AVUSTRALYA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

AVUSTRALYA harflerini içeren 5 harfli 37 kelime bulunuyor. 5 harfli AVUSTRALYA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Avustralya ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Avustralya olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

YUVAR14, YAVRU14, SUVAT13, SAVUR13, TAVUS13, AVURT12, SAVLA12, SAVAT12, TUVAL12, TAVAS12, VASAT12, AVRAT11, AVARA11, LAVTA11, LARVA11, TAVLA11, VARTA11, UYSAL9, AYSAR8, SLAYT8, SALYA8, SARAY8, YULAR8, YASAL8, SURAT7, SULTA7, SALUR7, ASTAR6, ATLAS6, LASTA6, RASAT6, SALTA6, SALAT6, SARAT6, TASAR6, TALAS6, TARLA5

TARLA

[isim]

  • Tarıma elverişli olan, sınırlı ve belirli toprak parçası

    Denizciler aralarında, karadaki tarla sahiplerinden çok daha fazla, hem çok daha candan yardımlaşırlar. - Halikarnas Balıkçısı

  • Deniz hayvanlarının çok olduğu yer

    İstiridye tarlası. Midye tarlası.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarla açmak
  • tarlada izi olmayanın harmanda sözü (veya yüzü) olmaz
  • tarlanın taşlısı, karının (veya kadının) saçlısı
  • tarlayı taşlı, kızı kardeşli yerden almalı

Birleşik Kelimeler: tarla faresi, tarla kuşu, tarla sıçanı, bamyatarlası, çeltik tarlası, dalyan tarlası, mayın tarlası

ASTAR (Kelime Kökeni: Farsça āster)

[isim]

  • Giyecek, perde, çanta, ayakkabı vb. şeylerde, kumaşın veya derinin iç tarafına geçirilen ince kat
  • Sıvanacak, boyanacak yerlere boyadan önce sürülen kat

    Siz hiç eski tahtalara yağlı boya yaptınız mı? / Bütün iş ilk çekilen boyadadır, astarda - Behçet Necatigil

  • Gemicilikte bir şeyi sağlamlaştırmak için kullanılan bez, halat, ağaç vb

Ata Sözleri ve Deyimler

  • astar bol olmayınca yüze gelmez
  • astarı yüzünden pahalı olmak (veya pahalıya gelmek)
  • astar sürmek (veya vurmak veya çekmek)

Birleşik Kelimeler: astar boyası, astar kaplama, aslı astarı

ATLAS (Kelime Kökeni: Arapça aṭlas)

[isim]

  • Yüzü parlak, sık dokunmuş bir ipekli kumaş türü, saten

Birleşik Kelimeler: atlas çiçeği, atlas kemiği

[isim]

[coğrafya]

  • Dünyanın, bir ülkenin, bir bölgenin fiziksel ve siyasal coğrafyası ile ekonomi, tarih vb. konularda toplu bilgi vermek için bir araya getirilmiş coğrafya haritaları derlemesi
  • Bir konuyu açıklamak için hazırlanmış resim veya levhalardan oluşmuş kitap

    Anatomi atlası. Dil atlası.

    Atıldığın bu macerada yolunu kaybedecek olursan bu düş atlasının sayfalarını karıştırabilirsin. - İhsan Oktay Anar

Birleşik Kelimeler: dil atlası, gök atlası

LASTA (Kelime Kökeni: Fransızca lasta)

[isim]

[matematik]

  • Kuzey Avrupa'da kullanılan, 2000 kilograma yakın gemi yüklerine ve büyük miktardaki ticaret mallarına değer biçmeye yarayan kütle ölçü birimi

RASAT (Kelime Kökeni: Arapça raṣad)

[isim]

[gök bilimi]

  • Gözlem

    Türkler Belgrat'a yaklaştıkları zaman evvelki keşif ve rasat merkezi olmak üzere Havale kalesini inşa etmişlerdi. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: rasathane

SALTA (Kelime Kökeni: İtalyanca salto)

[isim]

  • Köpeğin arka ayakları üzerine ayağa kalkması

Ata Sözleri ve Deyimler

  • salta durmak

[isim]

[denizcilik]

  • Gergin duran bir halatı biraz koyuverme işi

[isim]

[eskimiş]

  • Yakasız, iliksiz, kolları bolca bir tür kısa ceket

    Saltasını omzuna attı. Dışarıya çıktı. - Ömer Seyfettin

SALAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣalāt)

[isim]

[din bilgisi]

  • Namaz
  • Hz. Muhammed'in adı anıldığında saygı göstermek için okunan dua

Birleşik Kelimeler: salatüselam

SARAT

[isim]

[halk ağzında]

  • Büyük delikli kalbur

TASAR

[isim]

  • Bir iş, bir düşünce sırasını, düzeyini gösteren resim, yazı, plan

Birleşik Kelimeler: tasar çizim, ön tasar

TALAS

[isim]

  • Kayseri iline bağlı ilçelerden biri

SURAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣūret)

[isim]

  • Yüz (II)

    Neredense suratına bir de sinek musallat olmuştu. - Attila İlhan

[mecaz]

  • Somurtkanlık, asık yüzlülük

[mecaz]

  • Soğuk davranma

    Ne vurdumduymaz misafirdi bunlar, ne surattan anlıyorlardı ne rumuzdan ne kinayeden. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • surat (veya suratı) bir karış
  • surata bak süngüye davran
  • surat asmak
  • surat etmek
  • suratı bir karış asılmak
  • suratı değişmek
  • suratı kasap süngeriyle silinmiş
  • suratına indirmek
  • suratından düşen bin parça olmak
  • suratını dağıtmak
  • suratını ekşitmek (veya buruşturmak)
  • suratı sirke satmak
  • surat kalmamak
  • surat mahkeme duvarı

Birleşik Kelimeler: surat düşkünü, asık surat, çatık surat, ekşi surat, kepçe surat

SULTA (Kelime Kökeni: Arapça sulṭa)

[isim]

[eskimiş]

  • Otorite

    Hepimiz insanız Süleyman, aynı mayanın sultasındayız. - Turan Oflazoğlu

  • Yetke

SALUR

[isim]

[tarih]

  • Oğuz Türklerinin yirmi dört boyundan biri

AYSAR

[sıfat]

  • Ayın etkisiyle huyunun değiştiği sanılan (kimse)
  • Değişken huylu, kararsız (kimse)

SLAYT (Kelime Kökeni: İngilizce slide)

[isim]

  • Saydam