AYRICALIKLI Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

AYRICALIKLI harflerini içeren 6 harfli 42 kelime bulunuyor. 6 harfli AYRICALIKLI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ayrıcalıklı ile başlayan 6 harfli kelimeler. İçinde Ayrıcalıklı olan 6 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

KIYICI14, YIKICI14, KIYACI13, YAKICI13, YARICI13, AYARCI12, AYRICA12, ALAYCI12, KIRICI12, ACILIK11, ACIKLI11, AKILCI11, ILICAK11, KALICI11, RAKICI11, ARICAK10, AYILIK10, AYRILI10, AYKIRI10, ACIRAK10, KRALCI10, KARACI10, KILCAL10, LAKACI10, YILLIK10, CIRLAK10, CAKALI10, AYARLI9, AYAKLI9, ALAYLI9, YAKALI9, YAKARI9, YARALI9, YARLIK9, ARILIK8, AKILLI8, IRAKLI8, KARILI8, ARKALI7, ARALIK7, ARAKLI7, KARALI7

ARKALI

[sıfat]

  • Arkası olan

[mecaz]

  • Koruyanı, dayanağı olan, pistonlu, iltimaslı

    Kadronun dört yüzden yukarısı masabaşında bile oturmayan arkalıların. - Rıfat Ilgaz

ARALIK

[isim]

  • Ara

    İki masa arasında bir metre aralık var.

  • Uygun, elverişli durum, fırsat
  • Evin iki bölümü veya iki oda arasındaki dar geçit, geçenek, koridor
  • Yılın on ikinci ayı, ilk kânun, kânunuevvel
  • Tuvalet
  • Basımcılıkta harfler veya satırlar arasındaki açıklık, espas

[sıfat]

  • Yarı açık, tam kapanmamış

    İyice kararmış çarpık bir tahta kapı aralık duruyordu. - Çetin Altan

[ekonomi]

  • Borsada hisse senetlerinin alım satım emirlerinin verildiği süre

[fizik]

  • Bir sesi bir başka sesten, kalına veya inceye doğru ayıran uzaklık

[müzik]

  • İki nota arasındaki perde uzaklığı

[müzik]

  • Portenin paralel çizgileri arasındaki boşluk

    Portenin beş çizgisi arasında dört aralık vardır.

[spor]

  • Toplu beden eğitiminde art arda dizilenleri ayıran açıklık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aralık vermek

Birleşik Kelimeler: aralık korozyonu, aralık oyunu, bir aralık, dar aralık, o aralık, hava aralığı, tavan aralığı

[isim]

  • Iğdır iline bağlı ilçelerden biri

ARAKLI

[isim]

  • Trabzon iline bağlı ilçelerden biri

KARALI

[sıfat]

  • Karası (II) olan
  • Üzeri kalemle karalanmış

Birleşik Kelimeler: aklı karalı

ARILIK

[isim]

  • Temizlik, saffet, sililik
  • Günahsızlık

    Aynı anda, gözlerini ovuşturduğunu, sonra bir çocuk arılığıyla gülümsediğini gördü. - Tahsin Yücel

[isim]

  • Kovanların konulduğu yer, kovanlık

AKILLI

[sıfat]

  • Gerçeği iyi gören ve ona göre davranan, akil

    İkisi de zeki adamdı, akıllı adamdı, yapıcı adamdı. - Yusuf Ziya Ortaç

[ünlem]

  • Karşısındakini küçümseme amacıyla söylenen bir söz

[alay yollu]

  • Uyanık geçinen

    Akıllıya bak, bu işten kendisine bir pay çıkarmak istiyor.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akıllı düşününceye kadar deli çocuğunu (veya oğlunu) everir
  • akıllı geçinmek
  • akıllı köprü arayıncaya dek deli suyu geçer
  • akıllım
  • akıllı olmak

Birleşik Kelimeler: akıllı başlı, akıllı uslu, adamakıllı, horoz akıllı, sivri akıllı, uslu akıllı, yarım akıllı

IRAKLI

[isim]

  • Irak halkından veya bu halkın soyundan olan kimse

KARILI

[sıfat]

  • Herhangi bir nitelik veya nicelikte karısı olan

Birleşik Kelimeler: karılı kocalı, çok karılı

AYARLI

[sıfat]

  • Ayarlanmış, doğru çalışması sağlanmış, düzeltilmiş (saat, makine vb.)
  • Belirli bir ayarda olan (altın veya gümüş)

Birleşik Kelimeler: ayarlı pense, zaman ayarlı

AYAKLI

[sıfat]

  • Ayağı olan

    Odanın ortasına üç ayaklı masayı koymuş, etrafına sandalyeleri diziyordu. - Peyami Safa

  • Bir destekle yere dayanan

    Ayaklı kadeh.

  • Ayakla işletilen

    Ayaklı dikiş makinesi.

Birleşik Kelimeler: ayaklı ansiklopedi, ayaklı canavar, ayaklı gazete, ayaklı koşma, ayaklı kütüphane, ayaklı mâni, iki ayaklı, kan ayaklı, kanı ayaklı, çift ayaklılar, çok ayaklılar, dört ayaklılar, karından ayaklılar, kolsu ayaklılar, kürek ayaklılar, on ayaklılar, perde ayaklılar, yüzgeç ayaklılar

ALAYLI

[isim]

[askerlik]

  • Erlikten yetişmiş, askerî okullarda okumadan başarı gösterip rütbe alan ve yükselen subay

[sıfat]

[mecaz]

  • Gerekli okul eğitimini görmeden kendini yetiştirmiş olan (kimse), mektepli karşıtı

[sıfat]

  • Alay edici, küçümseyici, müstehzi

    Sesi alaylı bir ahenkle kadının kulaklarına çarptı. - Mithat Cemal Kuntay

[sıfat]

  • Gösterişli, görkemli, debdebeli

    Düriye'min güğümleri kalaylı / Fistan giymiş, etekleri alaylı - Halk türküsü

YAKALI

[sıfat]

  • Herhangi bir biçimde yakası olan

    Damat orta yaşlı bir zat olup kadife yakalı lacivert bir palto giymişti. - Haldun Taner

Birleşik Kelimeler: yakalı kamçılılar, altın yakalı, beyaz yakalı, çelik yakalı, mavi yakalı, pembe yakalı, yeşil yakalı

[isim]

[halk ağzında]

  • Boynu üzerinde manto yakasına benzeyen tüyleri bulunan bir tür güvercin

YAKARI

[isim]

  • Yakarış

YARALI

[sıfat]

  • Yarası olan, yaralanmış (kimse), mecruh

    Yaralılarımızı develer üstünde götürüyoruz. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]

  • Dertli, üzüntülü

    Her şeye layık ama layık olduğu hiçbir şeye kavuşamamış bir yaralı adamdı. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yaralı kuşa kurşun sıkılmaz
  • yaralı parmağa işememek

Birleşik Kelimeler: gönlü yaralı, yüreği yaralı

YARLIK

[isim]

[tarih]

  • Ferman