AVRUPALILIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

AVRUPALILIK harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli AVRUPALILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

PRUVA16, VAPUR16, LAVUK12, VAKUR12, VAKIA12, AVLAK11, KRAVL11, KAVAL11, LARVA11, VARAK11, VAKAR11, KAPLI10, KALIP10, KLAPA9, LAKAP9, PLAKA9, PARKA9, KILIR7, KILLI7, LIKIR7, ALLIK6, KURAL6, KARLI6, UKALA6

ALLIK

[isim]

  • Al olma durumu

    Yanaklarının allığından kinaye, ona alyanak lakabını takmışlar. - Sermet Muhtar Alus

  • Kadınların süs için yanaklarına sürdükleri al boya

KURAL

[isim]

  • Bir sanata, bir bilime, bir düşünce ve davranış sistemine temel olan, yön veren ilke, nizam

    Dil bilgisi kuralları.

  • Davranışlarımıza yön veren, uyulması gereken ilke

    O, yirmi beş yaşına kadar umumi kurallara, yargılara sığmayan bir hayat yaşamıştır. - Halide Edip Adıvar

Birleşik Kelimeler: kural dışı, kurala aykırı, üç birlik kuralı, görgü kuralları, yazım kuralları

KARLI

[sıfat]

  • Üstünde kar bulunan

    Baş pınarın karlı suyun içelim / Gurbet kalesini tezce geçelim - Halk türküsü

  • Kar yağan

    Kışın çok karlı, tipili günlerinden başka günlerini günahı kadar sevmezdi. - Osman Cemal Kaygılı

[sıfat]

  • Kârı olan, kazançlı

    Şimdi ayrıntılara girmeyelim. Kitapta yazılanlara inanmak, inanmamaktan çok daha kârlıdır. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: kârlı iş

UKALA (Kelime Kökeni: Arapça ʿuḳalā)

[sıfat]

  • Kendini akıllı ve bilgili sanan, bilgiçlik taslayan (kimse)

    Sinirli, ukala, münasebetsiz herifin biridir. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: ukala dümbeleği

KILIR

[isim]

[bitki bilimi]

  • Maydanozgillerden, bir yıllık ve özel kokulu otsu bir bitki (Ammi visnaga)

KILLI

[sıfat]

  • Kılı olan, kıl ile kaplı

    İhtiyarın zayıf damarları kabarmış kıllı elleri dizlerinin üstündeydi. - Peyami Safa

LIKIR

[isim]

  • Sıvıların bir kaptan akarken çıkardığı ses

Birleşik Kelimeler: lıkır lıkır

KLAPA (Kelime Kökeni: Almanca Klappe)

[isim]

  • Yakanın göğse doğru inen devrik bölümü

LAKAP (Kelime Kökeni: Arapça laḳab)

[isim]

  • Bir kimseye, bir aileye kendi adından ayrı olarak sonradan takılan, o kimsenin veya o ailenin bir özelliğinden kaynaklanan ad

    Öyleyse bana da bir lakap bul, dedi, sallanmaktan başı dönen tuzluğu nihayet masaya bırakabildiğinde. - Elif Şafak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lakap takmak

PLAKA (Kelime Kökeni: İtalyanca placca)

[isim]

  • Kamyon, otomobil vb. kara taşıtlarına takılan numara levhası
  • Metal yaprak

    Okşuyorum onu; parmaklarımı tuşlarda, küçük, altın plakanın üstünde gezdiriyorum. - İnci Aral

  • Plak

Birleşik Kelimeler: geçici plaka, kırmızı plaka, mozaik plaka

PARKA (Kelime Kökeni: Fransızca parka)

[isim]

[askerlik]

  • Genellikle askerin açık hava eğitimi ve manevra sırasında giydiği soğuğa karşı koruyucu, başlıklı bir tür üstlük
  • Genellikle gençlerin giydiği başlıklı bir tür üstlük

KAPLI

[sıfat]

  • Kaplanmış olan

    Çantasından çok sayfalı, maroken kaplı küçük bir defter çıkardı. - Ömer Seyfettin

  • Kabı olan
  • Ciltli

KALIP (Kelime Kökeni: Arapça ḳālib)

[isim]

  • Bir şeye biçim vermeye veya eski biçimini korumaya yarayan araç

    İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir. - Peyami Safa

  • Biçki modeli, patron

[sıfat]

  • Genellikle küp biçiminde yapılan

    Bir kalıp peynir.

    İki kalıp sabun.

[mecaz]

  • Gösterişli görünüş

    Kalıbına bakarsan aslan gibi.

[mecaz]

  • Biçim, durum

    Muayyen bir kalıba girecek insana benzemiyordu. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]

  • Yenilikten uzak, özgün olmayan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalıba dökmek
  • kalıba vurmak
  • kalıbı değiştirmek (veya dinlendirmek)
  • kalıbından utanmamak
  • kalıbını basmak
  • kalıbının adamı olmamak
  • kalıp gibi oturmak
  • kalıp gibi serilmek
  • kalıp gibi uyumak
  • kalıp kesilmek
  • kalıptan kalıba girmek

Birleşik Kelimeler: kalıp kıyafet, kalıp sigarası, alçı kalıp, basmakalıp, baskı kalıbı, basma kalıbı, buz kalıbı, pasta kalıbı, silme kalıbı, yüz kalıbı

AVLAK

[isim]

  • Avı çok olan yer, av yeri

KRAVL (Kelime Kökeni: İngilizce crawl)

[isim]

[spor]

  • Dizleri bükmeksizin bacakları hızla hareket ettirerek kulaçla yüzme

    Sen önce kravl yüzüşünü düzeltmelisin. - Falih Rıfkı Atay