Aye ile Biten Kelimeler

AYE ile biten 15 kelime bulunuyor. Sonu AYE olan kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Aye ile başlayan kelimeler. İçinde aye olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

11 Harfli Kelimeler

HADDİKİFAYE27

9 Harfli Kelimeler

İLANİHAYE15

8 Harfli Kelimeler

FÜRUMAYE20

7 Harfli Kelimeler

PESPAYE18, SERMAYE11

6 Harfli Kelimeler

VİKAYE14, HİMAYE13, HİKAYE12, KİNAYE8

5 Harfli Kelimeler

FUAYE14, EMAYE8

4 Harfli Kelimeler

GAYE10, PAYE10, DAYE8, SAYE7

SAYE (Kelime Kökeni: Farsça sāye)

[isim]

[eskimiş]

  • Gölge

[mecaz]

  • Koruma, yardım

KİNAYE (Kelime Kökeni: Arapça kināye)

[isim]

  • Düşünüleni dolaylı olarak anlatan söz

    Babam bu kinayeyi anlardı sanırım fakat anlamamazlıktan gelirdi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Üstü kapalı, sitemli, dokunaklı söz

    Demek lokantadaki kinayeler hep ona karşıydı. Aleyhine bir şeyler kuruluyordu. - Sait Faik Abasıyanık

[edebiyat]

  • Bir sözü gerçek anlamının dışında kullanma sanatı

EMAYE (Kelime Kökeni: Fransızca émaillé)

[sıfat]

  • Üzeri emayla kaplanmış olan

    Emaye tencere.

[isim]

  • Fotoğrafçılıkta ışığa karşı hassas malzeme

DAYE (Kelime Kökeni: Farsça dāye)

[isim]

[eskimiş]

  • Dadı

GAYE (Kelime Kökeni: Arapça ġāye)

[isim]

  • Elde edilmesi gereken, ulaşılmak istenen şey, amaç, maksat

    İnsanoğlunun gayesi ölmek değil, yaşamak ve galebe çalmaktır. - Mehmet Kaplan

PAYE (Kelime Kökeni: Farsça pāye)

[isim]

[eskimiş]

  • Rütbe

    Lalalık, kavaslık derecelerinden kalfalık payesine yükseldiği bir sırada İsmail'in oğlu yanımdan uzaklaştırıldı, gitti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Derece, aşama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • paye vermek

SERMAYE (Kelime Kökeni: Farsça ser + māye)

[isim]

[ekonomi]

  • Bir ticaret işinin kurulması, yürütülmesi için gereken anapara ve paraya çevrilebilir malların tamamı, anamal, başmal, kapital, meta, resülmal

    Komisyoncu demek, metelik sermayesi olmayan tüccar demektir. - Aka Gündüz

  • Varlık, servet

[mecaz]

  • Konu

    Bu lakırtı, bir hafta havuzlu kahvenin sermayesi oldu. - Refik Halit Karay

[mecaz]

  • Genelev kadını

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sermaye yapmak (veya etmek)
  • sermayeyi doğrultmak
  • sermayeyi kediye yüklemek

Birleşik Kelimeler: sermaye mal, sermaye piyasası, döner sermaye, kayıtlı sermaye, mütedavil sermaye

HİKÂYE (Kelime Kökeni: Arapça ḥikāye)

[isim]

  • Bir olayın sözlü veya yazılı olarak anlatılması

    Salonunda toplanmıştık geçen gece beş on kişi / Vardı onun kendine has bir hikâye söyleyişi - Enis Behiç Koryürek

[argo]

  • Aslı olmayan söz, olay

    Anlattıkları hep hikâye idi.

[edebiyat]

  • Gerçek veya tasarlanmış olayları anlatan düzyazı türü, öykü

[tıp]

  • Hastanın rahatsızlığı ile ilgili geçmişi

[tıp]

  • Hastalığın teşhis ve tedavisiyle ilgili her türlü bilgi, epikriz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hikâye etmek

Birleşik Kelimeler: hikâye birleşik zamanı, uzun hikâye, hayat hikâyesi, yılan hikâyesi

HİMAYE (Kelime Kökeni: Arapça ḥimāye)

[isim]

  • Koruma, gözetme, esirgeme, koruyuculuk, gözetim

    Henüz ana himayesine ne kadar muhtaç olduğunu görüyorum. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Kayırma, elinden tutma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • himaye etmek
  • himaye görmek
  • himayesine almak

VİKAYE (Kelime Kökeni: Arapça viḳāye)

[isim]

[eskimiş]

  • Koruma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • vikaye etmek

FUAYE (Kelime Kökeni: Fransızca foyer)

[isim]

  • Dinlenmelik

    Tiyatronun ışıl ışıl fuayesinde içeri doğru yürürken babam koluna girmemi istemişti. - Adalet Ağaoğlu

İLANİHAYE (Kelime Kökeni: Arapça ilānihāye)

[zarf]

  • Sonsuza kadar

    Bu çıplak karakol odasında ilanihaye unutulup kalmak istiyorlardı. - Reşat Nuri Güntekin

[sıfat]

  • Sonsuz

    Kısıtlı imkânlarla yaratılan sınırsızlık, yokluktan çıkan varsıllık, türlerin tükendiği yerde boy veren ilanihaye çeşitlilikti. - Elif Şafak

PESPAYE (Kelime Kökeni: Farsça pest + pāye)

[sıfat]

  • Alçak, soysuz, aşağılık

    Zaten yemişleri asil ve pespaye olarak ikiye tasnif etmek pek kolaydır. - Refik Halit Karay

FÜRUMAYE (Kelime Kökeni: Farsça furū + māye)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Sütü bozuk, mayası bozuk, soysuz

HADDİKİFAYE (Kelime Kökeni: Arapça ḥadd + kifāye)

[isim]

[eskimiş]

  • Yeterlik derecesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • haddikifayeyi bulmak