[isim]

[din bilgisi]

• Tanrı buyruğu ile insanların canını almakla görevlendirilen melek, alıcı, can alıcı

  Azrail ala canını, unuttura her sanını / Kara toprağa tenini kararlar bir eyyam gelir - Yunus Emre

Ata Sözleri ve Deyimler

• Azrail'e bir can borcu olmak (veya kalmak)
• Azrail'in elinden kurtulmak
• Azrail'le burun buruna gelmek
• Azrail gelince oğul, uşak sormaz

[isim]

[coğrafya]

• Yeryüzünün herhangi bir noktasında enleme bağlı olmaksızın meydana gelen olay

[sıfat]

• Azmi olan

• Kararında, tutumunda direnen, kararlı

  Simsiyah kısa bıyıkları, zeki parlak gözlerle aydınlanan azimli çehresini bütün bütün karartıyordu. - Hüseyin Cahit Yalçın

[isim]

[eskimiş]

• Gidiş

  Dâhiliye Nezaretinden mevrut telgrafta dahi azimetim bildirilmekte. - Atatürk

Ata Sözleri ve Deyimler

• azimet etmek

[isim]

[eskimiş]

• Azat edilmiş cariye veya köle

  Haminnenin azatlıları bayramdan birkaç gün evvel geldiler. - Halide Edip Adıvar

[isim]

• Ululuk, büyüklük

• Gurur

  Arkadaşlarımdan ayrılıp onun yanına geçmek azametime dokundu. - Reşat Nuri Güntekin

• Görkem, gösteriş, heybet

• Debdebe

• Çalım, kurum, tekebbür

  Şu her tarafından temizlik ve azamet akan şişman adama bile sorabilirdi. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

• azamet satmak

[isim]

• Azalmak işi, eksilme, tenakus

  Şu hayatta azalması gerektiğini öğrendiği an inadına çoğalan, cabadan doğuran bir şey varsa o da evhamdır. - Elif Şafak

[sıfat]

• İçinde azot bulunan

  Azotlu gübre.

[isim]

• Azıtmak işi

[sıfat]

• Azığı olan

[mecaz]

• Yoksulları doyuran

[isim]

• Azalma işi

[isim]

• Azışmak işi

[sıfat]

• Çok az, biraz

  Kahve caddeye oranla azıcık geride, bir bahçe içinde. - Salâh Birsel

[zarf]

• (azı'cık) Kısa bir süre

Ata Sözleri ve Deyimler

• azıcık aşım ağrısız başım

[sıfat]

• Sıkıntı, acı veren