ATIYORUM Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

ATIYORUM harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli ATIYORUM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

YORUM10, AYRIM9, UYARI9, YUTMA9, YOMRA9, YORTU9, YORMA9, YARIM9, YATIM9, AYRIT8, ORTAY8, TORUM8, YATIR8, ARMUT7, ARTIM7, MURAT7, MARTI7, ORTAM7, TOMAR7, TIMAR7, TARIM7

ARMUT (Kelime Kökeni: Farsça emrūd)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Gülgillerden, çiçekleri beyaz, Türkiye'nin her yerinde yetişen bir ağaç (Pirus communis)

[bitki bilimi]

  • Bu ağacın tatlı ve sulu, yumuşak, ufak çekirdekli meyvesi

    Tavanda hevenk hevenk üzümler, elmalar, armutlar, ayvalar sarkıyordu. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat]

[argo]

  • Çok bön, çok aptal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • armudun iyisini (dağda) ayılar yer
  • armudun önü, kirazın sonu
  • armudun sapı var, üzümün (veya kirazın) çöpü var demek
  • armudu soy ye, elmayı say ye
  • armut dalının dibine düşer
  • armut gibi
  • armut piş ağzıma düş!

Birleşik Kelimeler: armut hoşafı, armut kabağı, armut kompostosu, armut kurusu, armut top, akça armudu, Amerikan armudu, bey armudu, çakal armudu, dağ armudu, deveci armudu, Hint armudu, Japon armudu, yaban armudu

ARTIM

[isim]

[halk ağzında]

  • Artış

MURAT (Kelime Kökeni: Arapça murād)

[isim]

  • İstek, dilek
  • Amaç, erek, gaye

    Günlerdir gelip bizimle sohbet ediyorsun. Muradın nedir? - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • murada (veya muradına) ermek
  • muradı gözünde kalmak
  • murat almak
  • murat etmek

MARTI (Kelime Kökeni: İtalyanca martin)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Martıgillerden, çoğu beyaz renkte, eti yenmez, yüzücü, perde ayaklı deniz kuşlarının ortak adı (Larus)

    Martıların ve askerlerin oranın en sadık nöbetçileri olduğunu her geçişimde gördüm. - Asaf Halet Çelebi

Birleşik Kelimeler: küçük martı

ORTAM

[isim]

  • Canlı bir varlığın içinde bulunduğu doğal veya maddi şartların bütünü

    Şu dehşet ortamının altında koskoca bir yalnızlar dünyası yatıyor. - Adalet Ağaoğlu

  • Bir topluluğun veya toplulukların hareket alanı, platform

[mecaz]

  • Bir kimsenin veya bir insan topluluğunun yaşayışını etkileyen ruhsal, toplumsal ve kültürel etkilerin bütünü

    Sanat ortamı. Çalışma ortamı.

[ruh bilimi]

  • Nesnel ve toplumsal yönlerle bazen kişinin iç dünyasını da kapsayan yakın çevre, vasat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ortama ayak uydurmak
  • ortama uymak
  • ortam yaratmak

Birleşik Kelimeler: çoklu ortam, ekolojik ortam, iletişim ortamı, kültür ortamı, veri ortamı

TOMAR (Kelime Kökeni: Arapça ṭūmār)

[isim]

  • Dürülerek boru biçimi verilmiş deriler veya kâğıtlar

[askerlik]

  • Topun içini silmekte kullanılan, ucu fırçalı çubuk

Birleşik Kelimeler: tomar tomar, bir tomar

TIMAR (Kelime Kökeni: Farsça tīmār)

[isim]

  • Binek hayvanlarının kıllarını, derisini temizleme

    Tımar tam bir saat sürüyor, yarım saat hayvanın bir tarafı, yarım saat öbür yanı. - Haldun Taner

  • Ağaç bakımı

    Merkeplere atladılar, şeftali bahçelerinden geçtikten sonra tımar görmemiş sık, gür bir ayvalığa daldılar. - Refik Halit Karay

  • Yara bakımı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tımar etmek

Birleşik Kelimeler: tımarhane, deve tımarı

[isim]

[tarih]

  • Anadolu Selçukluları ve Osmanlılarda, belirli görev ve hizmet karşılığında kişilere verilen, yıllık geliri 3.000-20.000 akçe olan toprak

TARIM

[isim]

  • Bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, kalite ve verimlerinin yükseltilmesi, uygun koşullarda korunması, işlenip değerlendirilmesi ve pazarlanması, ziraat, kültür

Birleşik Kelimeler: tarım coğrafyası, ekolojik tarım, kuru tarım, organik tarım, sulu tarım

AYRIT

[isim]

[matematik]

  • İki düzlemin ara kesiti

    Bir küpün on iki ayrıtı vardır.

ORTAY

[sıfat]

[matematik]

  • Bir düzlem şeklin aynı yöndeki paralel bütün kirişlerini eşit parçalara bölen (çizgi)
  • Bir uzayı, bir yüzeyi eşit iki parçaya bölen (düzlem, çizgi)

Birleşik Kelimeler: açıortay, kenarortay

TORUM

[isim]

[halk ağzında]

  • Deve yavrusu

YATIR

[isim]

  • Doğaüstü gücü bulunduğuna ve insanlara yardım ettiğine inanılan kimsenin mezarı

AYRIM

[isim]

  • Ayırma işi, tefrik

    Kuvvetler ayrımı.

  • Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark

    Bu arada silinen ayrımlar ve ayrımcıklar, bulanıklığı iyiden iyiye artırıyor. - Tomris Uyar

  • Alt bölüm

[mantık]

  • Cinsleri ve türleri birbirinden ayıran ana karakter, fark
  • Ayrılma noktası

    Yol ayrımı.

[sinema]

[televizyon]

  • Bir veya daha çok sahne içinde geliştirilip olayın tamamlanmış bir parçasını veren film bölüğü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayrımında olmak
  • ayrım yapmak

Birleşik Kelimeler: ince ayrım, ırk ayrımı, sönüm ayrımı, yol ayrımı

UYARI

[isim]

  • Herhangi bir konu, sorun üzerine ilgi çekme, ikaz, ihtar, tembih

    Romancının uyarılarından habersiz kaldınız. - Adalet Ağaoğlu

[biyoloji]

  • Organizmada uyarım yaratan güç

Birleşik Kelimeler: erken uyarı

YUTMA

[isim]

  • Yutmak işi

    Ne bulursam yutmaya mecbur kalıyordum, zayıflamış, sersemlemiş, neşesizleşmiştim. - Refik Halit Karay