Aza ile Başlayan Kelimeler
AZA ile başlayan 42 kelime bulunuyor. Başında AZA olan kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Aza kelimesinin anlamı nedir? Aza ile biten kelimeler. İçinde aza olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
14 Harfli Kelimeler
AZARLAYIVERMEK27,
13 Harfli Kelimeler
AZARLAYIVERME26, AZARLAYABİLME21, AZALTILABİLME20, AZARLANABİLME19
12 Harfli Kelimeler
AZALTABİLMEK18
11 Harfli Kelimeler
AZALTABİLME17, AZALABİLMEK17
10 Harfli Kelimeler
AZALABİLME16, AZALTILMAK15, AZARLATMAK14, AZARLANMAK14
9 Harfli Kelimeler
AZARLAYIŞ18, AZABİLMEK15, AZALTILMA14, AZARLATMA13, AZARLANMA13, AZARLAMAK13
8 Harfli Kelimeler
AZABİLME14, AZADELİK13, AZARLAMA12, AZAMETLİ12, AZALTMAK12
7 Harfli Kelimeler
AZAPSIZ19, AZATSIZ15, AZATLIK11, AZALTMA11, AZALMAK11
6 Harfli Kelimeler
AZAPLI14,
5 Harfli Kelimeler
AZADE10, AZAMİ9
4 Harfli Kelimeler
AZAP11, AZAR7, AZAT7
3 Harfli Kelimeler
AZA6
AZA (Kelime Kökeni: Arapça aʿżā)
-
Üye
Komşu gencine yüz vermemiş, çocuklu bir mahkeme azasıyla evlenmişti. - Reşat Nuri Güntekin
-
Vücut parçası, organ
Bu vücut, bütün azası kırılmış, birbiri üstüne yığılmış bir külçe hâlinde. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Birleşik Kelimeler: murahhas aza
AZAR (Kelime Kökeni: Farsça āzār)
- Paylama
Ata Sözleri ve Deyimler
- azar işitmek
AZAT (Kelime Kökeni: Farsça āzād)
- Serbest bırakma
- Okullarda paydos
- Serbest bırakılmış olan
Ata Sözleri ve Deyimler
- azat etmek (veya eylemek)
- azat olmak
Birleşik Kelimeler: akşam azadı
AZAMİ (Kelime Kökeni: Arapça aʿẓamī)
-
En çok, en üst, en büyük, en yüksek (derece, nicelik), maksimum, maksimal
Ben azami derecede haşarı ve uçarı bir çocuktum. - Yahya Kemal Beyatlı
- Maksimum
AZATLI
-
Azat edilmiş cariye veya köle
Haminnenin azatlıları bayramdan birkaç gün evvel geldiler. - Halide Edip Adıvar
AZAMET (Kelime Kökeni: Arapça ʿaẓamet)
- Ululuk, büyüklük
-
Gurur
Arkadaşlarımdan ayrılıp onun yanına geçmek azametime dokundu. - Reşat Nuri Güntekin
- Görkem, gösteriş, heybet
- Debdebe
-
Çalım, kurum, tekebbür
Şu her tarafından temizlik ve azamet akan şişman adama bile sorabilirdi. - Sait Faik Abasıyanık
Ata Sözleri ve Deyimler
- azamet satmak
AZALMA
-
Azalmak işi, eksilme, tenakus
Şu hayatta azalması gerektiğini öğrendiği an inadına çoğalan, cabadan doğuran bir şey varsa o da evhamdır. - Elif Şafak
AZADE (Kelime Kökeni: Farsça āzāde)
-
Başıboş, erkin, serbest
Elli yıldır şu ömür kervanının yolcusuyum / Öyle her yoldaşı sevmezse de azade huyum - İbrahim Alâeddin Gövsa
-
Başıboş, erkin, serbest olarak
Gürültüden azade yaşamak.
AZATLIK
-
Azat olma durumu, serbestlik
Hâlbuki bir elçi için bu kadarcık bir azatlık, bu kadarcık bir nefes alma imkânı dahi yoktur. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Azat edilme vakti gelmiş olan (cariye, köle)
AZALTMA
- Azaltmak işi
AZALMAK
-
Az denecek bir miktara inmek
Bakımsızlıklarla göçüp gitmiş bir cihan / Mevsimler soğumuş, sular azalmış - Fazıl Hüsnü Dağlarca
- Eskisinden az bir duruma gelmek
-
Etkisini yitirmek, hafiflemek
Sancısı azaldı.
AZAP (Kelime Kökeni: Arapça ʿaẕāb)
-
Büyük sıkıntı, eziyet, ezinç
Azabın, biliyorum, ölümden daha derin / Baba, isyan etmesin gökyüzüne kederin - Faruk Nafiz Çamlıbel
- İslam inanışına göre dünyada günah işlemiş olanlara ahirette verilecek ceza
Ata Sözleri ve Deyimler
- azap çekmek
- azap duymak
- azap vermek
Birleşik Kelimeler: cehennem azabı, kabir azabı, vicdan azabı
-
Anadolu'nun birçok bölgesinde çiftlik uşağı
Ertesi sabah bahçede gezinirken Mehmet, emektar azaplarından birini gördü. - Emine Işınsu
-
Yeniçeriler zamanında gerektikçe sancaklardaki gençlerden toplanıp ordu ve donanmaya katılan asker
Kocası ve büyük oğlu azap olarak orduya gitmişler, azap olarak ölmüşlerdi. - Nihal Atsız
AZARLAMA
-
Azarlamak işi, paylama
Büyük abla, kapının yanındaki iskemlenin üstünden fesimi aldığımı görünce çığlık çığlığa beni azarlamaya başladı. - Reşat Nuri Güntekin
AZAMETLİ
- Ulu, çok büyük
-
Gururlu
Kendisi gayet titiz, kibirli, azametli, öfkeli olduğu için hizmetçileri ve adamları korkarlar imiş. - Ahmet Rasim
- Görkemli, heybetli
- Debdebeli
-
Çalımlı, kurumlu
Hatta biraz da azametli, kibirli muamelesi bana epeyce garip görünmüştü doğrusu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
AZALTMAK
-
Az denecek bir miktara indirmek
İlk işleri kullandıkları renkleri azaltmak oluyor. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
-
Eskisinden az bir duruma getirmek
Dosta saygısızlık, dosttan çok saygısızın değerini azaltır. - Nermi Uygur
-
Etkisini yitirmesine sebep olmak, hafifletmek
Günlerdir kafasında, yüreğinde gittikçe artan ağırlığı biraz olsun azaltır mıydı bu? - Yusuf Atılgan