AYIRABİLMEK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler
AYIRABİLMEK harflerini içeren 7 harfli 29 kelime bulunuyor. 7 harfli AYIRABİLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
BAYILMA13,
AMERİKA
- Dünya üzerinde yer alan bir kıta
Birleşik Kelimeler: Amerika tavşanı, Güney Amerika
ARAKİYE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaraḳiyye)
-
Dervişlerin giydikleri, tiftikten yapılmış ince külah
Kadir Efendi kalemi arakiyesinin arasına soktu. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
- Bir tür küçük zurna
KREMALI
-
Kreması olan
Kremalı pasta.
KARILMA
- Karılmak işi
KALİBRE (Kelime Kökeni: Fransızca calibre)
- Mermilerde, ateşli silahlarda çap
- Kişinin çapı
MARKALI
- Markası olan
MERAKLI
-
Her şeyi anlamak ve bilmek isteyen, araştırıcı, mütecessis
Başımı kaldırınca Mustafa'nın meraklı gözleriyle karşılaşıyorum. - Ahmet Ümit
-
Bir şeye çok düşkün olan, sürekli onunla uğraşan
Sedef ve gümüş kakmalı bıçaklara, revolverlere meraklıydı. - Yahya Kemal Beyatlı
- Kendisini ilgilendirmeyen bir konuda bilgi sahibi olmaya çalışan (kimse)
-
Kaygılı
O meraklı bir kadındır, patırtı çekemez.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ... meraklısı (olmak)
RAKAMLI
-
Rakamı olan, içinde rakam bulunan
Üç rakamlı sayı.
AKAMBER (Kelime Kökeni: Türkçe ak + Arapça ʿanber)
- Özellikle amber balığının bağırsaklarından çıkarılan, kül renginde, yapışkan, bükülgen ve misk gibi kokusu olan bir taş
- Sıcak ülkelerde yetişen bir ağaçtan elde edilen katı, güzel kokulu reçine
AMABİLE (Kelime Kökeni: İtalyanca amabile)
- Sevimli ve cana yakın bir biçimde (çalınmak)
BİRALIK
-
Bira yapmakta kullanılan
Biralık arpa.
KAMELYA (Kelime Kökeni: Fransızca camélia)
- Çaygillerden, büyük, beyaz, pembe veya kırmızı renkte çiçekler açan, dayanıklı yapraklı bir bitki, Japon gülü, Çin gülü (Camellia japonica)
MİRALAY (Kelime Kökeni: Farsça mīr + Türkçe alay)
-
Albay
Heyet ve miralay Galip Bey huzura girdiler. - Necip Fazıl Kısakürek
MAKABİL (Kelime Kökeni: Arapça māḳabl)
- Bir şeyin öncesi, geçmişi
Birleşik Kelimeler: makabline şamil
AYIRMAK
-
Bölmek
Elmayı dörde ayırmak.
-
Bir bütünden bir parçayı herhangi bir amaçla bir tarafa koymak, saklamak
Çocuklara pastadan biraz ayırdım.
- Bir yeri bir engelle bölmek
- Birbirinden uzaklaştırmak
- Nitelik değişikliğini anlamak, fark etmek
-
Seçmek
Günün fıkralarından bu kitaba ayırdıklarım pek azdır. - Falih Rıfkı Atay
-
İki veya daha çok kimse arasındaki anlaşmayı, uzlaşmayı bozmak
Karıyı kocasından ayırmak.
-
Farklı davranmak, fark gözetmek
Çocuklarımın hepsini aynı derecede severim, onları hiç birbirinden ayırır mıyım?
-
Bir şey veya yeri, bir şey veya kimse için kullanmayı belirlemek, tahsis etmek
Odayı çocuklara ayırmak.