AYRICALIKLILIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

AYRICALIKLILIK harflerini içeren 5 harfli 45 kelime bulunuyor. 5 harfli AYRICALIKLILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AYICI12, ARICI10, ACILI10, ALICI10, AKICI10, ILICA10, KIRCI10, ARACI9, KIYIK9, KALCI9, KIRCA9, YIKIK9, YILIK9, YILKI9, YIRIK9, CARLI9, AYRIK8, AYLIK8, KIYAK8, KIRAY8, KAYIR8, KAYIK8, LAYIK8, YARIK8, AYLAK7, KALYA7, KALAY7, KIRIK7, KIRKI7, KILIK7, KILIR7, KILLI7, KAYRA7, KAYAR7, KAYAK7, LIKIR7, YARAK7, YALAK7, YARKA7, ALLIK6, AKLIK6, KARIK6, KARLI6, KALIK6, KALAK5

KALAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Burun, burun ucu
  • Gelin tacı
  • Tezek yığını

ALLIK

[isim]

  • Al olma durumu

    Yanaklarının allığından kinaye, ona alyanak lakabını takmışlar. - Sermet Muhtar Alus

  • Kadınların süs için yanaklarına sürdükleri al boya

AKLIK

[isim]

  • Ak olma durumu

    Ocaktan aklığını yitirmiş bir bezle döndü, yeni gelenin masasını sildi. - Rıfat Ilgaz

  • Kadınların makyaj için yüzlerine sürdükleri beyaz bir sıvı, düzgün

Birleşik Kelimeler: yüz aklığı

KARIK

[isim]

  • Kar yağmış bir alana bakma sonucu ortaya çıkan göz kamaşması

[sıfat]

  • Karlı bir alana bakma sonucu kamaşmış (göz)

[isim]

[halk ağzında]

  • Ark
  • Arklar arasında kalan toprak parçası
  • Sabanla açılan çizi

KARLI

[sıfat]

  • Üstünde kar bulunan

    Baş pınarın karlı suyun içelim / Gurbet kalesini tezce geçelim - Halk türküsü

  • Kar yağan

    Kışın çok karlı, tipili günlerinden başka günlerini günahı kadar sevmezdi. - Osman Cemal Kaygılı

[sıfat]

  • Kârı olan, kazançlı

    Şimdi ayrıntılara girmeyelim. Kitapta yazılanlara inanmak, inanmamaktan çok daha kârlıdır. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: kârlı iş

KALIK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Kalmış, artmış
  • Eskimiş
  • Evlenme çağı geçmiş, evde kalmış (kız)
  • Eksik, noksan

AYLAK

[sıfat]

  • İşsiz, boş gezen, avare (kimse)

    Develer daylak / Sevenler aylak / Sen kimin yârisin / Her yanın oynak - Halk türküsü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aylak adam işidir
  • aylak olmak

KALYA (Kelime Kökeni: Arapça ḳalya)

[isim]

  • Sadeyağ ile pişirilen bir tür kabak veya patlıcan yemeği

KALAY

[isim]

[kimya]

  • Atom numarası 50, atom ağırlığı 118,7, yoğunluğu 7,29 olan, 232 °C'de eriyen, gümüş beyazlığında, kolay işlenebilen, yumuşak bir element (simgesi Sn)
  • Kalaylanmış bir kabın üzerindeki alaşım tabakası

    Pencereye, elinde yeni kalaydan çıkmış bir bakır sahanla orta yaşlı kadın geldi. - Osman Cemal Kaygılı

[mecaz]

  • Aldatıcı görünüş

[argo]

  • Sövme, küfür

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalayı basmak

Birleşik Kelimeler: kalaybalık, kalayhane

KIRIK

[sıfat]

  • Kırılmış olan

    Ahmet hemen heybesini açtı ve makasını, kırık tarağını çıkardı. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu

  • Tam nota göre düşük olan (not)

    Üç dersten kırığı var. Kırık not.

  • Saf renkten hafif uzaklaşmış

    Kırık beyaz.

[isim]

  • Kırılmış bir şeyden ayrılan parça

    Cam kırığı.

[isim]

  • Kemiğin bir etki ile kırılması

    Kolunda kırık yok ama çıkık var.

[isim]

  • Bir şeyin kırılan yeri

    Bunun kırığı neresinde?

[isim]

  • Kırıntı

    Ekmek kırığı.

  • Melez

    Kırık tazı.

[isim]

  • Tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul

[mecaz]

  • Gücenmiş, üzgün

    Eşlerde, çocuklarda o üzgün, kırık bakış. - Behçet Necatigil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kırığı olmak
  • kırık plak gibi

Birleşik Kelimeler: kırık çizgi, kırık dökük, kırık hava, ırzı kırık, ipi kırık, kalbi kırık, kıçı kırık

[isim]

[halk ağzında]

  • Kadının veya erkeğin yasalara ve törelere aykırı olarak ilişki kurduğu erkek veya kadın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kırığı olmak

Birleşik Kelimeler: kırık dölü

[isim]

[jeoloji]

  • Fay

KIRKI

[isim]

  • Kırkma işi
  • Davarların yün veya kıllarını kırkmaya yarayan makasa benzer araç

KILIK

[isim]

  • Bir kimsenin giyinişi, dış görünüşü, üst baş

    Delikanlı kopuklar, kılıklarından, giyinişlerinden belli oluyorlar. - Memduh Şevket Esendal

[halk ağzında]

  • Bir kimsenin resmi, fotoğraf

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kılığa bürünmek
  • kılığına girmek
  • kılıktan kılığa girmek

Birleşik Kelimeler: kılık kıyafet

KILIR

[isim]

[bitki bilimi]

  • Maydanozgillerden, bir yıllık ve özel kokulu otsu bir bitki (Ammi visnaga)

KILLI

[sıfat]

  • Kılı olan, kıl ile kaplı

    İhtiyarın zayıf damarları kabarmış kıllı elleri dizlerinin üstündeydi. - Peyami Safa

KAYRA

[isim]

  • Yüksek tutulan veya sayılan birinden gelen iyilik, lütuf, ihsan, atıfet, inayet

Birleşik Kelimeler: Tanrı kayrası