ağzında]

  • Bal koymaya yarayan küçük tekne

ALAZA

[isim]

[halk ağzında]

  • Dökülen tohumlarla ertesi yıl kendiliğinden çıkan tahıl, soğan vb

TAKAZA (Kelime Kökeni: Arapça taḳāżā)

[isim]

[eskimiş]

  • Azarlama, başa kakma

    Acaba, bütün bu söylediklerinin altında bir takaza da var mı diye iyice tartıyorum, yok gibi. - Adalet Ağaoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takaza etmek

BAZA (Kelime Kökeni: İtalyanca base)

[isim]

  • Mobilyanın uzunluğunca konulan dar ayak
  • Dolap gövdesinin zemine düzgün oturmasına yarayan çerçeve şeklindeki kaide
  • Yatağın yerden yüksek olmasını sağlayan veya sandık olarak kullanılan boş bölmesi

MARAZA (Kelime Kökeni: Arapça maraża)

[isim]

[halk ağzında]

  • Hastalık
  • Anlaşmazlık, çekişme, kavga

Ata Sözleri ve Deyimler

  • maraza aramak
  • maraza çıkarmak

ABAZA

[isim]

  • Abhaz

Birleşik Kelimeler: Abaza peyniri

YAKAZA (Kelime Kökeni: Arapça yaḳaẓa)

[isim]

[eskimiş]

  • Uyanıklık

    Hain bir hastalık onun kavi ve güzel vücudunu ve uyuşmaz bir menfaatperestlik yakazası da onun ahlaki mesleğini yendi ve yere serdi. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

GAZA (Kelime Kökeni: Arapça ġazāʾ)

[isim]

[eskimiş]

[din bilgisi]

  • İslam dinini korumak veya yaymak amacıyla Müslüman olmayanlara karşı yapılan kutsal savaş

    Küffar üzerindeki gazamızın sevabı bize kâfidir. - Feridun Fazıl Tülbentçi

HAZA (Kelime Kökeni: Arapça hāẕā)

[zarf]

  • Tam anlamıyla

    Yahu haza adamdı be. - Orhan Kemal

MUARAZA (Kelime Kökeni: Arapça muʿāraża)

[isim]

[eskimiş]

  • Çekişme, kavga

EZKAZA (Kelime Kökeni: Farsça ez + Arapça ḳażā)

[zarf]

[eskimiş]

  • Kazara

    Ezkaza hastalandı mı bir Allah'ın kulu çıkıp hatırını sormaz. - Attila İlhan

PLAZA (Kelime Kökeni: İspanyolca plaza)

[isim]

  • İş merkezi

HARAZA

[isim]

[halk ağzında]

  • Kavga, gürültü, karışıklık

    Yine mi kavga erenler? Yine mi haraza? - Aka Gündüz

[mecaz]

  • Öfke, sinir

[isim]

[halk ağzında]

  • Sığırın öd kesesinden çıkan taş